Esas No: 2017/1005
Karar No: 2021/2563
Karar Tarihi: 28.05.2021
Danıştay 7. Daire 2017/1005 Esas 2021/2563 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/1005
Karar No : 2021/2563
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: … Kimya Petrol Ürünleri İnşaat Nakliye Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına 12/04/2016 tarihinde düzenlenen 2008 yılına ait kurumlar vergisi ve özel usulsüzlük cezası, 2009 yılının 1. dönemine ait gelir (stopaj) vergisi, 2008 ve 2009 yıllarının muhtelif dönemlerine ait damga vergilerine ilişkin … sayılı; 2009 yılına ait kurumlar vergisi, damga vergileri ve gecikme zammına dair … sayılı; 2009 yılının Şubat ve Mart dönemlerine ait özel tüketim vergileri, vergi ziyaı cezaları, 2009 yılına ait özel usulsüzlük cezası ile gecikme faizine ilişkin … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinin vergi ve buna bağlı alacaklarına dair; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinin ise kanuni temsilcilerin diğer amme alacaklarına dair sorumluluklarını düzenlediği, ilgili maddelere konu alacakların ve bu maddelerde yer alan sorumlulukların genel esaslarının birbirinden farklı olduğu, davacının hangi kanun kapsamında takip edildiği bilinmeden amme alacağından sorumlu tutulup tutulamayacağının belirlenemeyeceği, davaya konu işlemin yargısal denetimi yapılırken, tesis edilen işleme dayanak alınan yasal düzenlemenin tespit edilemediği gerekçesiyle … sayılı ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl kamu borçlusu hakkında yapılan takibat sonucunda mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen ve tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarından kanuni temsilcilerin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca sorumlu oldukları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinin 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi ve buna bağlı alacakları da kapsadığı, dolayısıyla davaya konu muhtelif vergilerin tahsilini teminen davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden; davacının dava dilekçesinde, 2008 ve 2009 yıllarına ait muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve …, …, … sayılı ödeme emirlerinin iptalini istediği, buna karşın Mahkemece sadece … numaralı ödeme emri hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmakla birlikte, kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu olan davacı hakkında düzenlenen … numaralı ödeme emrine dair uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle, yeniden karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar yeterince açık değilse, yahut birbirine aykırı hüküm fıkralarını taşıyorsa, taraflardan her birinin kararın açıklanmasını veya aykırılığın giderilmesini isteyebileceği; 3. fıkrasında kararı vermiş olan daire veya mahkemenin işi inceleyeceği, 5. fıkrasında da açıklama veya aykırılığın kaldırılmasının kararın yerine getirilmesine kadar istenebileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davalı idarenin temyiz talebi üzerine hakkında inceleme yapılabilmesi için Danıştay kaydına alınan dava dosyasına ilişkin olarak, davacı tarafından, temyiz istemine karşı cevap dilekçesi sunulmasından sonra … Vergi Mahkemesi Başkanlığına hitaplı 14/01/2021 tarihli dilekçe ile, dava dilekçesinde … tarih ve …, …, … sayılı ödeme emirlerinin iptalinin istenilmesine karşın, kararda sadece … sayılı ödeme emri için hüküm kurulduğu, … ve … sayılı ödeme emirleri için karar verilmediği anılan ödeme emirleri için de karar verilmesi talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, kararda yer almaması sebebiyle temyiz istemine konu edilebilecek nitelikteki eksik hüküm hakkında tavzih isteminde bulunulmuş ise de; söz konusu talep, kararın yeniden değerlendirilmesi suretiyle, eksik bırakıldığı belirtilen kısım hakkında yeniden hüküm kurulmasına ilişkin olduğundan, bu hususun kararın açıklanması ile giderilemeyeceği açıktır. Bu bakımdan yukarıda yer verilen Kanun hükmü kapsamında tavzih olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan talep hakkında inceleme yapılmak üzere dosyanın yetkili Mahkemesine gönderilmesine gerek görülmemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Kimya Petrol Ürünleri İnşaat Nakliye Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin 2008 ve 2009 yıllarına ait muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve …, …, … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılan davada … sayılı ödeme emrinin iptali yolunda verilen mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde, bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği; yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacaklarının, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı; temsilciler veya teşekkülü idare edenlerin bu suretle ödedikleri vergiler için, asıl mükelleflere rücu edebilecekleri hükümlerine yer verilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde de tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinin gerekçesinde; maddenin, vergi ve buna bağlı alacaklardan sorumlu olan kanuni temsilcilerin diğer amme alacaklarının ödenmesinden de sorumlu olmalarını sağlamak amacıyla düzenlendiği, böylelikle, kanuni temsilcilerin gerek vergi gerekse tüm amme alacaklarından sorumlu olmasını sağlamak suretiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesindeki eksikliğin giderilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir. Bu nedenledir ki, şirket tüzel kişiliği adına değil de kanuni temsilci adına düzenlendiğini göstermek amacıyla ödeme emrine yazılan " 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi ve 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi" ibarelerinin uyuşmazlığın esasını etkileyecek kadar önemli bir gereklilik veya noksanlık olarak kabulüne imkân bulunmadığından, 3 sayılı ödeme emrini yukarıda değinilen gerekçeyle iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararda yasal isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 28/05/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.