4. Hukuk Dairesi 2016/6683 E. , 2018/649 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/05/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflarca süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.Davacı vekili; davalının bir dönem müvekkiline ait taşınmazda kiracı olduğunu, aralarında çıkan anlaşmazlık üzerine davalının tahliyesinin istendiğini, davalının intikam duygusuyla eski iş yerinde bıraktığı kumaşların çalındığından bahisle müvekkili hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığı"na suç duyurusunda bulunması üzerine hakkında hırsızlık suçundan kamu davası açıldığını, ... Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde beraat kararı verildiğini, davalının bu şekilde müvekkilini hırsızlıkla itham ederek kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu iddia ederek, manevi zararının tazminini talep etmiştir. Davalı; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacının kişilik haklarına saldırının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş
ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikâyeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikâyet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikâyetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.Davacının yargılandığı ceza dosyasının incelenmesinde; davacının taşınmazında kiracı olan davalı bu taşınmazı tahliye ettikten sonra ... Cumhuriyet Başsavcılığı"na başvurarak "tahliye ettiği dükkanda bir takım eşyalarının kaldığını, eski iş yerine gittiğinde 40 metre kumaşın eksik olduğunu fark ettiğini, eksilen kumaşların iş yeri sahibi olan davacı tarafından alınmış olabileceğini düşündüğünü" belirterek davacı hakkında hırsızlık suçundan şikayetçi olmuştur. Davacı da ...Cumhuriyet Başsavcılığı"nda verdiği ifadesinde "davalının iş yerini boşaltıp boşaltmadığını kontrol etmek amacıyla iş yerine gittiğini ancak içeriden herhangi bir şey almadığını" beyan etmiştir. ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davacının bu ifadesi esas alınarak kamu davası açılmış ve ...Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/02/2015 tarih, 2014/1067 esas ve 2015/183 karar sayılı ilamı ile davacının üzerine atılı hırsızlık suçundan beraatine karar verilmiştir. Dosya kapsamında taraflar arasında kira ilişkisinden kaynaklanan husumet bulunduğu da anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki husumet ve davacının ceza dosyasındaki ifadesi dikkate alındığında; davalının şikayetçi olmasında az da olsa bir kısım emarelerin var olduğu, davalı tarafından yasal şikayet hakkı kapsamında ilgili mercilere şikayette bulunulduğu anlaşılmakla, davacının kişilik haklarına saldırı söz konusu değildir. Şu durumda davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.