Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1415
Karar No: 2020/7560
Karar Tarihi: 22.12.2020

Sahte fatura düzenleme - defter ve belgeleri gizleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/1415 Esas 2020/7560 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, 2009-2013 yılları arasında sahte fatura düzenlemek ve belgeleri gizlemek suçundan mahkum edildi. Temyizde sanık ve müdafileri ile katılan vekilinin vekalet ücretiyle sınırlı talepleri incelendi. Sahte fatura eylemlerinin zincirleme suç oluşturduğu ve TCK'nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği göz önünde bulunduruldu. Defter ve belgeleri gizleme suçunun oluşabilmesi için, bunların vergi incelemesi amacıyla ibrazının istenmesi gerektiği hatırlatıldı. Temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşma gerekçelerinin belirsizliği, maktu avukatlık ücreti tayininin yapılmaması, TCK'nın 53. maddesine ilişkin uygulamada Anayasa Mahkemesi kararlarının gözetilmemesi nedenleriyle karar bozuldu. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 43. ve 53. maddeleri, 213 sayılı VUK'nin 253 ve 139/2. maddeleri, 5237 sayılı TCK, 5320 sayılı Kanun ve 1412 sayılı CMUK maddeleri vurgulandı.
11. Ceza Dairesi         2017/1415 E.  ,  2020/7560 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defter ve belgeleri gizleme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    I. Sanık hakkında 2009, 2010, 2011, 2012 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen hükümlere yönelik, sanık ve müdafii ile katılan vekilinin vekalet ücreti ile sınırlı temyiz talebinin incelenmesi:
    Katılan vekilinin temyiz talebinin, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri nedeniyle avukatlık ücreti tayin edilmesi gerektiğine yönelik olduğu anlaşıldığından, vekâlet ücretiyle sınırlı olarak yapılan incelemede;
    Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanık hakkında her takvim yılı için TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, gerekçeli kararda gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
    Sanığın mahkûmiyetine karar verildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmolunmaması,
    Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 1500-TL avukatlık ücretinin sanıktan alınıp katılana verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II. Sanık hakkında defter ve belgeleri gizleme suçundan verilen hükme yönelik, sanık ve müdafii ile katılan vekilinin vekalet ücreti ile sınırlı temyiz talebinin incelenmesi:
    1- Defter ve belgeleri gizleme suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, 213 sayılı VUK"nin 253. maddesi uyarınca defter ve belgelerin ait olduğu yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere 5 yıl saklama ve istendiğinde ibraz edilme zorunluluğu bulunduğu, defter ve belgeleri gizleme suçunun oluşabilmesi için, bunların vergi incelemesi amacıyla ibrazının istenmesi gerektiği, aynı takvim yılına ait defter ve belgelerin, farklı tarihlerde istenmiş olması halinde tek "Defter, belge gizleme" suçunun oluşacağı göz önünde bulundurularak, öncelikle 10.12.2012 tarihli tebligatta varlığı anlaşılan, 26.11.2012 tarihli, AGB-A-22231/90-35 sayılı defter ve belge isteme yazısı ile 23.10.2013 tarihli tebligatta varlığı anlaşılan 09.10.2013 tarihli, AGB-A-2223/114- 51 sayılı defter ve belge isteme yazısının ilgili vergi dairesinden temin edilip, defter ve belgelerin hangi amaçla istendiği belirlendikten sonra, 213 sayılı VUK’nin 139/2. maddesine göre, incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenlerden birinin varlığı önceden belirlenmeden, faaliyetini sürdüren mükelleflere defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatların hukuken sonuç doğurmadığı dikkate alınarak, defter ve belgelerin istendiği tarihler itibarıyla iş yerinin faal olup olmadığının araştırılması, hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı VUK"nin 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, varsa buna ilişkin belgenin istenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a) Temel cezanın belirlenmesi sırasında alt sınırdan uzaklaşma gerekçelerinin somut olaya uygun ve denetime olanak verecek biçimde gösterilmemesi suretiyle yasa metninin tekrarı ile yetinilerek cezanın teşdiden uygulanması,
    b) Sanığın mahkûmiyetine karar verildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmolunmaması, yasaya aykırı,
    c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin, sanığın ve müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    22.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi