14. Hukuk Dairesi 2018/4791 E. , 2019/3241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 03.11.2015 gününde verilen dilekçe ile bedel iadesi olmadığı halde tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; tazminat talebinin reddine tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne dair verilen 24.05.2018 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 09.04.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden taraflardan gelen olmadı. Duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar vekili, davacıların davalı şirketten 26.08.2011 günlü sözleşmeyle 2380 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki N Blok PH2 numaralı bağımsız bölümü (yeni NG1 Blok 6 numaralı bağımsız bölümü) satın aldığını, bağımsız bölümün teslim edilmesine rağmen ortak alanlarda yapılması vaat edilen işlerin eksik ya da ayıplı imal edildiğini belirterek adi yazılı satış sözleşmesine göre ödenen 53.000 Sterlinin ödeme tarihinden en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsilini, olmazsa iskan ve sitedeki eksik ve ayıplı işlerden dolayı bedel indirimi yapılarak taşınmazın tapusunun davacı adına tescilini ve menfi zararlarının karşılanmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının yapsatçı olduğunu, dava konusu taşınmazın davacılara fiilen teslim edildiğini ve yıllardır kullanıldığını, bu aşamada sözleşmensin geçersizliğinin ileri sürülerek bedel iadesi talebinin mümkün olmadığını, davalının devre yanaşmaması gibi bir durumun olmadığını, sözleşmede devir için bir tarih belirlenmediğini, davacının tapu iptali ve tescil talebini kabul ettiklerini, dava açılmasına sebep olmadıklarından da aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemece, ilk olarak davanın kabulüne, 53.000 Sterlinin ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyiz talebi üzerine, Dairemizin 30.01.2018 tarih, 2017/3762 Esas, 2018/701 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacıların bedel iadesi isteminin reddine, davacının tapu iptal tescil isteminin kabulü ile; ... İli, ... İlçesi, ... Mah, 2380 ada, 3 parsel, N Blok, Birinci kat+ Çatı G1 bağımsız bölüm: 6 sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline, sair istemlerin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemektedir. Yüklenici, finansman sağlayarak arsa malikinin taşınmazı üzerine bina yapma işini üstlenmekte, arsa maliki ise inşa edilecek binaya karşılık, bu binadaki bir kısım bağımsız bölümlerin mülkiyetini yükleniciye devretmeyi vaat etmektedir.
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine göre Medeni Kanunun 2. maddesi gözetilerek açılan tescil davasını kabul edilebileceği” benimsenmiştir.
Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan bağımsız bölüm satın alınması halinde Borçlar Kanununun 163. maddesi (TBK m. 184) gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olması yeterlidir.
Yapılan bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacılar vekilince bedel iadesinin olmadığı halde ise davalı adına olan tapu kaydının iptali ve her türlü takyidattan ari bir şekilde davacılar adına tescilini talep edildiği anlaşılmaktadır. UYAP üzerinden dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydı incelendiğinde üzerinde çok sayıda takyidat bulunduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece, mevcut haciz şerhleri ve diğer takyidatlarla ilgili kayıt ve belgelerle birlikte güncel tapu kayıtları ve icra takip dosyaları getirtilmek suretiyle tüm şerh lehtarlarının davaya dahil edilmesi ve savunmalarının alınması gerekir. Haciz lehtarlarının işlemlerinde kötüniyetli olduklarının anlaşılması halinde buna ilişkin takyidatlar kaldırılmalıdır. Haciz lehtarlarının işlemlerinde iyiniyetli olduklarının anlaşılması halinde ise davalının borçları sebebiyle taşınmaz üzerine takyidat konulduğu göz önünde bulundurularak davalıya bu takyidatların kaldırılması için süre verilmelidir. Davalı tarafından takyidatların kaldırılması halinde her türlü takyidattan ari bir şekilde tapu iptali ve tescil kararı verilmelidir. Davalının takyidatları kaldırmaması halinde ise davacının ilk talebi olan bedel iadesine karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.04.2019 tarihinde oyçokluğuyla ile karar verildi.
KARŞI OY
Dava dilekçesinde davacı tarafın, taşınmaz üzerine konulmuş olan takyidatların kaldırılmasına ilişkin bir talebi bulunmamaktadır
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi gereğince, hakim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Bu nedenle, tüm şerh lehtarlarının davaya dahil edilmesi, kötüniyetlerinin araştırılması gerekmemektedir.
Mahkemece, Dairemizin 30.01.2018 tarihli ilamına uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda hüküm tesisi doğrudur. Farklı düşüncedeki çoğunluk kararına katılamıyorum.