2. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/18289 Karar No: 2009/21090
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2008/18289 Esas 2009/21090 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2008/18289 E. , 2009/21090 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tefenni Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :18.6.2008 NUMARASI :Esas no: 2007/98 Karar no: 2008/105
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm yoksulluk nafakası, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, toplanan delillere göre boşanmaya neden olan olaylarda davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık tek başına boşanma nedeni kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonradA mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış yanlışlığa işaret olunmakla yetinilmiştir. 2-Temyiz sebeplerine yönelik incelemeye gelince; a) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre sair temyiz itirazları yersizdir. b) Yargılama giderleri haksız çıkan taraftan alınır. (HUMK. md. 417) Vekil ücretleri yargılama giderlerindendir. (HUMK. md. 423/6) Davacının davasının kabulüne kara verildiği halde davalının yargılama giderleri ve vekil ücretinden sorumlu tutulmaması ve davalının bir davası veya karşı davası bulunmadığı gözetilmeden 300 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerinin ise yukarıda 2/a bentte belirtilen nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.12.2009