8. Ceza Dairesi Esas No: 2017/10164 Karar No: 2019/9102 Karar Tarihi: 27.06.2019
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/10164 Esas 2019/9102 Karar Sayılı İlamı
8. Ceza Dairesi 2017/10164 E. , 2019/9102 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için failin işlediği bir suç nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendi kimliğini saklayarak, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması ve o kişi hakkında iftira atmışcasına soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olması gerekmektedir. Somut olayda, halk otobüsü içinde yankesicilik yapıldığı ihbarı üzerine olay yerine gelen kolluk ekiplerince kimlik kontrolü yapılması sırasında sanığın, kendisini ... olarak tanıttığı, ancak ... adına hiç bir belge düzenlenmediği gibi sanık hakkında da herhangi bir soruşturma yapılmadığının anlaşılması karşısında, eylemin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesine uyduğu ve idari yaptırımı gerektirdiği ancak anılan Yasanın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden temyiz incelemesine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının konusu eylemin oluşturduğu kabahatin zamanaşımına uğraması nedeniyle 5226 sayılı Kabahatler Kanununun 20/2-c maddesi gözetilerek “İdari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına”, Kabule göre de; 26.05.2013 tarihli yakalama tutanağına göre, sanığın kimlik kontrolü sırasında kendisini ... olarak tanıttıktan sonra, eşi ve çocuklarına ilişkin yanlış bilgiler verdiğinin görevli memurlar tarafından anlaşılarak kendisine bu durumun söylenmesi üzerine, sanığın, gerçek kimliğinin ... olduğunu beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, TCK.nın 269. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.