Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/4-1330
Karar No: 2013/453

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/4-1330 Esas 2013/453 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2012/4-1330 E.  ,  2013/453 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname:2011/398512
    Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : İZMİR 4. Asliye Ceza
    Günü : 29.09.2011
    Sayısı : 157-1232

    İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık H. A."ın beraatına ilişkin, İzmir 26. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.02.2007 gün ve 61-90 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 01.06.2011 gün ve 10278-7522 sayı ile;
    "TCY"nın 184. maddesinin 12.10.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle, inşaatın yapım  tarihinin tespiti açısından, tutanak düzenleyicileri dinlenerek  yasanın yürürlük tarihinden sonra inşaatın devam edip etmediğinin  araştırılması, bilirkişi raporunda inşaatın yapım tarihinin tespitinde hangi teknik verilere dayanıldığının açıklatılması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile beraata hükmolunması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 29.09.2011 gün ve 157-1232 sayı ile;
    "Sanık savunmasında en son olarak inşaatı 2004 yılının 7. ayında yaptığını beyan etmiştir. Dosyada bulunan 2. kat numarataj belgesinde sanığın 29.11.2004 tarihinde müracaatı üzerine 30.11.2004 tarihli numarataj belgesi bulunmaktadır. Müraacatına göre yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 12.10.2004 tarihinden itibaren 47 günlük süre bulunmaktadır. Sanığın savunmasına göre 2. kat inşaatın bu süre içerisinde yapıp bitirmesinin hayatın olağan akışına uymadığı açıktır.
    Tutanak ve tutanağa ekli fotoğraf ile keşif anında bilirkişi raporunda ki bina fotoğrafı ve tarifi arasında hiç bir fark bulunmadığı açık olduğundan tutanaktan sonra inşaata devam edilmediği bariz ve net olmasına rağmen bozma kararında tutanaktan sonra inşaata devam edilip edilmediği hususunun tutanak düzenleyiciler dinlenerek tespiti konusundaki gerekçenin hiç bir dayanağı yoktur. Kaldı ki tutanaktan sonra inşaata devam edilip edilmediği dosyamızı ilgilendirmemekte, ayrı bir suç ve bu suça konu soruşturma konusudur.
    Bilirkişi raporunda numarataj belgesine dayanıldığı açıktır"  gerekçesiyle direnerek önceki gibi karar vermiştir.
    Bu hükmünde Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "bozma" talepli 18.10.2012 gün ve 398512 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
                                              TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemece verilen beraat kararının eksik araştırmaya dayalı olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Buca Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü görevlilerince 28.04.2006 tarihinde düzenlenen yapı tatil zaptıyla; sanığa ait İzmir ili, Buca ilçesi, 206/39 sokak, numara 6"da bulunan zemin ve birinci katında ikamet edilen, ikinci katı kullanıma hazır, üçüncü katının tüm kolonları tamamlanmış durumdaki binanın kaçak olduğunun belirlendiği, sanığa otuz gün içinde binayı yıkması veya ruhsata bağlaması hususunun tebliğ edildiği,
    Tebligata rağmen sanık tarafından binanın ruhsata bağlanmaması nedeniyle Buca Belediyesince sanık hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu,
    İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 184/1. maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı,
    Sanığın aşamalarda; dava konusu evin zemin katını 1986 yılında, birinci katını 1994 yılında, ikinci katını ve üçüncü katın kolonlarını 2004 yılının Temmuz ayında tamamladığını, 2004 yılında ikinci katın numarasını aldığını, elektrik ve suyunu bağlattığını, tüm katların vergilerini ödediğini, evin ruhsatının bulunmadığını, 2004 yılı Temmuz ayından sonra binada inşaat yapmadığını ifade ettiği,
    Mahkemece mahallinde keşif yapıldığı, tutanak düzenleyici tanıkların dinlenilmek üzere keşif mahallinde hazır edilmesi için müzekkere yazıldığı, ancak hazır bulunmadıklarından keşif sırasında beyanlarının alınamadığı, daha sonraki aşamalarda da beyanlarının alınması yoluna gidilmediği,
    Keşfe bilirkişi sıfatıyla iştirak eden inşaat yüksek mühendisi İ. T."in 12.02.2007 tarihli raporunda; inşaatın tamamının ruhsatsız ve kaçak olduğu, zemin, birinci kat ve ikinci kat ile üçüncü kat kolonlarının 5237 sayılı Kanunun 184. maddesinin yürürlüğe girdiği 12.10.2004 tarihinden önce yapıldığı bilgilerine yer verdiği, ancak bu sonuca hangi teknik verilere dayanılarak ulaşıldığına ilişkin bir açıklamada bulunmadığı,
    Anlaşılmaktadır.
    5237 sayılı TCK"nun "İmar kirliliğine neden olma" başlıklı 184. maddesi;
    "(1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
    (3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.
    (5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
    (6) (Ek: 29/6/2005 – 5377/21 md.) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz",
    "Yürürlük" başlıklı 344. maddesi;
    "a) "İmar kirliliğine neden olma" başlıklı 184 üncü maddesi yayımı tarihinde,
    b) "Çevrenin kasten kirletilmesi" başlıklı 181 inci maddesinin birinci fıkrası ile "Çevrenin taksirle kirletilmesi" başlıklı 182 nci maddesinin birinci fıkrası yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra,
    c) Diğer hükümleri 1 Haziran 2005 tarihinde,
    Yürürlüğe girer",
    5271 sayılı CMK"nun "Bilirkişi raporu, uzman mütalaası" başlıklı 67. maddesinin birinci fıkrası; "İncelemeleri sona erdiğinde bilirkişi yaptığı işlemleri ve vardığı sonuçları açıklayan bir raporu, kendisinden istenen incelemeleri yaptığını ayrıca belirterek, imzalayıp ilgili mercie verir veya gönderir. Mühür altındaki şeyler de ilgili mercie verilir veya gönderilir ve bu husus bir tutanağa bağlanır..." şeklinde düzenlenmiştir.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, aynı kanunun 344. maddesinin c bendi uyarınca 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmesine rağmen, kanunun "imar kirliliğine neden olma" suçunu düzenleyen hükmü, 344. maddenin a bendindeki istisnai düzenleme nedeniyle kanunun yayım tarihi olan 12.10.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Diğer bir ifade ile 5237 sayılı TCK"nun 184. maddesi 12.10.2004 tarihinden bu yana yürürlükte bulunmaktadır. Bu nedenle imar kirliliğine neden olma suçunun konusunu oluşturan yapı veya inşaatın 12.10.2004 tarihinden önce veya sonra yapılmış olması suçun oluşumu bakımından önem  arzetmektedir. Bu nedenle suçun konusunu oluşturan binanın yapıldığı tarihin uzman bilirkişiler tarafından bilimsel veriler ile kesin olarak belirlenmesi gerekmektedir.
    Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir konuda, Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme bilirkişinin görüşüne başvurulabilecektir. Bilirkişinin en önemli özelliği belirli bir konuda uzmanlığa sahip olmasıdır. Bilirkişi, yapmış olduğu inceleme sonuçlarını görevlendirme kararında belirtilen süre içinde inceleme isteyen makama rapor halinde sunabileceği gibi soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında mahkeme veya hakim, bilirkişinin görüşlerini sözlü olarak alıp tutanağa geçirebilecektir.
    Bilirkişi yapmış olduğu incelemeler sonucunda elde ettiği bulguları ve hangi verilerle sonuca ulaştığını  gerekçeli olarak raporunda ya da sözlü mütalaasından göstermek durumundadır. Bu nedenle uzmanlığına başvurulan konuda maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek şekilde yeterince gerekçe içermeyen bilirkişi raporlarının hükme esas alınması mümkün değildir.
    Ceza muhakemesinin amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda somut gerçeğin her türlü şüpheden uzak bir biçimde kesin olarak belirlenmesi suçu sabit olan failin cezalandırılması, kamu düzeninin bozulmasının önlenmesi ve bozulan kamu düzeninin yeniden kurulmasıdır. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir muhakeme yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar, inceleme imkanı bulunan delillerin ele alınıp değerlendirilmesi, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm kanuni delil ve belgelerin araştırılıp tartışılması zorunludur.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Buca Belediyesi Yapı Denetim Müdürlüğü görevlilerince 28.04.2006 tarihinde düzenlenen yapı tatil zaptı üzerine başlatılan soruşturma sonucunda sanığın 5237 sayılı TCK"nun 184. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, suçun oluşumuna etkisi bakımından sanık tarafından yapıldığı iddia edilen ruhsatsız binanın ikinci katı ile üçüncü kat kolonlarının TCK"nun 184. maddesinin yürürlüğe girdiği 12.10.2004 tarihinden önce tamamlanıp tamamlanmadığı hususunun uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde yapılacak incelemeler sonucunda düzenlenecek bilimsel verilere dayalı, ulaşılan sonucu gerekçeli olarak ortaya koyan bir raporla tespit edilmesi gerekmektedir.
    Somut olayda, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ruhsatsız olarak inşaa edildiği belirtilen binanın ikinci katı ile üçüncü kat kolonların yapımının 12.10.2004 tarihinden önce tamamlandığına ilişkin sonuca hangi bilimsel verilerle ulaşıldığının denetime imkan verecek şekilde gerekçeli olarak açıklanmadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece denetime elverişli olmayan yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizdir. 
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün eksik araştırmaya dayalı, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Genel Kurul Üyesi; "yerel mahkeme direnme hükmünün isabetli olduğu" görüşüyle karşıoy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.09.2011 gün ve 157-1232 sayılı direnme hükmünün, eksik araştırmaya dayalı, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.11.2013 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi