8. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1229 Karar No: 2017/4257 Karar Tarihi: 23.03.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/1229 Esas 2017/4257 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme tarafından, bir çiftin çocuklarının nesebinin reddine dair açılan davada, davacının gecikmesinin haklı bir nedene dayandığı kabul edilmemesi sonucu davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, dosyanın içeriği yeterince incelenmediği gerekçesiyle kararın isabetsiz olduğu ve eksik inceleme ile verildiği belirtilerek, hüküm BOZULMUŞTUR. Karara göre, Türk Medeni Kanunu’nun 289.maddesine göre, dava açılabilmesi için açık bir nedene dayanmaksızın, çocuğun doğumu ve baba olunduğunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde dava açılması gerekmektedir. Ancak, gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.
8. Hukuk Dairesi 2017/1229 E. , 2017/4257 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ile müvekkilinin 2001 yılında evlendiklerini, müşterek 2 çocuklarının olduğunu, davalının iş için uzun süreler şehir dışında kaldığını, müvekkilinin çocuklarla ilgili şüphe yaşadığını belirterek nüfusa müşterek çocuk olarak kaydedilen Beyza ve Mehmet"in nesebinin reddine karar verilmesini istemiş, Mahkemece hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 289.maddesinde, “Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. Çocuk, .....olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır. Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.” hükmü getirilmiştir. Dosyanın içeriğine, tarafların beyanı, tanıkların ifadeleri, davacı kocanın, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreyi geçirdiğinin kanıtlanamamasına, davacının şüphe duygusunun bilme kabul edilerek 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlatılmasının doğru olmadığı, bu açıklamaya göre davacının gecikmesinin haklı bir nedene dayandığının kabulü gerekir. Mahkemece delillerin toplanıp talebin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yeterli araştırma yapılmadan eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.