11. Hukuk Dairesi 2018/856 E. , 2019/2697 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/04/2017 tarih ve 2014/947 E - 2017/577 K. sayılı kararın davalı vekili, fer"i müdahil TMSF vekili ile davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince verilen 04/01/2018 tarih ve 2017/836- 2018/1 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ile fer"i müdahil TMSF vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların Yurtbank A.Ş. çalışanlarının yönlendirmesiyle tasarruflarını Off-Shore Banka hesabına yatırmalarının sağlandığını, davacıların yatırdığı paraların geri ödenmediğini, kesinleşmiş karar ile Yurtbank A.Ş. ile Yurt Security Off -Shore Ltd. Şti. arasında organik bir bağ olduğunun da ortaya çıktığını ileri sürerek, davacı ... için 13.153 TL"nın 2.180,23 TL asıl alacağa, 29.504 TL"nın 4.958,85 TL asıl alacağa, davacı ... için 13.078 TL"nın 2.208,76 TL asıl alacağa, davacı ... için 8.112 TL"nın 1.348,70 TL asıl alacağa, 15.669 TL"nın 2.611,67 TL asıl alacağa, davacı ... yönünden ise; 52.798 TL"nın 8.854,08 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ING Bank A.Ş. vekili, TMSF"nin taraf olduğu hisse devri sözleşmesi uyarınca müvekkili bankanın sorumlu olmadığını, davanın süresinde açılmadığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Fer"i Müdahil TMSF vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Fer"i Müdahil OYAK vekili, davanın asıl muhatabı olan TMSF"ye tevcih edilmesini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacıların açtırdıkları mevduat hesaplarındaki paralarının havale işlemi ile Kıbrıs"ta kurulu Yurt Security Off-Shore Bank Ltd. hesabına havale edilmiş gibi gösterilerek aslında fiilen Kıbrıs’a aktarılmadığı, Yurtbank A.Ş."nin hakim ortaklarına ait bir kısım şirketlere kredi olarak verilmek üzere kullandırıldığı, bu durumda bir güven kurumu olarak faaliyet gösteren davalı bankanın müşterisi olan davacıları, bu durumu bilerek yönlendirdiği ve kendisine havale görünümlü mevduat temin ettiği, Yurt Security Off-Shore Bank Ltd."den davacıların dava konusu bedeli tahsil edememesinden davalı bankanın sorumlu olduğu, yatırılan mevduatların yatırıldıkları tarihten itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, davacılar vekilinin akdi faize yönelik talebinin Yargıtay içtihatları ile yerleşik hale geldiği üzere kabulünün mümkün olmadığı, davalı ile akdi ilişkilerinin bulunmadığı dikkate alınarak bu yönden fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiştir.
Karar aleyhine, davalı vekili, fer"i müdahil TMSF vekili ile davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; davalının ve fer"i müdahillerin zamanaşımı ve hakdüşürücü süreye ilişkin itiraz ve def"ileri hakkında, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi konuya ilişkin içtihatlarında, zamanaşımının mevduatın off-shore hesabından tahsil edilemeyeceğini öğrenildiği zaman işlemeye başlayacağı, davadan evvel zamanaşımının işlemeye başladığı kabul edilemeyeceği, bir güven kurumu olarak faaliyet gösteren bankanın, müşterisini organik bağ bulunan ofshore bankasına yönlendirdiği ve kendisine havale görünümlü mevduat temin ettiği, böylelikle vergi, mevduata karşılık ayırma vs. gibi birçok yasal yükümlülüklerden kurtulduğu, hisseyi devreden ile devralan arasındaki hisse devir sözleşmesi hükümlerinin davacılara karşı ileri sürülmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle, davalı banka ile fer"i müdahil TMSF vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, Yargıtay 11 HD 2016/2902 Esas, 2017/454 Karar sayılı ilamı ve benzer pek çok ilamda yer aldığı üzere, her bir davacı bakımından asıl alacak tutarına, paranın yatırıldığı tarihden itibaren işleyen 3095 sayılı Kanun gereği hesaplanan işlemiş faizleri ile birlikte asıl alacak tutarlarına dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsiliyle davacılara ayrı ayrı ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulu ile hükmün HMK 353.b-2 gereği kaldırılmasına, davacı ... bakımından davanın kısmen kabulüne; 37.232,06 TL"nın 5.984,77 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, davacı ..."ın davasının kısmen kabulüne; 11.073,14 TL"nın 1.786,18 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, davacı ... bakımından davanın kısmen kabulüne; 20.059,45 TL"nın 3.190 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, davacı ... bakımından davanın kısmen kabulüne; 43.254,96 TL"nın 6.900 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ile fer"i müdahil TMSF vekili temyiz etmiştir.
1- HMK"nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL"yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK"nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibari ile 41.530 TL"dir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar aleyhine davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunun kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi"nce esastan kısmen kabulüne karar verilen davada; davacı ... bakımından 37.232,06 TL"nın 5.984,77 TL"si asıl alacak miktarı, davacı ..."ın bakımından 11.073,14 TL"nın 1.786,18 TL asıl alacak miktarı, davacı ... bakımından 20.059,45 TL"nın 3.190,00 TL asıl alacak miktarı için davanın kabulüne karar verilmiş olup, kabul edilen miktarlar yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK"nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davacılar ..., ..., ... bakımından kesin olan karara yönelik davalı vekili ile fer"i müdahil TMSF vekilinin temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davalı ... yönünden temyiz istemlerinin incelenmesinde; İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekili ile fer"i müdahil TMSF vekilinin davacılar ..., ..., ... lehine Bölge Adliye Mahkemesince verilen kısmen kabul hükmüne yönelik temyiz istemlerinin miktardan REDDİNE, yukarıda 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekili ile fer"i müdahil TMSF vekilinin davalı ... yönünden temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı ING Bank A.Ş."ne iadesine, fer"i müdahil TMSF"den harç alınmasına yer olmadığına, 08.04.2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.