Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/29509
Karar No: 2013/8159

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/29509 Esas 2013/8159 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2012/29509 E.  ,  2013/8159 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait iş yerinde mağaza müdürü olarak çalıştığını, davalı işveren iş akdinin feshinin yasal şartları taşımadığını ve geçerli bir nedene dayanmadığını beyanla müvekkilinin iş akdinin feshinin geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davacının iş akdinin feshi tarihinde ... CarrefourSa Express mağazasında mağaza müdürü unvanı ile mağazada en yetkili kişi olarak çalıştığını, bölge müdürü tarafından mağazada yapılan incelemelerde 2011 yılının Nisan ayında yapılan envanterde farklılıkların tespit edildiğini, yapılan envanter sonucunda mağazanın atık hedefini geçmemek için (az atık verdiğini göstermek için) elinde bulunan atık ürünleri sisteme girmeksizin direk çöpe attığı, her ay sonu yapılan taze gıda (sebze,meyve.şarküteri) ürünlerine ilişkin envanterlerde ise ürünlere sistem üzerinden giriş yaparak düzeltme yaotığı (stok düzletme yaparak) çıkan gerçek farkı bu şekilde sakladığının tesoıt edildiğini, davacının bu davranışlarının müvekkili şirket tarafından belirlenen iş prosedürlerine çalışma kurallarına, görev sorumluluklarına ve ış süreçlerine uygun olmadığını, davacının envanter sayımının müvekkili şirketin belirlediği sınırlar dahilinde sonuçlanması için gerekli önlemleri almadığını, iş görme edimini eksik yerine getirdiğini, birden çok sefer envanter açığına neden olarak üst düzey yöneticileri yanılttığını, bu davranışları neaeni ile müvekkili şirketi zarara uğrattığını, bu doğrultuda da dolaylı olarak menfaat (prim ödemeleri) sağladığını davacının izinsiz stok düzletme, zamanında atık kesmeme ve envanter açıkları hakkında savunması istendiğini, davacının kendi el yazısı ile yazıyı okuduğunu, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenerek iş sözleşmesinin sonlandırılmasını istediğini, 27.06.2011 tarihinde 4857 sayılı kanunun 17.maddesi gereğince tüm yasal hakların ödenerek iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında ahlaki değerlere ilişkin ayrı bir sözleşme imzalandığını, beyanla davacının davasının reddine karar verilmesini talep ve beyan etmişlerdir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davalının iş sözleşmesini fesihte geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Taraflar arasındaki iş ilişkinin “bozma sözleşmesi” yoluyla sona erip ermediği hususu uyuşmazlık konusudur.
    Bozma sözleşmesi (ikale) yasalarımızda düzenlenmiş değildir. Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi mümkündür. Sözleşmenin, doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem ikale olarak adlandırılır.
    İş Kanununda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklama (icap), ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur.
    Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez.
    Bu anlamda bozma sözleşmesinin şekli, yapılması, kapsam ve geçerliliği Borçlar Kanunu hükümlerine göre saptanacaktır. Buna karşılık iş sözleşmesinin bozma sözleşmesi yoluyla sona erdirilmesi, iş hukukunu yakından ilgilendirdiği için ikalenin yorumunda iş sözleşmesinin yorumunda olduğu gibi, genel hükümlerin yanı sıra iş hukukundaki “işçi yararına yorum” ilkesi de göz önünde bulundurulacaktır.
    Borçlar Kanunun 23-31 maddeleri arasında düzenlenmiş olan irade fesadı hallerinin, bozma sözleşmeleri yönünden titizlikle ele alınması gerekir. Bir işçinin bozma sözleşmesi yapma konusundaki icap veya kabulde bulunmasının ardından işveren feshi haline özgü iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak istemesi ve yasa gereği en çok bir ay içinde işe iade davası açmış olması hayatın olağan akışına uygun düşmez.
    İş ilişkisi taraflardan her birinin bozucu yenilik doğuran bir beyanla sona erdirmeleri mümkün olduğu halde, bu yola gitmeyerek karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirmelerinin nedenleri üzerinde de durmak gerekir. Her şeyden önce bozma sözleşmesi yapma konusunda icapta bulunanın makul bir yararının olması gerekir. İş ilişkisinin bozma anlaşması yoluyla sona erdirildiğine dair örnekler 1475 sayılı İş Kanunu ve öncesinde hemen hemen uygulamaya hiç yansımadığı halde, iş güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesinin ardından özellikle 4857 sayılı İş Kanunu sonrasında giderek yaygın bir hal almıştır. Bu noktada, işveren feshinin karşılıklı anlaşma yoluyla fesih gibi gösterilmesi suretiyle iş güvencesi hükümlerinin bertaraf edilmesi şüphesi ortaya çıkmaktadır. Bu itibarla irade fesadı denetimi dışında, tarafların bozma sözleşmesi yapması konusunda makul yararının olup olmadığının da irdelenmesi gerekir. Makul yarar ölçütü, bozma sözleşmesi yapma konusundaki icabın işçiden gelmesi ile işverenden gelmesi ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak ele alınmalıdır. Dairemizin 2008 yılı kararları bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 21.4.2008 gün 2007/31287 E, 2008/9600 K).
    Bozma sözleşmesi yoluyla iş sözleşmesi sona eren işçi, iş güvencesinden yoksun kaldığı gibi, kural olarak feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanamayacaktır. Yine 4447 sayılı Yasa kapsamında işsizlik sigortasından da yararlanamayacaktır. Bütün bu hususlar, iş hukukunda hâkim olan ibranamenin dar yorumu ilkesi gibi, hatta daha da ötesinde, ikale sözleşmesinin geçerliliği noktasında işçi lehine değerlendirmenin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
    Tarafların bozma sözleşmesinde ihbar ve kıdem tazminatı ile iş güvencesi tazminatı hatta boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklardan bazılarını ya da tamamını kararlaştırmaları da mümkündür. Bozma sözleşmesinin geçerliliği konusunda bütün bu hususlar dikkate alınarak değerlendirmeye gidilmelidir.
    Bozma sözleşmesinde kıdem tazminatının ödenmesi kararlaştırıldığı takdirde, kıdem tazminatı 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesine göre hesaplanmalı ve anılan maddedeki kıdem tazminatı tavanı gözetilmelidir. Belirtmek gerekir ki, sözü edilen Yasada düzenlenen kıdem tazminatı tavanı mutlak emredici niteliktedir.
    Somut olayda, davacı iş sözleşmesinin performans nedeniyle feshedildiğini, işten çıkartıldığı sırada kendisine bir takım belgelerin imzalanmasının istendiğini, işten çıkartılmanın şaşkınlığı içerisinde yazdırılan dilekçenin, içeriğini dahi hatırlamadığını belirterek işe iadesini talep etmiştir. Davalı ise davacının şirkete verdiği dilekçe ile iş sözleşmesinin özel nedenlerden dolayı hakları ödenerek sona erdirilmesini talep ettiğini, davacının bu icabı üzerine iş sözleşmesinin sona erdirildiğini ve işten çıkışının gerçekleştirildiğini davacıya kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini savunmuştur.
    Davalı tarafından sunulan savunma istem yazısının altına el yazısıyla yazılı “Bu yazıyı okudum işten ayrılmak istiyorum. İhbar ücretim ve kıdem tazminatımın ödenerek tazminatlı bir şekilde iş sözleşmemin sonlandırılmasını talep ederim. Not: 10 yıl boyunca yapmış olduğum fazla çalışmalar, ayrıca resmi bayram ve tatillerde yapmış olduğum çalışma haklarım bende saklıdır. 27.06.2011 ...” ibaresinin altında davacının imzasının bulunduğu, söz konusu imzalı belgenin irade fesadına dayanılarak alındığı kanıtlanamadığı, fesih talebinin davacıdan geldiği, davacıya kıdem ve ihbar tazminatının ödendiği, buna göre iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilmesi hatalıdır.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    F) Sonuç:
    HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
    1.Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2.Davanın REDDİNE,
    3.Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    4.Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 80.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
    5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
    6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
    Kesin olarak 07.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi