10. Hukuk Dairesi 2013/20529 E. , 2014/4700 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibinde, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, tazminat istemi reddedilip, itirazın iptali yönünde hüküm kurulmuştur.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm, davacı SGK Başkanlığı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan ve yargılama aşamasında takip konusu borç ödenmekle konusuz kalan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. (02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 11. maddesiyle, bu fıkrada yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir.) İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız itiraz eden davalının, davacı alacaklı Kurum yararına asıl alacak tutarının %40’ı oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan istemin reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. (492 sayılı Kanun m.15, 21) Bu anlamda, davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir. Nisbi harç konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nisbete göre alınan harçtır. (1 Sayılı Tarife, madde III/1-a) Buna göre, dava, konu itibariyle nisbi harca tabi olup, mahkemece 129,52 TL nisbi harç ile birlikte 24,30 TL başvuru harcına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik hükmedilmesi isabetsizdir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün (2) nolu bendinde yer alan sözcüklerin çıkartılarak, yerine, “Asıl alacak tutarı üzerinden %40 oranına göre hesaplanan 664,97 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin yazılmasına, hükmün harca ilişkin (3) nolu bendinin silinerek, yerine, “Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 129,52 TL nisbi ve 24,30 TL başvuru harcından oluşan toplam 153,82 TL"nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına"" yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.