Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/3082
Karar No: 2018/1547
Karar Tarihi: 23.10.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3082 Esas 2018/1547 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/3082 E.  ,  2018/1547 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “istihkak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 9. İcra
    (Hukuk) Mahkemesince “ davanın reddine ” dair verilen 24.11.2011 tarihli ve 2010/62 E., 2011/1299 K. sayılı karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmekle; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25.02.2013 tarihli ve 2013/497 E., 2013/2262 K. sayılı kararı ( ve bu kararın 7. fıkrasının hüküm fıkrasından çıkartılmasına dair 25.03.2014 tarihli ve 2013/18430 E. , 2014/4337 K. sayılı kararı) ile;
    "...Davacı (üçüncü kişi) vekili, İstanbul 13. İcra Müdürlüğü’nün 2009/33894 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, GOP 3. İcra Müdürlüğü’nün 2010/20 sayılı Talimat dosyasında yapılan 12.01.2010 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişi şirkete ait faturalı eşyalar olduğunu, bunların dava ve takip dışı bir şirketten alındığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı (alacaklı) vekili, dava konusu haczin borçlu ve davacı şirketin ortak adresinde yapıldığını, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin sunduğu delillerin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli olmadığını, hacizde borçlu şirketin bekçisinin hazır bulunduğunu, borçluya ait iki adet kağıt kesme makinesinin de görüldüğünü, ancak finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kaldığı için haczedilmediğini, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı (borçlu şirket) yetkilisi, istihkak iddiasını kabul ettiklerini, borçlunun 01.01.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi uyarınca haciz mahallinde bulunan yeni Bina Kat:2 adresinde 31.08.2009’a kadar kiracı olarak bulunduğunu, işleri kötü gidince ayrılıp kendilerine ait 3 adet matbaa makinesini davacı üçüncü kişinin deposuna emaneten bıraktıklarını, Maliye ile problem yaşamaması için de bir kira sözleşmesi hazırladıklarını ancak ödeme yapılmadığını, daha sonra makinelerin buradan alındığını, mahcuzların borçlu ile ilgisinin bulunmadığını savunmuştur.
    Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin borçlu şirketin adresinde yapılmadığı, İİK’nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin alacaklı yararına kabul edilmesi gerektiği, davacının sunduğu kira sözleşmesi, vergi levhası, sipariş formları ve irsaliyelerin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli olmadığı, kira sözleşmesinin haciz adresi ile ilgisinin bulunmadığı“ gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
    Ticaret sicil kayıtlarına göre; üçüncü kişi ve borçlu şirketler arasında ortaklık yapısı ve faaliyet adresleri itibarı ile bağ bulunmamaktadır. Haciz adresinde borçlunun da faaliyet gösterdiğine dair bir bilgi ya da belge ele geçmemiştir. Nitekim Vergi Dairesi’nden gelen yazı cevabı ve haciz tutanağı içeriği de bu sonucu doğrulamaktadır.
    Mahkemece yapılması gereken iş, öncelikle keşif incelemesi ile haciz adresinin hangi binanın hangi katında ve bölümünde yapıldığını belirleyip, temyiz incelemesi sırasında getirtilen bilgi ve belgelere de bakarak buna yönelik tereddüdü gidermek, daha sonra davacının dayandığı faturaları düzenleyen, dava ve takip dışı Kartonsan Kâğıt Sanayi A.Ş. ile borçlu şirketin iç içe girmiş tek bir şirket gibi faaliyet gösterip göstermediğini araştırıp (iş hacmi, ortaklık yapısı, faaliyet adresleri vb.) sonucuna göre de muvazaa ve ispat yükü açısından sunulan delilleri değerlendirmek olmalıdır. Bu arada hacze konu kâğıt bobinlerinin ayırt edici özelliklerinin keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespiti ile üzerindeki marka ve varsa logoların borçluya ait olup olmadığının tayini, hem muvazaa olgusu hem de faturaların ispat gücü bakımından önemlidir.
    Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur…"
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemesince önceki kararda direnilmiştir.



    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, üçüncü kişinin İİK. 96 vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak istemine ilişkindir.
    Davacı üçüncü kişi vekili İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2009/33894 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Gaziosmanpaşa 3. İcra Müdürlüğünün 2010/20 sayılı Talimat dosyasında yapılan 12.01.2010 tarihli hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişi şirkete ait faturalı eşyalar olduğunu, bunların dava ve takip dışı bir şirketten alındığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı alacalı vekili dava konusu haczin borçlu ve davacı şirketin ortak adresinde yapıldığını, İİK’nın 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin sunduğu delillerin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli olmadığını, hacizde borçlu şirketin bekçisinin hazır bulunduğunu, borçluya ait iki adet kâğıt kesme makinesinin de görüldüğünü, ancak finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kaldığı için haczedilmediğini, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesinin gerektiğini savunmuştur.
