Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2013/8-114
Karar No: 2013/463

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/8-114 Esas 2013/463 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanıklar M.A. ve F.T., parada sahtecilik suçundan 2 yıl 6 ay hapis ve 1.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmışlardır. Ancak, sanıkların aynı avukat tarafından temsil edilmesi suretiyle menfaat çatışmasının olduğu belirtilerek hüküm bozulmuş ve dosya Ceza Genel Kuruluna gönderilmiştir. Dosyanın incelenmesi sonucunda, savunma hakkının zafiyete uğramaması gerektiği belirtilerek, sanıklar arasında menfaat çatışması bulunduğu ve ortak avukatın hukuki yardımından yararlanmalarının savunmada zaafiyete neden olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiş ve dosya mahalline gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nun 37/1. maddesi
- 197/1, 62, 52, 53, 54 ve 63. maddeleri
- 5271 sayılı CMK'nun 152. maddesi
- 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/b maddesi
- Avukatlık Meslek Kurallarının 35. maddesi
Ceza Genel Kurulu         2013/8-114 E.  ,  2013/463 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname :2008/232694
    Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : NİĞDE Ağır Ceza  
    Günü : 09.06.2008
    Sayısı : 88-144

    Parada sahtecilik suçundan sanıklar M A ve F T’ın 5237 sayılı TCK’nun 37/1. maddesi delaletiyle 197/1, 62, 52, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 1.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin, Niğde Ağır Ceza Mahkemesince verilen 09.06.2008 gün ve 88-144 sayılı hükmün sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 27.02.2012 gün ve 8641-5826 sayı ile;
    “Aralarında menfaat çatışması olan sanıkların aynı müdafii ile temsil edilmeleri suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 152 ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/b maddelerine aykırı davranılması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 11.04.2012 gün ve 232694 sayı ile;
    “…Menfaat çatışmasının varlığı, sanıkların suçu birbirlerinin üzerine atmasına bağlıdır. Sanıklardan birisinin savunulması diğer sanığın suçlanmasıyla sağlanabiliyorsa ancak o takdirde menfaat çatışması var demektir. Sanıkların hazırlık ve kovuşturma aşamalarındaki savunmalarında birbirlerine suç attıklarına ilişkin bir beyanları bulunmadığı gibi avukatlarının da mahkeme aşamasındaki savunmaları, bir diğer sanık yönünden savunma hakkının ihlali niteliğinde değildir” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın esası incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
     CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Dairesince 26.12.2012 gün ve 27219-39772 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; parada sahtecilik suçundan cezalandırılmalarına karar verilen sanıklar arasında menfaat çatışması bulunup bulunmadığının, buna bağlı olarak da aynı müdafiinin hukuki yardımından yararlanmalarının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    13.03.2008 günü saat 14.15 sıralarında müşteki Ö. K.’in Niğde İl Merkez Jandarma Komutanlığını arayıp .... plakalı 50 NC İVECO marka mavi renkli kamyonetin sürücüsü olan M. A.isimli şahsın üzerinde sahte para olduğunu ihbar etmesi üzerine jandarma görevlilerince olay yerine gelindiği, aracın park halinde olduğunun, sanıklar M.A.ve F. T. ile müşteki Ö. K.’in ise olay yerinde araç dışında bulunduklarının görüldüğü,
    Ö.K.’in sanıkların kendisine verdiğini beyan ettiği E57 205021 seri numaralı 2 adet 20 YTL değerinde sahte parayı kolluk görevlilerine teslim ettiği, ayrıca araç içerisinde yapılan aramada şoför mahallinin sağ üst kısmında gazete kağıdına sarılı vaziyette 33 adet ve sanık F.T."ın üstünde taşıyıp rızası ile teslim ettiği paralar içerisinde de 3 adet aynı seri numaralı 20 YTL değerinde sahte paranın tespit edildiği, bu şekilde toplam 38 adet aynı seri numaralı 20 YTL’lik 760 TL değerinde sahte paranın ele geçirildiği,
