Esas No: 2021/128
Karar No: 2021/2809
Karar Tarihi: 31.05.2021
Danıştay 10. Daire 2021/128 Esas 2021/2809 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/128
Karar No : 2021/2809
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; Muğla ili, … ilçesinde bulunan … (yeni …) parsel sayılı taşınmazın Sırtlandağı Halep Çamı Tabiatı Koruma Alanı sınırları içerisine alınmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Milli Parklar Dairesi Başkanlığı'nın "Tabiat Koruma Alanı Tefriki" konulu işleminin, koruma alanı sınırlarında değişiklik yapılarak yeniden ilan edilmesine ilişkin Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Milli Parklar Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı işleminin ve Sırtlandağı Halep Çamı Tabiatı Koruma Alanı sayısal sınırlarını belirleyen Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin anılan taşınmaza ilişkin kısımlarının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Danıştay Onuncu Dairesi'nin 12/02/2019 tarih ve E:2019/73, K:2019/1125 sayılı süre ret kararının bozulmasına ilişkin bozma kararına uyularak, dava konusu taşınmazın herhangi bir kültür bitkileri yetiştiriciliği için kullanılmadığı, orman vasfının kaybettirildiği, taşınmazın konumu, toprak özellikleri ve kullanım durumuna göre, zeytin ağaçları ile kaplı olduğu, bu vasfı itibariyle “Tabiatı Koruma Alanı” vasfında olmadığı hususlarının keşif ve bilirkişi incelemeleri neticesinde tespit edildiği gerekçeleriyle dava konusu işlemlerin anılan taşınmaza ilişkin kısımlarının iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu taşınmazların Halep Çamı koruma alanında kaldığı, dava konusu arazinin Halep Çamı'nın gelişimi açısından önemli olduğu, tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, Muğla ili, … ilçesinde bulunan … (yeni …) parsel sayılı taşınmazın Sırtlandağı Halep Çamı Tabiatı Koruma Alanı sınırları içerisine alınmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Milli Parklar Dairesi Başkanlığı'nın "Tabiatı Koruma Alanı Tefriki" konulu işleminin, koruma alanı sınırlarında değişiklik yapılarak yeniden ilan edilmesine ilişkin Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü Milli Parklar Dairesi Başkanlığı'nın … tarih ve … sayılı işleminin ve Sırtlandağı Halep Çamı Tabiatı Koruma Alanı sayısal sınırlarını belirleyen Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin anılan taşınmaza ilişkin kısımlarının iptali istemiyle açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
A) Temyize Konu Kararın Dava Konusu Arazinin Yeni Malikinin Davacı Konumuna Alınarak Karar Verilmesi Yönünden İncelenmesi:
İdari yargılama usulü bakımından, tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik halinde davaya devam edilebilmesi, yalnızca 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinde sayılan hallere münhasır olup, dava konusunun devri yoluyla dava ve temyiz hakkının nakline olanak bulunmamaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davanın devamı esnasında 09/01/2017 tarihli satış işlemiyle dava konusu taşınmazın mülkiyetinin … isimli şahsa devredildiği, İdare Mahkemesince, ilgilinin 29/12/2020 tarihinde kayda giren dilekçe ile davaya davacı sıfatı ile devam etmek istediğini ve yanlışlığın giderilmesi gerektiğini bildirmesi üzerine … tarih ve E:… sayılı kararla yanlışlığın düzeltilmesine karar verilerek mahkeme kararında "Davacı: …" şeklinde yazılan kısmın "Davacı: …" şeklinde düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda dava konusu arazinin tabiatı koruma alanı olarak ilanına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan işbu davada; karar verilebilmesi için mülkiyet bağının davanın sonuna kadar devam etme mecburiyetinin olmadığı, davanın devamı sırasında eski malikin uyuşmazlığa konu taşınmazla mülkiyet ilişkisinin kalmaması ve taşınmazın başka bir şahsın mülkiyetine geçmesi nedeniyle önceki malik olan davacı …'un bakılan davayla ilgili olarak artık kişisel, meşru ve güncel bir menfaatininin bulunmadığı yönünde bir nitelendirme de yapılamayacağı açıktır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davayı açan …'un dava konusu taşınmaz ile mülkiyet bağının 09/01/2017 tarihli satış işlemiyle sona erdiği, davanın devamı sırasında devredilen davaya konu hakka, yeni malikin sahip olduğu ve halefiyet ilkeleri gereğince yeni malik yönünden davaya devam edilmesi yönünde Mahkemece karar verildiği anlaşılmış ise de, davayı takip hakkının da yeni malike geçtiği kabul edilerek davanın yeni malik yönünden devamına olanak bulunmadığı kesindir.
Bu itibarla, taşınmazın tabiatı koruma alanı içerisinde kaldığını bilerek satışını yapan eski malik açısından geçerli ve aktüel bir hukuki bağın devam ediyor olması nedeniyle, parsel malikinin değişmesinin görülmekte olan davada etkili olmadığı, İdare Mahkemesince dava konusu taşınmazın önceki maliki …'un davaya devam edip etmeyeceği hususu araştırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yeni malik davacı konumuna alınarak karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan yeni malik …'nin davacı yanında müdahil olarak davaya katılabilmesi hukuken mümkün bulunmaktadır.
B) Temyize Konu Kararın Uyuşmazlığın Esası Yönünden İncelenmesi:
İLGİLİ MEVZUAT:
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'nun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, yurdumuzdaki milli ve milletlerarası düzeyde değerlere sahip milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanlarının seçilip belirlenmesine, özellik ve karakterleri bozulmadan korunmasına, geliştirilmesine ve yönetilmesine ilişkin esasları düzenlemek olduğu, 2. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, Tabiatı koruma alanının; bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri ihtiva eden ve mutlak korunması gerekli olup sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere ayrılmış tabiat parçalarını ifade ettiği, 17/08/1988 tarihli işlem tarihinde yürürlükte olan 3. maddesinde ise, Millî park karakterine sahip olduğu tespit edilen alanların, Millî Savunma, İmar ve İskân ve Kültür ve Turizm bakanlıklarının olumlu görüşü, gereği halinde diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak Tarım ve Orman Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile millî park olarak belirleneceği, Orman ve orman rejimine giren yerlerde, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanlarının Tarım ve Orman Bakanlığının onayı ile belirleneceği, Orman ve orman rejimi dışında kalan yerlerde tabiat parkının, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanı belirlenmesine veya Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenmiş olanların işlemlerinin tamamlanması için gerekli yerlerin orman rejimine alınmasına ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak Tarım ve Orman Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca karar verileceği hükümleri yer almıştır .
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ile 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 25. maddesinin uygulanmasını düzenlemek amacıyla 12/12/1986 tarih ve 19309 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Parklar Yönetmeliği'nin "Tabiat Anıtı ve Tabiatı Koruma Alanı Kriterleri" başlıklı 7. maddesinin (B) fıkrasında Tabiat Koruma Alanı olarak ayrılacak yerlerde bulunması gereken özellikler:
"1- Milli veya milletlerarası seviyede tipik, emsalsiz, nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği veya gizlediği tabii ve geleneksel arazi kullanım şekillerine ait örnekleri barındırmalıdır.
2 - Genellikle hassas ekosistemlere, habitatlara veya hayat şekillerine, biyolojik veya jeolojik önemli çeşitliliklere, zengin genetik kaynaklara sahip olmalıdır.
3 - Bu özellikleri ve farklılıkları; bilim, eğitim, araştırma kurumları veya ilgili kuruluşlar tarafından tesbit edilmiş olmalıdır.
4 - Saha büyüklüğü, korunması gerekli değerlerin hayatlarını uzun süreli olarak devam ettirmelerine yeterli olmalıdır.
5 - Devletin mülkiyetinde olmalıdır." şeklinde sayılmak suretiyle hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İlk derece mahkemesi tarafından alınan 30/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu parselin 1980 yılından önce orman vasfında olduğu, zirai üretim olmadığı ve tabiatı koruma alanı olma özelliği taşıdığı, 1980 yılından sonra ise taşınmazda zeytinlik tesis edildiği, orman vasfının kaybolup 2/B arazisi olarak orman dışına çıkarılan alanda kaldığı, mevcut durumu itibariyle tabiatı koruma alanı özelliği göstermediği tespitlerine yer verildiği görülmektedir.
Dava konusu alan ve çevresinin, Halep Çamı bitkisinin yetişme ve yayılma alanı olduğunun davalı idarece tespit edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunda da bu tespitin doğruluğunun belirtildiği görülmektedir.
Davaya konu taşınmazın yakınında ve çevresinde bulunan ve ülkemizdeki tek yayılış alanı Milas ilçesi sınırları içinde bulunan Halep Çamı türünün, yukarıda aktarılan mevzuatın tarif ettiği gibi bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan, nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş tür niteliğinde olduğu anlaşıldığından, korunması gereken bir tür olduğu, bu korumanın ise, mevcut ağaçların korunması ile birlikte ağacın yayılış alanının da korunması ile mümkün olacağı açıktır.
Bu nedenle, Halep Çamı'nın yayılış alanında kaldığı açık olan dava konusu arazinin, üzerinde zeytin dikilmiş olmasının tabiatı koruma alanı özelliğini yitirmesine neden olmayacağı anlaşıldığından dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu işlemlerin yetki unsuru yönünden sakat olduğu ileri sürülmüş ise de, … tarihinde … numaralı Kadastro Komisyonunca düzenlenen 2/B uygulama tutanağı ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmasına karar verilen dava konusu taşınmazın uyuşmazlığa konu işlemin tesis edildiği 1988 tarihi itibariyle hukuki olarak orman vasfını taşıdığı ve işlem tarihinde yürürlükte olan Milli Parklar Kanunu'nun yukarıda aktarılan 3. maddesi uyarınca Orman ve orman rejimine giren yerlerde, tabiatı koruma alanlarının Tarım ve Orman Bakanlığı'nın onayı ile belirleneceği dikkate alındığında uyuşmazlık konusu … tarih ve … sayılı işlemin Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı müsteşar yardımcısı oluru ve imzasıyla tesis edildiği görüldüğünden yetki unsuru yönünden yasal mevzuata aykırılık görülmeyerek davacının bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Bu durumda, dava konusu işlemlerin iptali yönünde verilen mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.