    Davalı (borçlu şirket) yetkilisi istihkak iddiasını kabul ettiklerini, borçlunun 01.01.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi uyarınca haciz mahallinde bulunan yeni bina Kat:2 adresinde 31.08.2009’a kadar kiracı olarak bulunduğunu, işleri kötü gidince ayrılıp kendilerine ait 3 adet matbaa makinesini davacı üçüncü kişinin deposuna emaneten bıraktıklarını, Maliye ile problem yaşanmaması için de bir kira sözleşmesi hazırladıklarını ancak ödeme yapılmadığını, daha sonra makinelerin buradan alındığını, mahcuzların borçlu ile ilgisinin bulunmadığını savunmuştur.
    Mahkemece dava konusu haczin borçlu şirketin adresinde yapılmadığı, İİK’nın 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin alacaklı yararına kabul edilmesi gerektiği, davacının sunduğu kira sözleşmesi, vergi levhası, sipariş formları ve irsaliyelerin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli olmadığı, kira sözleşmesinin haciz adresi ile ilgisinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı üçüncü kişi Merve Kâğıtçılık San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece dava konusu haczin borçlu şirketin adresinde yapılmadığı, İİK’nın 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin alacaklı yararına kabul edilmesi gerektiği, davacının sunduğu kira sözleşmesi, vergi levhası, sipariş formları ve irsaliyelerin karinenin aksini kanıtlamaya elverişli olmadığı, kira sözleşmesinin haciz adresi ile ilgisinin bulunmadığı, dosya kapsamında bulunan diğer delillerin de değerlendirildiği, yeterli kabul edilen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğu, malın ya da mahcuzların tanınmasına imkân sağlayacak optimum bilginin faturada ve haciz tutanağında yer almadığı, bu nedenle de keşif yapılmasına gerek olmadığı, haciz tutanağına da süresinde bir itiraz yöneltilmediği, mahcuz ile fatura arasında meşru ve makul bir ilişki kurulamadığı gibi dayanılan kira sözleşmelerinin de adi kira sözleşmeleri olduğu, dosya içerisindeki ödeme belgeleri ile sözleşmedeki kira miktarları arasında fark bulunduğu gerekçeleri ile direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davacı üçüncü kişi Merve Kâğıtçılık San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece yapılan incelemenin ve araştırmanın yeterli olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre mahkemece, haczin hangi binanın hangi katında ve bölümünde yapıldığının belirlenmesi, hacze konu kâğıt bobinlerinin ayırt edici özelliklerinin tespiti ile üzerindeki marka ve varsa logoların borçluya ait olup olmadığının tayini, davacının dayandığı faturaları düzenleyen dava ve takip dışı Kartonsan Kâğıt Sanayi A.Ş. ile borçlu şirketin iç içe girmiş tek bir şirket gibi faaliyet gösterip göstermediğinin tespiti amacıyla keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasının gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
    İİK’nın 96/1. maddesinde, “Borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde...” denilmek suretiyle, istihkak iddiasını üçüncü kişinin kendi adına ve borçlunun üçüncü kişi yararına ileri sürebileceği öngörülmüştür.
    Bunun gibi, İİK’nın 85/2. maddesi de, “... borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahıslar taşınır mal üzerinde üçüncü bir şahsın mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir aynî hakkının bulunması.... hâlinde bu hususu haciz yapan memura beyan etmek...” denilmek suretiyle haczedilen malı borçlu ile birlikte elinde bulunduran kişilere, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunma olanağı tanımıştır.
    Görüldüğü üzere, borçlunun, haczedilen malın üçüncü kişiye ait olduğunu söylemesi, üçüncü kişi adına yapılmış bir istihkak iddiası niteliğindedir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan İcra ve İflas Kanunu"nun 97/a maddesi uyarınca; “Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları hâlinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer.
    İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir.”
    Görüldüğü üzere anılan madde; borçlu ile üçüncü kişinin taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları hâlinde dahi malın borçlu elinde addolunacağına ilişkin, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına mülkiyet karinesi içermektedir.
    Somut uyuşmazlıkta, 12.01.2010 tarihli haciz tutanağında haciz yapılan yerin davacı Merve Kâğıtçılık Şirketinin adresi olduğu ve haczedilen malların da davacı üçüncü kişi Merve Kâğıtçılık Şirketine ait olduğu ileri sürülmüş, alacaklı vekili tarafından istihkak iddialarının reddedildiği de tutanağa yazılmak suretiyle 19.500,00TL, 13 adet bobin şeklinde Kartonsan İbareli 200 GR/metrekare kâğıt adedi (1.500,00TL) haczedilerek yediemin olarak İlhan Kuşak’a teslim edilmiştir. Alacaklı vekili davacı üçüncü kişi Merve Kâğıtçılık Şirketinin adresinin haciz yapılan adres olmadığını, borçlu ile 3. şahsın aynı adreste bulunmasının da hukuka uygun olmadığını ve muvazaanın söz konusu olduğunu haciz esnasında beyan etmiş, beyanları haciz tutanağına aktarılmıştır.
    Davacı üçüncü kişi vekili haczin yapıldığı yerde yapılaşmanın ve yerleşimin yeni olduğunu bu nedenle de dış kapı numaralarının sağlıklı olarak tespit edilemediğini, haczin yapıldığı ana gayrimenkulün iki binadan oluştuğunu, binalar arasında kot farkı bulunduğundan binaların eski bina ve yeni bina olarak adlandırıldığını, müvekkilinin eski bina kat:3"te, davalı/borçlunun ise yeni bina kat:2"de kiracı olduğunu, Aynalı Çeşme mevkii Ömerli Köyü ile Ömerli Köyü, Ömerli Mahallesinin aynı yerler olduğunu, haczedilen malların üzerinde bulunan kod ve tampon numaraları ile faturaların açıklamalarında yazan kod ve tampon numaralarının aynı olduğunu, haczedilen mallar ile dosyadaki faturaların içeriğindeki malların birbirini teyit ettiğini ileri sürerek mahcuzların kendisine ait olduğunu dava dosyasına sunduğu fatura ve sevk irsaliyelerine dayandırmıştır. Bilirkişi raporunda faturaların içeriğinde haciz tutanağında 200 gr m2 olarak belirtilen 22 adet 200 Gr/m2 birim ağırlıklı "Normprint Karton" açıklamalı ürünün de yer aldığı, faturalarda yer alan emtia kapsamına 200 gr/m2 olarak bakıldığında "Normprint Karton" açıklamasıyla görülen ve hacze konu edildiği ileri sürülen emtianın, ölçü ve ağırlıkları (brüt ve net kg) dışında başkaca bir ayırt edici özelliğinin (davacının da beyanında belirtilen kod numarası, tampon numarası, renk v.s) belirtilmediği, söz konusu emtianın haciz tutanağında ise sadece " 200 gr/m2 bobin. Kartonsan ibareli kâğıt" şeklinde açıklamanın yer aldığı tespit edilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, borcun doğumundan önceki tarihi taşıyan fatura ve diğer adi belgelerin davacı 3. kişinin istihkak iddiasını (m.96/f.l ve f.3, m.97/a, 2.f.) varit gösterebilmesi -mülkiyet karinesini (m.97/a) çürütebilmesi- için, gerçeğe uygun olup olmadıklarının icra mahkemesince araştırılması gerekir. Uzman bilirkişi aracılığı ile gerekirse mahallinde keşif yapılarak faturanın hacizli mallara uygunluğu ve davalı 3. kişinin ticari defterlerinde, malların ise envanterde kaydının bulunduğu tespit edilmiş olmalıdır.
    İbraz edilen faturaların marka, model ve sene itibariyle mahcuz mallara uygun olup olmadığı, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla araştırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
    Faturadaki malların mahcuz mallarla karşılaştırılıp aynı mallar olup olmadığının belirlenebilmesi için, faturada yazılı malların misli olarak değil, ayırt edici özellikleriyle belirtilmiş olması gerekir. Borcun doğum tarihinden önceki tarihli olmakla beraber ayırt edici özelliklerini belirtmeyen, mahcuzlara ilişkin olup olmadıkları kesin bir şekilde tespit edilemeyen faturalar, borçlu dolayısıyla haciz alacaklı olan mülkiyet karinesinin (m.97/a) aksini ispata yeterli olmaz ( M. Timuçin: İcra ve İflas Hukukunda İstihkak Davaları, Adalet Yayınevi, Ankara 2015, s: 337 vd.).
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında eldeki dava dosyası incelendiğinde; mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için tarafların iddia ve savunmaları, muvazaa olgusu ile fatura ve belgelerin ispat gücü, İİK. 97/a mülkiyet karinesi, bu karinenin aksini ispat külfeti gereğince, keşif yapılarak tarafların delillerini tartışmaya olanak sağlamadan, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
    O hâlde mahkemece Özel Daire bozma kararında belirtildiği gibi, temyiz incelemesi sırasında getirilen bilgi ve belgeler de dikkate alınarak haczin hangi binanın hangi katında ve bölümünde yapıldığını belirlenmesi, hacze konu kâğıt bobinlerinin ayırt edici özelliklerinin tespiti ile üzerindeki marka ve varsa logoların borçluya ait olup olmadığının tayini, davacının dayandığı faturaları düzenleyen dava ve takip dışı Kartonsan Kâğıt Sanayi A.Ş. ile borçlu şirketin iç içe girmiş tek bir şirket gibi faaliyet gösterip göstermediğinin tespiti amacıyla keşif ve bilirkişi incelemesi yapılıp sonucuna göre karar verilmelidir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında fatura tarihleri ile takip tarihlerinin çok yakın tarihler olması, faturalarda ve haciz tutanağında da malın ayırt edici özelliklerinin yer almaması nedeni ile yerel mahkeme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
    Hâl böyle olunca yerel mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı üçüncü kişi Merve Kâğıtçılık San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire Bozma kararında açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu"nun 366/III. maddesi uyarınca hükmün tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2018 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi