Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/3393
Karar No: 2021/2906
Karar Tarihi: 31.05.2021

Danıştay 10. Daire 2016/3393 Esas 2021/2906 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/3393
Karar No : 2021/2906


TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, …Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olan yakınları …'ın tüberküloz hastalığına yakalandığı ve kaldırıldığı Silivri Ceza İnfaz Kurumu Devlet Hastanesinde 08/07/2014 tarihinde vefat ettiğinden bahisle olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek 50.000,00 TL maddi, eşi ve çocukları olan davacılardan her biri için ayrı ayrı 50.000,00'er TL manevi olmak üzere toplam 250.000,00 TL tazminatın davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince; …'ın vefatı üzerine Adli Tıp Kurumunca düzenlenen …tarih ve …sayılı otopsi raporunda ölümün yaygın tüberküloz enfeksiyonuna bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiği, ölüm olayı ile ilgili olarak yürütülen adli ve idari soruşturmalarda ise ceza verilmesine ve kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiği, bu itibarla olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, …'ın cezaevine girerken bir rahatsızlığı olmamasına rağmen tutuklu bulunduğu yerdeki olumsuz koşullar sebebiyle verem hastalığına yakalandığı, hastalığının ağırlığı sebebiyle tam teşekküllü bir Devlet Hastanesinde yatarak tedavi görmesi gerektiği halde, ceza infaz kurumu yönetiminin …'ın rahatsızlığıyla ilgilenmediği ve hastanede yatış yaparak tedavi edilmesine engel olduğu, ayrıca olayda her ne kadar idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan tazmin yükümlülüğü bulunmakta ise de, yaşam hakkının korunması yükümlülüğü çerçevesinde cezaevinde bulunan yakınlarının vefatı nedeniyle meydana gelen zararlarının her halükarda kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde tazmininin de gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacıların yakını olan …'ın, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan …Nolu Hakimliğinin (TMK 10. maddesi ile görevli) …tarihli ve …sayılı kararıyla 08/05/2013 tarihinde tutuklanarak …Nolu Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna getirildikten sonra …Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edildiği 09/05/2013 tarihinden itibaren farklı tarihlerde dahiliye, nöroloji, ortopedi ve göz polikliniklerine sevk edildiği ve buralarda tetkikleri yapılarak muayene edildiği, 16/09/2013 tarihinde Silivri Ceza İnfaz Kurumu Hastanesi dahiliye polikliniğine sevk edildiği ve burada bronşit teşhisi konularak göğüs hastalıkları polikliniğinde kontrolünün uygun görüldüğü, 30/01/2014 tarihinde Silivri Devlet Hastanesi göğüs hastalıkları polikliniğine sevk edildiği, ancak tutuklunun kendi isteğiyle hastaneye gitmemesi üzerine 05/02/2014 tarihinde sevkin tekrarlandığı ve sağlık kurulunca incelenen tutuklunun ileri tetkik ve tedavi için Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesine sevkinin uygun görüldüğü, 26/02/2014 tarihinde sevki yapılan tutukluya Ebus eşliğinde TBİA (endobronşiyal ultrasonografi kılavuzluğunda transbronşiyal iğne aspirasyonu) planlandığı ve 01/04/2014 tarihine Ebus randevusu verildiği, randevu tarihinde tedavisinin devamı sağlanarak patoloji raporu düzenlendiği, 09/04/2014 tarihinde Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesine sevk edilerek yeni tetkikler yapıldığı ve sonuçlarının değerlendirildiği, 24/04/2014 tarihinde Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Kliniğine sevki yapılan tutuklunun kendi isteğiyle hastaneye gitmediği, 20/06/2014 tarihinde Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesine sevki yapılan tutuklunun EBSV-bronkoskopisinin tekrar değerlendirilmesini kabul etmediği, 11/06/2014 tarihinde İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi TB gold çekimi kliniğine sevk edildiği, ancak tutuklunun kendi isteğiyle sevki kabul etmeyerek hastaneye gitmediği, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinde 28/06/2014 tarihinde durumu değerlendirilen tutukluya tedavi yöntemi belirlenerek ilaç yazıldığı, hastanede mahkum koğuşunun bulunmadığı belirtilerek tutuklunun, tek kişilik koğuşta kalmak üzere ceza infaz kurumuna gönderildiği, 03/07/2014 tarihinde tutuklunun tekrar Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesine sevkinin yapıldığı ve muayenesi yapılarak mahkum koğuşu olan bir hastanede kalması gerektiği notuyla ceza infaz kurumuna gönderildiği, 04-07/07/2014 tarihlerinde Çatalca Verem Savaş Dispanserine sevk edildiği ve bu hastanede tetkik ve tedavisinin yapıldığı, 08/07/2014 tarihinde saat 02.41 sularında tutuklunun bulunduğu koğuş odasının acil çağrı butonunun çaldığı, tutuklunun rahatsız olduğu görülerek infaz kurumu görevlilerince solunum tüpü takıldığı, kuruma 112 acil servis ekiplerinin çağrıldığı, 03.04 sularında ambulansın Kuruma geldiği ve ilk müdahalenin ardından …'ın 03.17 sularında Silivri Ceza İnfaz Kurumu Devlet Hastanesine götürüldükten sonra aynı tarihte hastanede vefat ettiği, 01/07/2015 tarihinde, vefat eden …'ın eşi ve çocukları olan davacılar tarafından, yakınlarının vefatı olayında ceza infaz kurumu yönetimi ve personelinin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığına tazminat istemiyle başvuruda bulunulduğu, anılan başvurunun …tarih ve …sayılı işlemle reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca …hakkında düzenlenen …tarih ve …sayılı otopsi raporunda; Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi uzman doktoru tarafından kaşeli ve imzalı 28/06/2014 tarihli notta, hastanın akciğer tüberkülozu + tüberküloz plörezi kabul edilerek HRZE tedavisi başlanmasının uygun görüldüğü, ilk gün dozlarının verildiği, tüberküloz servisi ve mahkum koğuşları kapalı olduğundan yatışının yapılamadığı, yatak bulunana kadar günlük 4x1 saat 2lt/dk nazal oksijen desteği almak şartıyla tek kişilik koğuşta kalmak üzere cezaevine sevk edildiği; Çatalca Verem Savaş Dispanseri sorumlu hekimi tarafından kaşeli ve imzalı olarak düzenlenen 07/07/2014 tarih ve 3025 sayılı muayene notunda ise, günde 4 kez birer saat nazal oksijen desteği gerektiği, gerekirse yarına kadar Silivri Devlet Hastanesi Acil Servisinde takip edilebileceği yönünde doktor notları bulunduğu belirtildikten sonra …'ın ölümünün, yaygın tüberküloz enfeksiyonuna bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Olay nedeniyle …Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunca yürütülen idari soruşturma sonucunda hazırlanan …tarih ve …sayılı disiplin soruşturması raporunda; …'ın kendisi gibi hasta olan başka bir tutuklu İ.A. ile aynı koğuşta kaldığı, olay günü acil çağrı butonuna İ.A. tarafından basıldığı, akabinde ceza infaz kurumu personelinin koğuşa gelerek oksijen desteği vermek suretiyle …'ı tekerlekli sandalye ile 6 dakika içerisinde mahkum kabul bölümüne götürdüğü, eş zamanlı olarak çağrılan ambulansa ivedilikle teslim edilerek hastaneye intikalinin sağlandığı, …'a oksijen tüpü takılmasının nedeninin, kurum doktorunun …'ın rahatsızlandığı zaman oksijen tüpü takılması yolundaki yazısı olduğu, olay tarihine kadar hastaneye yatışının yapılmama nedeninin ise ilgili tutanaklara göre, hastanede yer olmaması sebebiyle kurumda kalmak zorunda kalmasından kaynaklandığı tespitleriyle, görevine kayıtsız kalmadığı ve gereken hassasiyeti gösterdiği anlaşılan ceza infaz kurumu personeli hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir.
