Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/5013 Esas 2014/7108 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5013
Karar No: 2014/7108

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/5013 Esas 2014/7108 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı Orhan, davalı borçlu M.T. aleyhine icra takibi yaptı ancak borcu karşılayacak mal bulunamadı. Bu nedenle borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı Şirket'e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etti. Davalı Şirket bu talebe karşı çıktı. Diğer davalı borçlu ise usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmedi ve davaya cevap vermedi. Mahkeme taşınmazın satışının borç ödemeye yönelik olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak, davacı vekili tarafından temyiz edildi. İİK.277 ve devamı maddelerine dayanarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu nedenle, mahkeme hangi tasarrufların iptale tabi olduğunun hakimin takdirine bırakıldığı için İİK maddelerinden birine dayanılmış olsa dahi diğer maddelerden birine göre iptal kararı verilebilir. Somut olayda, taşınmaz satışının borçlu tarafından diğer davalıya satışının borca muhsuben gerçekleştiği kabul edildiği halde İİK 279. maddesi şartlarının bulunup bulunmadığı üzerinde durulmadan yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetli değil. Sonuç olarak, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm bozuldu ve 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine karar verildi. İlgili kanun maddeleri İİK.277, 278, 279, 280'dir ve borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarruflar bu maddelerde düzenlenmiştir. Ancak kanunda iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yapılmış ve hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hakimin takdirine bırakılmıştır.
17. Hukuk Dairesi         2013/5013 E.  ,  2014/7108 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 28/06/2012
    NUMARASI : 2011/805-2012/314

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 06.05.2014 Salı günü davacı O.. N.. vekili Av. ...... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı Orhan vekili, davalı borçlu M.. T.. aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı Şirket’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    Davalı Şirket vekili davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı borçlu usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, taşınmazın satışının borç ödemeye yönelik olarak yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK. m. 281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Somut olayda taşınmaz satışının borçlu tarafından diğer davalıya satışının borca muhsuben gerçekleştiği kabul edildiği halde İİK 279. maddesi şartlarının bulunup bulunmadığı ve şayet şartların mevcut olmadığı kanaatine varılmış ise İİK 280. maddede öngörülen borçlunun mal kaçırma kastını 3. kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olup olmadığı üzerinde durulmadan yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetli değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/05/2014 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.