    Merkez Bankası Genel Müdürlüğünce yapılan incelemede, suça konu paraların sahte olduklarının ve aldatma kabiliyetlerinin bulunduğunun belirlendiği,
    Sanıkların müdafisiz olarak kolluk ve savcılıkta, aynı müdafiinin hukuki yardımından yararlanarak sulh ceza mahkemesinde ve duruşmada suçlamalara ilişkin beyanda bulundukları, sanık M. A."nın aşamalarda önce sanık F.  T.ın yanında işçi olarak çalıştığını, daha sonra da bu beyanının doğru olmadığını, asıl F. T."ın kendi yanında işçi olarak çalıştığını, ele geçen sahte paraları Aksaray’da pirinç sattıkları birisinden bilmeden aldıklarını, Niğde Bor’da pirinç satarken müştekinin bir akrabasının kendilerini görüp müştekiye haber vermesi üzerine müştekinin gelip önceye dayalı alacağını istediğini, bunun üzerine sanık F.in müştekiye 1.250 TL para verdiğini, kendisinin müştekiye para vermediğini savunduğu, sanık F.T."ın da aşamalarda sanık M. A."nın yanında işçi olarak çalıştığını, M."in beyanının doğru olmadığını, ele geçen sahte paraları Aksaray’da pirinç sattıkları birisinden bilmeden aldıklarını beyan ettiği, önce şikayetçiye bir para vermediğini, parayı sanık M.in verdiğini söylediği, ancak daha sonra parayı kendisinin verdiğini kabul ettiği, ancak üzerinde ele geçen paraları diğer sanık M."in cebine soktuğunu söylediği,
    Sanıkların ortak müdafiinin; sanıklardan F. T."ın bu olayla herhangi iradi bir bağlantısı olmadığını, bu nedenle beraati gerektiğini, sanık M.’in ise eyleminin bilmeden aldığı sahte parayı bilerek tedavüle koymak suçunu oluşturacağını savunduğu,
    Anlaşılmaktadır.
    5271 sayılı CMK’nun “Şüpheli veya sanığın birden fazla olması halinde savunma” başlığını taşıyan 152. maddesi; “Yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafie verilebilir” hükmünü taşımaktadır.
    Öte yandan 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi ile avukata, aynı işte menfaati zıt olan bir tarafa vekâlet etmesi halinde, gelen işi reddetmesi zorunluluğu getirilmiştir.
    Yine Türkiye Barolar Birliğince kabul edilen Avukatlık Meslek Kurallarının 35. maddesi ile de; “Avukat aynı davada birinin savunması öbürünün savunmasına zarar verebilecek durumda olan iki kişinin birden vekaletini kabul edemez”  kuralına yer verilmiştir.
    Bütün bu hükümlerden de anlaşılacağı gibi, menfaat zıtlığını dar anlamda yorumlamamak gerekir. Burada, önemli olan savunmanın hiçbir şekilde zafiyete uğramamasıdır. Nitekim öğretide de aynı görüş benimsenmiş, şüpheli veya sanıklardan birisinin savunulması ancak diğer sanığın suçlanmasıyla sağlanabiliyorsa, çıkarların çatıştığı ve müdafilerinin değişik kişiler olması gerektiği belirtilmiştir (Nur Centel–Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, 2013, 10.bası, s. 172)
    Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Sanıkların aşamalarda çelişkili bir biçimde, kendi lehine diğer sanığın aleyhine olacak şekilde beyanda bulunmaları, ayrıca sanıkların ortak  müdafinin de, sanık F."in olayla iradi hiçbir bağlantısı olmadığından beraati gerektiği, suçun diğer sanık M.tarafından işlendiği,  ancak eyleminin bilmeden aldığı sahte parayı bilerek tedavüle koymak suçunu oluşturduğu şeklinde savunma yapmış olması karşısında, sanıkların arasında menfaat çatışması bulunduğu, ortak müdafinin hukuki yardımından yararlanmalarının özellikle sanık M. yönünden savunmada zaafiyete neden olacağı açıktır.
    Bu itibarla, Özel Dairenin, sanıklar arasında menfaat çatışması bulunduğu görüşüne dayalı bozma kararı isabetli olup, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.11.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi