Esas No: 2020/3165
Karar No: 2021/2754
Karar Tarihi: 28.05.2021
Danıştay 8. Daire 2020/3165 Esas 2021/2754 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3165
Karar No : 2021/2754
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacılar) : Çocukları ..., ..., ... , ..., ... ...'ye Velayeten Kendi Adına Asaleten ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacılar murisi ...'nin, 18.06.2009 tarihinde Şanlıurfa İli, Merkez İlçesi, İpekyol Caddesi üzerinde karşıdan karşıya geçmek isterken, yoldan geçen aracın çarpması sonucu vefat etmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı iddia edilen 110.000,00-TL maddi, 90.000,00-TL manevi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; Danıştay (Kapanan) Onbeşinci Dairesi'nin 20.04.2017 tarih ve E:2015/5703, K:2017/1871 sayılı bozma kararına uyularak, dosya içerisinde bulunan tüm bilgi ve belgeler ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nce düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucu uyuşmazlık konusu tazminat talebine esas olan trafik kazasının meydana gelmesinde, davalı idareye izafe edilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, müteveffa ...'nin 36 metre uzaklıkta yaya üst geçidi bulunmasına rağmen yayaların geçişine yasak olan yerden, gelen aracın uzaklığını ve hızını göz önüne almadan geçiş yapmak suretiyle kazanın oluşumuna sebebiyet vermiş olduğu, müteveffanın yaşı dikkate alındığında kaza tehlikesini değerlendirebilecek durumda olduğu ve olayın kendi kusurlu davranışından kaynaklandığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Anayasa'nın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun '' Belediye trafik birimleri, görev ve yetkileri'' başlıklı 10. maddesinin (b-1.) bendi, ''Yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak'', (b-5) bendi ''Yol yapısı veya işaretleme yetersizliği yüzünden trafik kazalarının vukubulduğu yerlerde, yetkililerce teklif edilen tedbirleri almak'' hükmünde olup, aynı Kanunun ''Yayaların uyacakları kurallar'' başlıklı 68. maddesinin (b) bendine göre; "taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır." hükmünü taşımaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, 18.6.2009 günü sürücü ...'nın sevk ve idaresindeki ... plakalı araç İpekyol Caddesi istikametinden Şehitlik Kavşağı istikametine doğru seyir halinde iken otogar civarına geldiği esnada aracının sol ön kısmı ile otogar istikametinden gelen ve yolun karşı tarafına geçmek isteyen davacılar murisi ...'ye çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiği, olayla ilgili olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında, kazanın oluşumuna yaya ...'nin yaya üst geçidi olmasına rağmen, taşıt yolunu kullanarak karşıdan karşıya geçmeye çalışmak suretiyle Karayolları Trafik Kanunu'nun 68/b maddesini ihlal etmesinin sebebiyet verdiği, kamyonet sürücüsünün trafik kuralı ihlalinin bulunmadığının belirtildiği, konuyla ilgili olarak ... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından düzenletilen 30.4.2010 günlü bilirkişi raporunda ise, kaza noktasına 36 metre mesafede yaya üst geçidi, 150 metre mesafede ise yaya geçidi olduğu, yolun şehir merkezi istikametine göre yaya üst geçidinden itibaren kaldırımın üzerinde 200 metre uzunluğunda demir parmaklıklar olduğu, davacının geçiş yaptığı yolla ana yol arasında yayaların karşıdan karşıya geçişlerini engelleyecek herhangi bir demir parmaklık, korkuluk demiri veya tel örgü olmadığı, yolda çalışma, trafik görevlisi ve görüşe engel herhangi bir cismin bulunmadığı, sonuç olarak kaza noktasına 36 metre mesafede üst geçit, 150 metre mesafede yaya geçidi olduğu halde davacılar yakınının bunları kullanmayıp yaya geçidi olmayan demir parmaklıklar ve tel örgüyle fiziki engelli orta refüjün köprüye yakın demir parmaklıklar ve tel örgülerin yarım bırakılmış kısmındaki parke taşlarıyla döşeli alandan karşıdan karşıya geçmek istemesi üzerine kazanın meydana geldiği, yayaların karşıdan karşıya geçişte yaya yolu, okul geçidi ve kavşak giriş çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmelerinin yasak olmasına rağmen yayaların geçişlerini bu noktadan yaptığı, yol ve orta refüj üzerinde karşıdan karşıya geçişleri engelleyecek tel örgü ve parmaklıklar yarım bırakıldığı için bu yol üzerinde ölümlü ve yaralamalı kazaların meydana geldiği, kaza yerindeki üst geçitle 400 metre mesafede bulunan diğer üst geçide kadar olan kısmın demir parmaklık ve tel örgüyle kapatılması halinde bu tür kazaların önüne geçilebileceği yönünde görüş bildirildiği, davacı vekili tarafından meydana gelen olayda davalı idarenin kusurunun bulunduğu ileri sürülerek bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ...; K: ... sayılı kararı ile davanın reddine yönelik verilen karar Danıştay (Kapanan) Onbeşinci Dairesi'nin 20.04.2017 tarih ve E:2015/5703, K:2017/1871 sayılı kararıyla, "...davalı belediye, kaldırım kenarındaki demir korkuluk ve orta refüjdeki tel çitlerin aralık bırakılmadan monte edilmesini sağlamamış ve yayaların, trafik kazasının meydana geldiği cadde kenarındaki kaldırıma 4 metrelik bir merdivenle çıktıktan sonra, kaldırımın sağ ve sol yanında bulunan korkulukların aralık kısmından geçerek iki aralık ortasında bulunan 5 metre genişliğindeki ve parke taşı döşeli orta refüj aralığından da geçerek yolun karşısına ulaşmaları devam edegelen bir alışkanlık oluşturmasına rağmen korkuluk ve tel çitlerin aralık kısımlarının birleştirilmesini sağlamamıştır. İdarenin sorumluluk alanında bulunan şehir içi taşıt yolu üzerinde yayaların karşıdan karşıya geçişini sağlamak amacıyla üst geçit yapmasına rağmen, üst geçitin 36 metre uzağında taşıt yolu üzerinde yaya geçişini kolaylaştıracak şekilde karşılıklı geçiş alanları bırakması, bu alanı kapatmak yerine hareketsiz kalması kamu hizmetinin işleyişinde hizmet kusurunun bulunduğunu göstermektedir. Bu durumda; kamu hizmetini etkin bir şekilde yürütmek ve denetlemek görevi olan ve can ve mal emniyetini sağlama sorumluluğu bulunan davalı idarenin, hizmet kusurunun bulunmasına rağmen mahkemece, yeterli inceleme yapılmadan kaza tespit tutanağı ve kusur tespiti içermeyen bilirkişi raporuna dayalı olarak idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuş, İdare Mahkemesi'nce bozma kararına uyulduğu belirtilerek Adli Tıp Kurumu'ndan dava konusu olayın meydana gelmesinde tarafların veyahut üçüncü kişilerin kusurunun olup olmadığının, kusuru bulunanların kusur oranlarının belirlenmesinin açıklanmasının istenilmesi üzerine anılan Kurumca düzenlenen 15.03.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle, sürücü ... 'nın, idaresindeki araç ile seyir halindeyken, yola gereken dikkati verip görüş alanını kontrol altında bulundurması, seyrini müteyakkız şekilde sürdürerek seyre göre sağ taraftan yola girip yolun karşısına geçiş yapmakta olan yayaları fark edip zamanında tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, gereken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle tali kusurlu olduğu, müteveffa yaya ...'nin, 9 yaşındaki kızı ile birlikte, kendilerine yakın mesafede bulunan üst geçidi kullanmayıp, yolun sol tarafını yeterince kontrol etmeden, seyir halinde olan vasıtanın hız ve mesafesini dikkate almadan karşıdan karşıya geçiş yaptığı sırada, sol tarafından gelen aracın sadmesine maruz kalarak kendi can güvenliklerini tehlikeye düşürdüğü, ilk geçiş hakkını seyir halinde olan kamyonete bırakmadığı, gereken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle asli kusurlu olduğu, sonuç olarak, olayda; sürücü ...'nın %25 oranında, müteveffa yaya ...'nin %75 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir.
İdare Mahkemesi'nce Danıştay (Kapanan) Onbeşinci Dairesi'nin 20.04.2017 tarih ve E:2015/5703, K:2017/1871 sayılı bozma kararına uyularak yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen söz konusu rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkeme'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ilk kararını bozan söz konusu bozma kararında, kaza tespit tutanağı ile kusur tespiti bulunmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında hukuki isabet bulunmadığı ve davalı idarenin olayın meydana gelmesinde hizmet kusurunun bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, Mahkemece, olayda kamu hizmetinin işleyişinde hizmet kusuru bulunduğu gözetilerek, davalı idarenin kusur oranının kazaya sebep olan diğer faktörler/davranışlar da dikkate alınarak belirlenmesi gerekirken, yeniden davalı idarenin kusur sorumluluğunun bulunup bulunmadığına yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılmasında ve yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda da kusur değerlendirmesinin sadece sürücü ve müteveffa yaya bakımından yapılması nedeniyle anılan raporun hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacıların bir kısmı tarafından aynı olaydan kaynaklı tazminat talebiyle ... Sigorta A.Ş. aleyhine ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin E: ... esasına kayıtlı davanın açıldığı görülmekte olup, İdare Mahkemesi'nce yeniden bir karar verilirken mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde bir karar verilmesi gerektiği de açıktır.
Açıklanan nedenlerle; ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.