1. Hukuk Dairesi 2019/1482 E. , 2020/3798 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TENKİS
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, 147 ada 16, 152 ada 1, 7 ve 157 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptal-tescil ve tenkis isteğiyle 04.01.2006 tarihinde Kadastro Mahkemesinde dava açmış, Kadastro Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek, kararın 13.12.2013 tarihinde kesinleşmesi üzerine dava dosyası kendiliğinden (resen) 13.12.2013 tarihinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece, dosyanın görevsizlik kararını veren Kadastro Mahkemesine iadesine ve kesinleşmeden itibaren 2 haftalık süre beklendikten sonra tarafların dilekçe sunup sunmamaları durumuna göre davanın yeni esasına kayıt edilmesi hususunun değerlendirilmesine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…Somut olayda, Kadastro Mahkemesince verilen görevsizlik kararının 13.12.2013 tarihinde kesinleştiği, 2 haftalık hak düşürücü süre içinde tarafların dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için herhangi bir müracaatta bulunmadıkları, dosyanın mahkemece kendiliğinden (resen) görevli mahkemeye gönderildiği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. maddesi dikkate alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasının hükme bağlanması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 10.00. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 07.09.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, tapu iptal ve tenkis isteklerine ilişkindir.
Davanın açıldığı kadastro mahkemesi asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, bu karar 13.12.2013 tarihinde kesinleştirilmiş, tarafların HMK’nun 20. maddesi gereğince dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi yönünde bir başvurusu olmaksızın mahkemece dava dosyası re’sen asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
Dava dosyası kendisine gönderilen asliye hukuk mahkemesince “usule uygun şekilde mahkemeye gönderilmeyen dosyanın İnebolu Kadastro Mahkemesine geri gönderilerek, kesinleşmeden itibaren 2 haftalık süre beklendikten sonra tarafların dilekçe sunup sunmamaları durumuna göre davanın yeni esasına kayıt edilmesi hususunun değerlendirilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına...” karar verilmiş, bu karar davalılar tarafından “mahkemece gönderme (iade) kararı verilmesi yerine açılmamış sayılma kararı verilmesi gerektiği” gerekçesiyle temyiz edilmiş, Daire çoğunluğu tarafından bu karar, “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler” başlıklı 20. maddesinde;
"(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir.
(2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir." hükmü düzenlenmiştir. (1.fıkraya 7251 sayılı yasanın 1.maddesi ile yapılan değişiklik işlenmiştir.)
Öncelikle görevsizlik kararı veren mahkemeye yapılan gönderme talebi süresinde değilse veya taraflarca gönderme talebinde hiç bulunulmamışsa dosya kendisine resen gönderilerek esas numarası alan mahkemenin yapacağı işlemin ne olacağı ve davanın açılmamış sayılması kararını verme görevinin hangi mahkemeye ait olduğu hususu tartışma konusudur.
6100 sayılı HMK’da, gönderme talebinin süresinde yada hiç yapılmamasına rağmen kendisine resen dosya gönderilen mahkemenin nasıl bir işlem yapacağı açıkça düzenlenmemiştir. Öte yandan mahkemelerin görevinin kanunla düzenleneceği, görev hususunun da kamu düzeninden olduğu tartışmasızdır. HMK’nun 20. maddesinde "...dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir." düzenlemesini getirmiştir. Maddenin yazım tarzı itibariyle emredici nitelikte olduğu ve takdire yer vermediği gözetildiğinde görevli mahkemenin görevsizlik kararını veren mahkeme olduğundan kuşku duymamak gerekir.
Nitekim 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı yasanın 1. maddesi ile HMK nın 20/1.maddesinde değişiklik yapılmış, “ bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına” ibaresi “ dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen” şeklinde değiştirilmiştir.
Söz konusu yasanın yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği yürürlük maddesinde belirtilmiştir. Aksine bir düzenleme bulunmadıkça usul hükümlerinin “derhal uygulama ilkesi”ne tabi olduğu tartışmasızdır. Henüz karar kesinleşmediğine ve söz konusu değişikliğin görev hususuna ilişkin olup kamu düzeninden bulunduğuna göre derhal uygulanması hususunda tereddüt edilmemelidir.
Öyleyse dosya kendisine gelen asliye hukuk mahkemesi, gönderme talebinin süresinde olmadığını veya hiç talep bulunmadığını fark ettiğinde, 20. maddeye göre bir karar verilmek üzere dosyayı görevsizlik veya yetkisizlik kararını veren mahkemeye iade ederek esasını bu şekilde kapatmalıdır.
Oy çokluğu ile verilen bozma ilamına uyulması da, tartışma konusunun kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle “ usulü kazanılmış hak ilkesi” nin kapsamı dışında kalmaktadır.
Dosya kendisine gönderilen mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına karar verebilmesinin usul ekonomisine uygun olacağı söylenebilir ise de; mahkemelerin görev ve yetkileri kanunla belirlenir. Yorum yoluyla bunu genişletmek veya arttırmak mümkün olmadığı gibi yasa koyucu bu maddede yaptığı değişiklik ile yoruma dahi ihtiyaç bırakmamıştır. Öte yandan farklı mahkemelerce hükmedilecek vekalet ücretlerinin de farklı olabileceği gözetildiğinde de, davanın, görevsizlik kararı veren mahkemede açılmamış sayılmasına karar verilmesinin tarafların yararına ve kanunun açık hükmüne uygun olacağı da kuşkusuzdur.
Açıklanan gerekçelerle mahkeme kararının bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun onamaya ilişkin aksi yöndeki görüşüne katılmıyoruz.