Olayla ilgili yürütülen adli soruşturma sonucunda …Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen …tarih ve Soruşturma No:…, K:…sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararda ise; Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinin 28/06/2014 tarihli notunda, hastanın solunum sıkıntısı ile geldiği, grafide solda plevral sıvı sağda konsalidasyon saptandığı, akciğer TBC ile akciğer plorizi kabul edildiği, tedavi düzenlendiğinin belirtildiği, infaz koruma memurları ve kurum müdürü tarafından düzenlenmiş tutanakta, 07/07/2014 tarihinde saat 15.00'te Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Başhekiminin telefonla aranarak, hastanın durumunun kritik olduğunun, hastaneye yatışı gerektiğinin belirtildiği, ancak başhekimin Süreyya Paşa Hastanesinde toplu mahkum hasta odası olduğunu, kendi hastanelerinde uygun yer olmadığını, hastanın öncelikle Süreyya Paşa Hastanesine sevk edilmesi gerektiğini, kabul edilmemesi durumunda kendi hastanelerinde özel oda açılabileceğini belirttiği hususlarına yer verildiği anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, başka bir ifadeyle zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar İle Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 3. maddesinde, mahkemeler, hâkimlikler ve savcılıklar ile Adli Tıp Kurumunun uygun gördüğü alanlarda kamu kurum ve kuruluşları tarafından gönderilen adlî tıpla ilgili konularda bilimsel ve teknik görüş bildirmek, Adli Tıp Kurumunun görevleri arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık, davacılar yakını tutuklu …'ın ceza infaz kurumunda bulunduğu süreçte tüberküloz hastalığına yakalanmasında ve bu hastalığının tedavisinin sağlanmasında davalı idarece yürütülen hizmetler bakımından kusur bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Bu itibarla, öncelikle davacılar yakınının ceza infaz kurumuna sevk edildiği 08/05/2013 tarihi itibarıyla tüberküloz hastası olup olmadığının ortaya konulması zorunlu bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla, ilk aşamada, davacılar yakınının uyuşmazlığa konu rahatsızlığının ceza infaz kurumunun koşullarından dolayı oluşup oluşmadığının belirlenmesi hizmet kusurunun tespiti bakımından önem arz etmektedir.
Bu hususun netleştirilmesinden sonra ise, davacılar yakınının zamanında sağlık hizmetine kavuşmasının ve sevk edildiği sağlık kuruluşlarınca önerilen tedavilerin yerine getirilmesinin sağlanması bakımından davalı idarenin görevlerini ifa edip etmediğinin araştırılması gerekmektedir. (Bu açıdan sağlık hizmetinin sunumu sırasında -tanı, teşhis, tedavi aşamalarında- herhangi bir hizmet kusuru bulunup bulunmadığı ve bir kusur varsa bu kusurdan dolayı davacıların zarar görüp görmediği hususu bakılan davanın konusunu oluşturmamaktadır.)
Uyuşmazlıkta; davacıların yakını olan tutuklu …'a, ceza infaz kurumunda bulunmaktayken tüberküloz teşhisi konulduğu ve tedavisi için farklı tarihlerde hastaneye sevk işlemleri yapıldığı görülmekle birlikte, 21/10/2014 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ve …Cumhuriyet Başsavcılığının Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararında, …'ın 28/06/2014 tarihli muayene notunda, hastaneye yatışının yapılması gerektiği, yatak bulunana kadar günlük 4x1 saat 2lt/dk nazal oksijen desteği almak şartıyla tek kişilik koğuşta kalmak üzere cezaevine sevk edildiği; 07/07/2014 tarihli doktor notunda ise, hastanın günde 4 kez birer saat nazal oksijen desteği alması gerektiği, gerekirse yarına kadar Silivri Devlet Hastanesi Acil Servisinde takip edilebileceği yönünde doktor önerisi bulunduğu, son olarak ise 07/07/2014 tarihinde saat 15.00'de ceza infaz kurumunca Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Başhekiminin aranarak, hastanın durumunun kritik olduğu belirtilmesine karşın, Başhekimce talebin geri çevrilmesi üzerine …'ın fenalaşarak hastaneye kaldırıldığı ve akabinde vefat ettiği 08/07/2014 tarihine kadar tüberküloz hastalığının tedavisi için hastaneye yatışının yapılmadığı; hastaya günde 4x1 saat nazal oksijen desteği verilmesi gerektiği yolunda 28/06/2014 ile 07/07/2014 tarihlerinde doktor notlarının bulunmasına rağmen, …'a ceza infaz kurumunda düzenli olarak oksijen desteği verilip verilmediğinin dosya kapsamından anlaşılamadığı; ayrıca, …'ın tek kişilik koğuşta kalması gerektiğine dair muayene notu bulunmasına rağmen davalı idarece tanzim edilen disiplin soruşturması raporuna göre, vefat ettiği tarihe kadar kendisi gibi hasta olan başka bir tutuklu ile kaldığı görülmektedir.
