5. Ceza Dairesi Esas No: 2018/8143 Karar No: 2019/10367 Karar Tarihi: 05.11.2019
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/8143 Esas 2019/10367 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir tefecilik davasında, mahkeme sanığı beraat ettirdi. Temyiz edilen kararı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, suç tarihinin kesin olarak saptanamaması nedeniyle sanık lehine değerlendirme yaparak 01/01/2005 olarak kabul edilmesi gerektiğini ve suçun zamanaşımı süresi dolayısıyla düşmesine karar verilmesi gerektiğini belirtti. 2279 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca tefecilik suçunun 765 sayılı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 5 yıllık asli ve 7 yıl 6 aylık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu ve suç tarihi ile iddianame tanzim tarihi arasındaki sürelerin de gerçekleştiği ifade edildi. Sonuç olarak, mahkeme kararı 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilerek bozuldu ve kamu davası zamanaşımı nedeniyle düştü. Kanun maddeleri detaylı olarak 765 sayılı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddeleri, 2279 sayılı Kanunun 17. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi olarak belirtildi.
5. Ceza Dairesi 2018/8143 E. , 2019/10367 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen tefecilik suçunda ödünç para verme işleminin tanık ... tarafından 2005 yılında gerçekleştiğinin belirtildiği, suç tarihinin kesin olarak saptanamaması nedeniyle sanık lehine değerlendirme yapılarak 01/01/2005 olarak kabul edilmesi gerektiği, bu tarihte yürürlükte bulunan 2279 sayılı Kanunun 17. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla tefecilik suçunun 765 sayılı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 5 yıllık asli ve 7 yıl 6 aylık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi ile iddianame tanzim tarihi arasında da bu sürelerin gerçekleştiği ve kamu davasının zamanaşımı sebebiyle düşmesine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE 05/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.