8. Ceza Dairesi 2018/8440 E. , 2019/9091 K.
"İçtihat Metni"
Korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme suçundan meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07.09.2017 tarihli ve 2016/119424 soruşturma, 2017/76279 sayılı kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04.12.2017 tarihli ve 2017/6114 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut olayda, müşteki ..."un olay günü plakasını alamadığı bir araç içerisinden kimliği meçhul şahsın evine iki el av tüfeği türü silahla ateş ettiği yönündeki beyanı değerlendirildiğinde olayın gerçekleştiği yerde bulunan ev veya işyerleri varsa onlara ait kamera kayıtlarının bulunup bulunmadığı yönünde bir araştırma yapılması, gerekirse müşteki ile aynı apartmanda veya olay yerine yakın yerlerde yaşayan kimselerin bilgisine başvurulması gerektiği ve şüphelinin iddiası ve belirtilen bilgiler doğrultusunda araştırma yapılmasına rağmen şüpheliye ulaşılamaması halinde ise daimi arama kararı gereğince dava zamanaşımı süresinin sonuna kadar evrakın takibinin gerektiği gözetilmeden, sadece müştekinin beyanının alınması suretiyle yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 17.07.2018 gün ve 2018/6585 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.07.2018 gün ve KYB/2018-66212 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Müşteki ... vekilince İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"na sunulan 29.08.2016 tarihli dilekçe ve müştekinin kollukça alınan 18.04.2017 tarihli ifadesinde, 26.08.2016 gecesi müşteki evinin balkonunda oturduğu sırada plakası ve markasını göremediği bir araçtan 3. katta bulunan evlerine doğru pompalı tüfekle iki el ateş edildiğini, kendisi ve ailesinin kimseyle husumetli olmadıklarını, olaya tanık olan kişilerin ismini belirtmek istemediğini beyan etmesi üzerine başlatılan soruşturmada,İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ile kolluk tarafından yapılan araştırma sonucu düzenlenen 23.05.2017 tarihli tutanakta müştekiye ait ikametin balkon duvarında bulunan saçma izlerinin bulunduğunun ve çevrede olay yerini gösteren kamera kaydına rastlanılmadığının tespit edildiği, soruşturma sonucunda şüpheli/şüphelilerin açık kimlik bilgileri tespit edilemediğinden İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 05.06.2017 tarihli daimi arama kararının alındığı, sonrasında “... saçma tanelerinin sadece müştekinin ev duvarında iz yapması dışında kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından herhangi bir tehlike oluşturmadığı” gerekçesiyle 07.09.2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair ek kararın verildiği, verilen bu karara karşı yapılan itirazın, mercii tarafından reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza Muhakemeleri Kanununda;
“Madde 160 - (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
Madde 170 - (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
Madde 172 - (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
Madde 173 - (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu
davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh Ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz." şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
Soruşturmaya konu olayda, olaya ilişkin görgü ve bilgisi olan kişilerin müştekiden de sorularak araştırılıp bu kişilerin tanık sıfatı ile dinlenilmesi,şüpheli veya şüphelilerin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, yapılan araştırmalar neticesinde de bir sonuç elde edilememesi halinde ise daimi arama kararı alınarak dava zaman aşımı süresinin sonuna kadar evrakın takibinin gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Hakimliği"nin 04.12.2017 gün, 2017/6114 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nın 309/4-a. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 27.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.