16. Hukuk Dairesi 2017/606 E. , 2020/3245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İli ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 121 ada 70 parsel sayılı 2.096,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, ekonomik yarar sağlanması mümkün yerlerden olduğu ve kimsenin hak iddia etmediği belirtilerek ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu kaydının iptali ve taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında dava konusu taşınmazın davacının murisinden intikal ettiği ve davacıya ait olduğu beyan edilmekle birlikte, zirai bilirkişi raporunda, taşınmazda en az 30 yıldan beri tarımsal faaliyetlerde bulunulduğunun belirtildiği, yine keşif sonucunda da dava konusu taşınmazın davacı ve murisi tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığı, komşu parseller ile sınırlarının belli olduğu ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Keşif sonucu tek ziraatçi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, taşınmaz bölümünün toprak yapısı ve niteliği, zirai durumu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu olup olmadığı ve varsa imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve taşınmazın nasıl ve ne şekilde kullanıldığı hususlarında herhangi bir değerlendirmeye yer verilmemiş ve çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanak belgeleri getirtilerek yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarının denetlenmesi gerektiği düşünülmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; Mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ilgili yerlerden getirtilip dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde, yerel bilirkişiler ve tanıklarla fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın önceki niteliğinin ne olduğu, üzerinde sürdürülen ekonomik amacına zilyetliğin bulunup bulunmadığı, evveliyeti itibarıyla imar-ihyayı gerektiren yerlerden olup olamadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanları arasında doğabilecek çelişkiler geretiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün nasıl, ne şekilde, ne zamandan beri kullanıldığını, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümü üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı olarak değerlendirmeyi içerir, önceki ziraatçi bilirkişi raporunuda irdeleyen ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarının eklendiği, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli bundan sonra ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.