11. Hukuk Dairesi 2018/915 E. , 2019/2716 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 29/11/2016 tarih ve 2015/373 E. - 2016/372 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 23/11/2017 tarih ve 2017/968-2017/1072 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı Bakanlık vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından geliştirilen Colomba isimli patates çeşidi için 01.07.2014 tarihinde davalı Bakanlığa ıslahçı hakkı başvurusunda bulunulduğunu, başvurunun önce usulüne uygun biçimde vekaletname eksikliği giderilmediğinden yapılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu karara yapılan itirazın haklı görüldüğünü ancak bu sefer de çeşidin yenilik şartını taşımadığı gerekçesiyle başvurunun reddedildiğini, bu kararının gerek 5042 sayılı Kanun"un 5. maddesine, gerekse de kanuna mehaz teşkil eden UPOV Sözleşmesi"ne aykırı olduğunu, müvekkilinin söz konusu ürün için 28.01.2013 tarihinde üretim izni aldığını, 5042 sayılı Kanun"un 5. maddesi uyarınca ıslahçı hakkı için başvurunun yapıldığı tarihten itibaren geriye doğru ... içinde 1 yıl, ... dışında 4 yıl öncesine kadar kullanım amacıyla hak sahibi tarafından satılmamış veya umuma sunulmamış ise çeşidin yeni kabul edileceğini, 28.01.2013 tarihinde üretim izni alınmasının davalı Bakanlık tarafından satılma veya umuma sunulma olarak değerlendirildiğini, oysa üretim izni almanın resmi kataloga (milli çeşit listesi) girmenin ilk adımı olduğunu, bu iznin bir çeşidin satışı ve ticareti için alınan geçici izin olarak düşünülebileceğini, gerekli teknik incelemenin üretim izni başvurusundan sonra tamamlandığını ve çeşidin milli çeşit listesine girdiğini, üretim izni almanın 5042 sayılı Kanun"un 5. maddesinin 2. fıkrasının e bendine uyduğunu ve yeniliği etkileyen bir hal olmadığını, üretim izninin “ticarileşme” olarak değerlendirilemeyeceğini, aksi bir kabulün “üretim izni” ile “ticarete arz” kavramlarının birebir aynı olduğu anlamına geleceğini, Türkiye’nin taraf olduğu ve 5042 sayılı Kanun düzenlenirken esas ... UPOV Sözleşmesi’nin yeniliği düzenleyen 6. maddesinde de “ıslahçı hakkı için başvurunun yapıldığı tarihten geriye doğru taraf devlet sınırları içerisinde 1 yıl, taraf devlet sınırları dışında söz konusu tarihten dört yıl veya ağaç ve asmalarda 6yıldan daha önce fayda elde etmek amacıyla ıslahçı tarafından veya onun rızası ile satılmamış veya umuma sunulmamış çeşitlerin yeni kabul edileceğinin” öngörüldüğünü, 31.08.2009 tarihli UPOV Yenilik İnceleme Notları ve Tercümesi 6. paragrafın “kanuni veya idari bir zorunluluğu, özellikle de biyolojik güvenlik veya ticarete kabul edilen çeşitlerin resmi katalogundaki çeşitlere girmeyi ilgilendiren zorunluluğu yerine getirmenin bir parçası olarak başkalarına satış veya sunumun yeniliğin kaybına mahal veren bir durum olarak nitelendirilmeyeceği” açıklamasını içerdiğini, dolayısıyla “umuma sunum” fiilinin satış izni ve akabinde milli çeşit listesine girmeyi kapsamadığının açık olduğunu, yasal veya idari bir zorunluluk nedeni ile yapılacak işlemler yahut ticareti yapılacak çeşitlerin resmi kataloğa kaydedilmesi gibi faaliyetlerin bir çeşidin yeniliğini etkilemeyeceğinin her iki mevzuatta da açıkça hükme bağlandığını, ileri sürerek başvurunun reddine ilişkin kararın iptaline, Colomba isimli çeşit için gerçekleştirilen başvurunun devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Bakanlık vekili, davanın idari yargı yerlerinde görülmesinin gerektiğini, 01.07.2014 tarihinde başvurusu yapılan çeşit için 28.01.2013 tarihinde üretim izni alındığını ve çeşidin ticarete konu edildiğini, müvekkili tarafından bir çeşidin satılmadığına veya umuma arz edilmediğine ilişkin araştırmanın Milli Çeşit Listesi (Tescil ve Üretim İzinleri) ve UPOV Pluto Veri Tabanı kontrol edilerek yapıldığını, çeşidin Milli Çeşit Listesinde yer alması durumunda umuma sunulduğunun ve ticarete konu olduğunun kabul edildiğini, davacı tarafından 28.01.2013 tarihinde üretim izni alındığı için çeşidin yenilik şartını taşımadığına ilişkin kararın 5042 sayılı Kanun"un 5. maddesine uygun bulunduğunu, ayrıca Tohumculuk Kanunu"na dayanılarak çıkartılan Bitki Çeşitlerinin Kayıt Altına Alınması Yönetmeliği’nin Milli Çeşit Listesi başlıklı 37. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında; "(1) Milli Çeşit Listesi Ek-l’de yer alan türlere ait çeşitlerin kayıtlı olduğu listedir. Bitki çeşitleri bu listeye ticaretinin ve tohumluk üretimlerinin yapılabilmesi amacı ile alınır. (2)Üretim izni verilen çeşitler TTSM internet sitesinde yayımlanarak her üretim izni toplantısı sonrasında güncellenir. Bu çeşitler, Milli Çeşit Listesinde yayımlanmış sayılır." hükümlerinin yer aldığını, bu hükümlerden de Milli Çeşit Listesinde yayınlanan bitki çeşitlerinin tescilli çeşitlerle aynı haklara sahip olduğunun, ticaretlerinin ve tohumluk üretimlerinin yapılabildiğinin anlaşıldığını, yine 5042 sayılı Kanun"un 5. maddesinde çeşidin sadece satılmış olmasının değil, kullanım amacıyla umuma sunulmasının da yeniliği kaldırdığının hüküm altına alındığını, ret kararının çeşidin resmi kataloğa kaydedilmesi için yapılan faaliyetler dolayısıyla değil, kataloğa kaydedildikten sonra umuma arz edilmesi ve Türkiye sınırları içerisinde satılabileceği ve bu nedenle artık ticarete konu olduğu için verildiğini, ticarete konu olmaktan anlaşılması gerekenin sadece satılmak, el değiştirmek vb. olmuş olsaydı, kanun koyucunun bu ifadeyi açıkça ortaya koyacağını, oysaki kanunda umuma sunulma ifadesinin kullanıldığını, yerleşik hale gelen uygulamaya göre yenilik incelemesi yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 01.07.2014 tarihinde ıslahçı hakkı başvurusu yapılan Colomba isimli çeşide ilişkin 28.01.2013 tarihinde üretim izni verilmesi ve çeşidin Milli Çeşit Listesi’nde yayınlanmış olmasına karşılık çeşidin ticarete konu olduğuna, başka bir anlatımla 5042 sayılı Kanun"un 5. maddesi uyarınca çeşidin çoğaltım veya hasat edilmiş materyalinin ıslahçı hakkı için başvurunun yapıldığı tarihten geriye doğru ... içinde bir yıl öncesine kadar kullanım amacıyla satıldığına veya umuma sunulduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, "Colombo" isimli patates çeşidinin, 30.09.2010 tarihinde İspanya"da ticari olarak kullanılmasına rağmen, Türkiye"deki ıslahçı hakkı başvurusunun 01.07.2014 tarihinde yapıldığı, buna göre de ... dışında ticarete konu edildiği tarih itibariyle dört yıllık süre geçmediği, resmi kataloğa kaydedilmesi gibi yükümlülüklerden ... faaliyetlerin çeşidin yeni sayılmasını etkilemeyeceği bu nedenle de çeşidin yenilik kriterini taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı Bakanlığın 08.07.2015 tarih, 15148 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı Bakanlık vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, somut olayda "Colombo" isimli patates çeşidinin, 30.09.2010 tarihinde İspanya"da ticari olarak kullanılmasına rağmen, Türkiye"deki ıslahçı hakkı başvurusunun 01.07.2014 tarihinde yapıldığı, buna göre de ... dışında ticarete konu edildiği tarih itibariyle dört yıllık süre geçmediğinden bu anlamda çeşidin yenilik niteliğini taşıdığı, her ne kadar davalı Bakanlık tarafından, söz konusu çeşit için Türkiye"de 28.01.2013 tarihinde üretim izni alındığı ve bu tarih ile başvuru tarihi arasında bir yıllık süre geçtiğinden çeşidin yeni olmadığı gerekçesiyle başvuru reddedilmiş ise de 5042 sayılı Kanun"un 5/2-e maddesindeki ticareti yapılacak çeşitlerin resmi kataloğa kaydedilmesi gibi yükümlülüklerden ... faaliyetlerin çeşidin yeni sayılmasını etkilemeyeceği yönündeki düzenlemenin mevcut olduğu ve ayrıca 5042 sayılı Kanun"a esas teşkil eden UPOV Sözleşmesinde de, çeşidin yeniliğinin ancak kullanım amacıyla satılması ve diğerlerine verilmesi fiilleriyle ortadan kalkacağının kabul edilmiş olduğu gerekçesiyle davalı Bakanlık vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Bakanlık vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, 08/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.