
Esas No: 2016/8137
Karar No: 2019/3956
Karar Tarihi: 01.10.2019
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8137 Esas 2019/3956 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre yapılacak bağımsız bölümlerin 11.10.2008 tarihinde teslim edileceğinin teslim edilmemesi halinde her bağımsız bölüm başına aylık 500 USD cezai şartın davalı yüklenici tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak davalının inşaatı süresi içinde teslim etmediğinden bahisle toplam 43 bağımsız bölüm için 47 aylık 1.010.500 USD cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sözleşmenin adi yazılı olduğundan bahisle geçersiz olduğunu öne sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı yüklenicinin teslimde gecikmiş olması sebebiyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı ödemesi gerektiğini ancak inşaatın geldiği seviye nazara alındığında cezai şarttan %50 oranında tenkis yapılmasının hakkaniyete uygun olacağından bahisle 505.250,00 USD’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Davacının temyiz itirazları yönünden;
Dava konusu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yüklenicinin teslimde gecikme halinde her bağımsız bölüm için aylık 500 USD ödeyeceğine ilişkin hüküm ifaya ekli cezai şart niteliğindedir. Bu itibarla TBK’nın 182. maddesi gerekçe gösterilerek tenkise tabii kılınması doğru görülmemiştir.
3) Davalının temyiz itirazları yönünden
Mahkemece hükmedilen kira tazminatı (ifaya ekli cezai şart) 2008 ve 2012 yılları arasındaki döneme ilişkindir. Bu itibarla davalı yüklenici temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren davalı aleyhine faize hükmedilmesi gerekirken 01.10.2008 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de;
Sözleşme ile tayin edilen cezai şart tutarının tahsilini istemek hakkına haiz olan davacının, açtığı dava sonucunda cezai şartın hakim tarafından fahiş görülerek tenkis edilmesi halinde tenkis edilen miktardan dolayı davacı aleyhine avukatlık ücreti ve muhakeme masrafına hükmedilmemesi gerekir. Çünkü cezai şarttan indirim yapılması hususunda hakimin takdir hakkını kullanıp kullanmayacağının davacı tarafından dava açılırken bilinmesi mümkün değildir. Bu nedenle tenkis edilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin kabul-ret oranına göre belirlenmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 01.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.