Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/15688
Karar No: 2020/7580
Karar Tarihi: 22.12.2020

Sahte fatura kullanmak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/15688 Esas 2020/7580 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, ortağı ve müdürü olduğu şirketin ikamet amaçlı binaların inşaatı faaliyeti için ödediği vergilerin %55,49'unun sahte faturalarla düzenlendiği gerekçesiyle sahte fatura kullanmak suçundan mahkumiyet hükmüne çarptırılmıştır. Temyiz talebinde, sahte fatura kullanmamakla savunmuş olsa da mahkumiyet hükmü onanmıştır. Ancak, hüküm fıkrasında suç adının \"sahte fatura düzenlemek\" olarak yazılmış olması nedeniyle bu noktada hüküm yasaya aykırı bulunmuş ve düzeltilerek onanmıştır. Ayrıca, aynı sanık hakkında ayrı bir davada da 2010 yılında sahte fatura kullanmak suçundan mahkumiyet hükmü verilmiştir. Ancak, bu kararda da eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, 5271 sayılı CMK'nin 217. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi önemli rol oynamıştır. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da dikkate alınmıştır.
11. Ceza Dairesi         2017/15688 E.  ,  2020/7580 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte fatura kullanmak
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    A) 2008 yılında sahte fatura kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
    Sanığın ortağı ve müdürü olduğu Göktuğ İnşaat San.Tic.Ltd.Şti."nin ikamet amaçlı binaların inşaatı faaliyeti için tesis ettirdiği mükellefiyetinde alımlarının %55,49"unun sahte belgelerle olduğu, sahte faturaları düzenleyen Asena İnşaat Plan Proje Ltd.Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarının bulunduğu, UYAP üzerinden yapılan incelemede, faturaları düzenleyen söz konusu şirket yetkilisi hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17.12.2013 tarih, 2013/20267 esas sayılı iddianamesi ile 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiası ile açılan davada, Konya 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/12 esas, 2015/126 karar sayılı ilamı ile Asena İnşaat Ltd.Şti. yetkilisi sanık ... ... ... hakkında 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından ayrı ayrı mahkûmiyet hükümleri kurulduğu, temyiz üzerine Dairemizin 2018/6860 esasına kaydedildiği, yapılan incelemeye göre faturaları düzenleyen şirketin gerçek bir ticari faaliyetlerinin olmadığı, söz konusu yıllarda düzenlenen tüm faturaların sahte olduğunun tespit edilmesi ve sanığın alımlarına dair ödeme belgeleri ibraz edemediğinin anlaşılmasına göre, 5271 sayılı CMK"nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip “2008 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçunun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
    Sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, bu suçların birbirine dönüşmeyeceği göz önünde bulundurulduğunda; sanık hakkında vergi inceleme raporları ve dava şartı olan mütaalaya uygun olarak 2008 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan kamu davası açıldığı, hükmün gerekçesinde de sanığın sahte fatura kullandığı kabul edilmesine rağmen, hüküm fıkrasında suç adının “sahte fatura düzenlemek” olarak yazılması,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz talebi bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 1. sırasında yer alan paragrafından “sahte belge düzenleme” ibaresinin çıkarılarak yerine ""sahte fatura kullanma"" ibarelerinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    B) 2010 yılında sahte fatura kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
    1- Hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan kamu davası açılan sanığın savunmalarında; suçlamaları kabul etmediğini, sahte fatura kullanmadığını beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; suça konu olan faturaları düzenleyen ... ... adlı mükellef hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması, faturaları düzenleyen kişinin CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendisinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak verdiklerinin sorulması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturayı düzenleyen kişiye ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin sanığın defter ve belgelerini ibraz edememesi nedeniyle faturaları düzenleyen kişiden temin edilmesi,
    Sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespiti gerektiği halde eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a) Vergi tekniği raporunda 2010 takvim yılında sahte fatura kullanma suçu yönünden sanığın hesaplarının daha önceden de incelenip 23.05.2013 tarihli 2013-A-3776/21 sayılı vergi inceleme raporlarının düzenlenildiğinin belirtildiği anlaşılmış olmakla; aynı takvim yılı içerisinde farklı beyannamelerde farklı mükelleflere ait sahte fatura kullanma eylemlerinin zincirleme şekilde tek bir sahte fatura kullanma suçunu oluşturacağı dikkate alınarak; aynı mükellefiyet ve aynı takvim yılına ilişkin başkaca eylemler nedeniyle yapılan bir kovuşturma olup olmadığı araştırılarak eğer mümkün ise birleştirilmeleri aksi halde ilgili dosyaların onaylı suretlerinin usulünce dosya arasına alınması ve zincirleme suç içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesi,
    b) 2010 takvim yılında suça konu sahte faturaların tamamının 2010 yılı Şubat ayı KDV beyannamesinde kullanıldığı anlaşılmakla, tek beyannamede birden çok sahte faturanın kullanılması durumunda kullanma fiilinin de tek olması nedeniyle 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç koşullarının oluşmayacağı gözetilmeden bu madde hükmünün tatbiki ile temel cezada artırım yapılması,
    c) Sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu, bu suçların birbirine dönüşmeyeceği; 213 sayılı VUK’nin 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaa ve iddianamenin 2008 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura kullanma eylemlerine ilişkin olduğu gözetilmeden; hükmün gerekçesinde kullanılan faturaların sahte olduğu kabul edilmesine rağmen, hüküm fıkrasında sanığın, “sahte fatura kullanma” suçu yerine “sahte fatura düzenleme” suçundan mahkumiyetine hükmolunması suretiyle açılan dava ve gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması yasaya aykırı,
    d) Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi