17. Hukuk Dairesi 2016/4769 E. , 2019/824 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın, yaya vaziyetteki davacı küçük ..."ye çarptığını ve yaralanmasına neden olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, ... için 20.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi, anne ve baba davacılar için 10.000,00"er TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiş, birleşen davada, maddi ve manevi tazminat için asıl davada talep edilmeyen faiz isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 11.556,00 TL işgücü kaybı ve 2.175,00 TL tedavi gideri olmak üzere 13.731,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 08/05/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine, ... için 10.000,00 TL, ...
için 6.000,00 TL, Necla için 6.000,00 TL olmak üzere toplam 22.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istem ile dahili davalı SGK"ya yönelik davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınmış bulunduğuna göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
2-Davacıların manevi tazminat talepleri kısmen kabul edilmiş, birleşen dava ile talep edilen faiz yönünden ise, manevi tazminatın bölünemeyeceği, ıslahla artırılamayacağı gerekçeleri ile red kararı verilmiştir. Fer"i nitelikte bir alacak olan faizin, esas alacak tahsil edilmedikçe ayrı bir dava ile istenmesine herhangi bir engel bulunmadığı gözetildiğinde, varılan sonuç doğru bulunmamıştır.
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2. maddesine göre manevi tazminatla ilgili olarak "Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez." düzenlemesi yer almaktadır. Bu halde, davalı yararına hükmedilen manevi tazminata ilişkin vekalet ücretinin, davacılar yararına hükmedilen vekalet ücretinden fazla tespit edilmesi de doğru değildir.
4-Davacı küçük ..."nin adına karar başlığında yer verilmemesi mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 04/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.