Diğer yandan; …'ın yukarıda aktarılan tedavi sürecinde ceza infaz kurumunca hastaneye yapılan sevk işlemlerine ilişkin belgeleri davalı idarenin savunması ekinde dosyaya sunulmuş ise de; ceza infaz kurumuna sevk edildiği 08/05/2013 tarihi itibarıyla tüberküloz hastası olup olmadığına yönelik tıbbi kayıtlar ile ceza infaz kurumuna geldiği tarihten sonra sevk edildiği sağlık kuruluşlarınca yapılan tanı, teşhis ve tedavilere yönelik rapor ve belge nüshaları dava dosyasında bulunmamakta olup, söz konusu tedavi bilgi ve notlarının içeriği, bu aşamada ancak dava dosyası içinde bulunan soruşturma kararları, Adli Tıp Kurumu otopsi raporu gibi evraktan anlaşılabilmektedir.
Bu durumda; Mahkemece, …'ın, gerek tutuklu olarak ceza infaz kurumunda kaldığı süre içerisinde hastalığının oluşumu, bakımı ve gözetimi gerekse hastaneye sevk işlemleri ile ilgili olarak dosya içerisinde eksik bulunan bilgi ve belgeler tamamlanmak suretiyle, öncelikle …'ın ceza infaz kurumuna getirilmeden önce tüberküloz hastalığı bulunup bulunmadığı, ceza infaz kurumunca hastalığın tedavi sürecindeki sevk işlemlerinin gecikmeksizin yapılıp yapılmadığı ve doktorlarca önerilen tavsiye ve tedavilere uygun olarak nazal oksijen desteği verilip verilmediği hususlarının netleştirilmesi; …'ın ceza infaz kurumuna getirilmeden önce tüberküloz hastalığı bulunup bulunmadığının tıbbî kayıtlardan tespit edilememesi halinde, ceza infaz kurumuna sevk edildiği tarihten hasta olduğunun tespit edildiği tarihe kadar geçen sürede tüberküloz hastalığına yakalanıp yakalanamayacağı ve bünyesel etkenler dışında ceza infaz kurumu koşullarının tek başına bu hastalığa neden olup olmayacağı (bu hastalığa yakalanmasının bünyesel etkenlerden mi yoksa salt ceza infaz kurumu koşullarından mı kaynaklandığı) hususlarının yanı sıra, doktor önerisinin aksine 07/07/2014 tarihinde Silivri Devlet Hastanesi Acil Servisinde takibine devam ettirilmeyip hastaneye yatışının da yapılmamasının ve tek kişilik koğuşta kalmamasının davacılar yakınının vefat etmesine olan etkisinin bilirkişiliğine başvurulacak Adli Tıp Kurumuna sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Buna göre, Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor üzerine davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu tespit edilirse, ortaya çıkan hizmet kusuru oranında davacıların maddi zararlarının bilirkişi incelemesi yaptırılarak tespiti ve manevi zararların olayın oluş şekli ile hizmet kusurunun niteliğine göre İdare Mahkemesince takdir edilmesi gerekmekte olup, belirtilen hususlar araştırılmaksızın uyuşmazlığın esası hakkında verilen İdare Mahkemesi kararında eksik inceleme ve araştırma sebebiyle hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan; dava dilekçesinde, davacılar tarafından toplam 50.000,00 TL maddi tazminat isteminde bulunulduğu görülmekle birlikte, maddi tazminatın hangi davacı için ne kadar istendiğinin belirtilmediği, her bir davacının …'ın vefatından kaynaklanan maddi zararının neler olduğunun açıklanmadığı görülmüş olup; İdare Mahkemesince yeniden yapılacak yargılama sırasında 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesi gözetilerek bu durumun açıklığa kavuşturulmasını teminen ara kararıyla maddi tazminat istemlerinin netleştirilmesinin davacılardan istenilmesi gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddine ilişkin temyize konu …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi