Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17874
Karar No: 2015/22274
Karar Tarihi: 29.06.2015

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/17874 Esas 2015/22274 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/17874 E.  ,  2015/22274 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA : Davacı, asıl davada, davalı sendika genel yönetim kurulunun 14.10.2014 tarihli kararının iptaline ve 01.10.2014 tarihli delege seçim sonuçlarının geçerli olduğunun tespitine, birleşen davada ise davalı sendika ... şubesinin ... Olağan Genel Kurulunun iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, asıl davada, davalı sendika ... şube genel kurulunu oluşturacak delege seçimlerinin 01.10.2014 tarihinde gerçekleştirildiğini, seçimi kendisinin listesinin kazandığını, yetkisi olmamasına rağmen genel merkezin seçimi iptal etme kararına itiraz ettiklerini, davalı sendika genel merkezinin 15.10.2014 tarihinde almış olduğu iptal kararının usul ve kanuna aykırı olup iptalinin gerektiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 16. maddesinin ikinci fıkrasının genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine itiraz mercii olarak iş mahkemelerini gösterdiğini, ancak mevcut durumda itirazın genel merkeze yapıldığını ve genel merkezin de yetkisi olmamasına rağmen bu seçimi iptal ettiğini, bu kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek genel merkezin almış olduğu kararın iptali ile 01.10.2014 tarihli seçim sonuçlarının kesin sonuç olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı vekili, birleşen davada ise, müvekkilinin ... şube üyesi olduğunu ve delege seçimlerinde aday olduğunu, 01.10.2014 tarihli seçimde müvekkilinin aday olduğu listenin seçimi kazandığını ve müvekkilinin delege olmaya hak kazandığını, iş bu delege seçiminin davalı sendika genel merkezi tarafından yasal yetkisi olmamasına karşın iptal edildiğini, müvekkilinin delege olmaya hak kazandığı seçimlerin usulsüz iptali neticesinde müvekkilinin şube genel kuruluna delege olarak katılamadığını ve seçimlerde seçme ve seçilme hakkını kullanamadığını ileri sürerek Kayseri 1 nolu şubesinin 10. genel kurulunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, somut olayda yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, tüzel kişiliği bulunmayan sendika şubesinin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının haksız olarak yenilendiğini ileri sürdüğü Karayolları 62. şube Pınarbaşı işyerinde yapılan delege seçiminin iptali için dava açmadığından, bu seçimde belirlenen ve itiraz olmaması nedeniyle delegelikleri kesinleşen üyelerin katılımıyla gerçekleştirilen genel kurulda herhangi bir sakatlık bulunmadığını, davacının, delege seçimlerinin usulsüz yapıldığını ileri sürdüğü Karayolları 62. şube Pınarbaşı işyerinin delege sayısı, şube genel kurulunda yapılan seçim sonuçlarını değiştirecek büyüklükte olmadığını, şube genel kurulunun iptali talebine dayanak gösterilen, davacının genel kurula katılamadığı, seçme ve seçilme hakkının elinden alındığı iddiasının gerçek dışı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 15.10.2014 tarihli delege seçimlerinin iptaline, süresinde açılmadığı gerekçesiyle de birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Mahkeme kararı, asıl dava yönünden davalı, birleşen dava yönünden ise taraflarca temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    6356 sayılı Kanun’un 2/1-ğ maddesinde sendikalar “İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar” olarak tanımlanmıştır. Anayasanın 51. maddesi de aynı doğrultudadır. Aynı maddenin son fıkrasında sendikaların yönetim ve işleyişlerinin demokrasi esaslarına aykırı olamayacağı vurgulanmıştır.
    Genel kurul sendikaların iradesini yansıtan nihai karar organıdır. Genel kurullar bakımından asıl olan ise olağan genel kuruldur. Olağan genel kurul, kanunda ve daha kısa bir süre belirlenmesi koşuluyla tüzükte öngörülen sürelerde düzenli olarak yapılmak zorunda olunan ve yapılması için herhangi bir sebebin ortaya çıkması gerekli olmayan genel kuruldur. Olağanüstü genel kurul ise ancak genel kurulun olağanüstü toplanmasını gerektirir nitelikte objektif ve ciddi sebeplerin bulunması halinde söz konusu olan istisnai nitelikteki genel kuruldur.
    6356 sayılı Kanun"un 9. maddesinde, genel kurulun, sendika ve şubelerin zorunlu organlarından olduğu belirtilmiştir. Genel kurulun görev ve yetkileri, aynı Kanun"un 11. maddesinde düzenlenmiş olup, maddeye göre, sendika organlarının seçimi yetkisi de genel kuruldadır. Bu itibarla, sendikanın yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyelerinin belirlendiği genel kurulların, demokratik esaslar doğrultusunda icra edilmesi, sendika içi demokrasinin gerçekleşmesi yönünden son derece önemlidir. Bu cümleden olarak, bir sendikanın demokratik yapıya sahip olup olmadığına ilişkin en somut ölçüler genel kurulun yapısı ve işleyişinde aranmalıdır (ŞAHLANAN, Fevzi, Sendikaların İşleyişinin Demokratik İlkelere Uygunluğu, İstanbul, 1980, sh.119).
    Diğer taraftan, sendikalar hukukunda, tüzel kişiliğin sadece sendika genel merkezlerine ait olması ve sendika şubelerinin tüzel kişiliğinin bulunmaması sebebiyle, sendika şubelerine dava yöneltilemeyeceği söylenilebilirse de, şube genel kurulunun iptali davaları söz konusu olduğunda konuya ihtiyatla yaklaşmakta zaruret bulunmaktadır. Nitekim sendika şubelerinin, anılan davada taraf olarak yer almaması, şubelerin haklarını yeterince savunamama sonucuna yol açabilmekte ve bu durum da, 6100 sayılı Kanun"un 27. maddesinde ifade edilen hukuki dinlenilme hakkının ihlali neticesini doğurmaktadır. Şu halde, şube genel kurulunun iptali davalarında, sendika genel merkezi ile sendika şubesi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve davanın, sendika genel merkezi yanında, ilgili sendika şubesine de yöneltilmesi gerektiği ifade edilmelidir. Nitekim yerleşik Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 09.06.2014 tarih, 2014/15387 esas, 2014/16184 karar sayılı ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 21.06.2011 tarih, 2011/27022 esas, 2011/18864 karar sayılı ilâmı)
    Bu genel açıklamalar ışığında tarafların temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-İnceleme konusu uyuşmazlıkta, asıl dava, 01.10.2014 tarihli delege seçim sonuçlarının, kesin sonuç olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Somut olayda, davalı sendika ... şube başkanlığı ... Olağan Genel Kurulunu oluşturacak delegelerin belirlenmesi için, TCK. 62. Şube Şefliği işyerinde 01.10.2014 günü delege seçimleri gerçekleştirilmiş ve davacı da delege seçilmiştir. Daha sonra, bazı üyeler tarafından genel merkeze yapılan itirazlar üzerine genel merkezce yapılan denetim üzerine genel başkan ile genel teşkilatlanma sekreteri imzalı rapor düzenlenerek delege seçiminde usulsüzlükler olduğu ve seçimin yenilenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bunun üzerine 14.10.2014 tarihli genel yönetim kurulu kararı ile itirazların haklı olduğu gerekçesiyle delege seçimlerinin yenilenmesine karar verilmiş ve bu doğrultuda delege seçimleri 21.10.2014 tarihinde yenilenmiştir.
    Yönetim kurulu kararının dayanağı, sendika delege seçim yönetmeliğinin 13. maddesidir. Anılan hükmün birinci fıkrasına göre “Delege seçimlerine, seçimin serbest, eşit, gizli, oy, açık sayım ve dokum esaslarına uyulmadığı gerekçesiyle ve somut olay belirtilmek suretiyle, Delege seçimine katılan üye veya üyeler tarafından seçim tarihini izleyen (seçim günü hariç) (3) işgünü içinde Şube Başkanlığına verilecek dilekçe ile itiraz olunabilir.” Aynı hükmün dördüncü fıkrasına göre de “İtirazın kabulü halinde, Sendika Yönetim Kurulu"nca itiraza konu işyerindeki delege seçimi iptal olunur. O işyerine hasren, evvelce ilan edilen delege seçimine katılmaya hak kazanan Sendika üyeleri listesi değiştirilmeksizin delege seçiminin belirlenecek en yakın tarihte yenilenmesi kararlaştırılır ve bu doğrultuda işlem yapılması için ilgili Şube Başkanlığı"na talimat verilir.”
    Bu noktada, kısaca sendikaların tüzüklerini ve iç yönetmeliklerini düzenleme hakkına değinmekte yarar vardır.
    6356 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde, sendikal hak ve özgürlüklerin, özgürlükçü ve demokratik toplum esasları temelinde düzenlendiği belirtilmiştir. Bu bağlamda, sendikal özgürlüklerin başında, sendikaların, kurulduktan sonra faaliyetlerinde ve yönetiminde serbest olabilmeleri hususunun geldiğini ifade etmek gerekir. Şüphesiz, yönetimde serbest olması gereken sendikanın, tüzüğünü, kendi iradesi ile belirlemesi gerektiği tabiidir. Ülkemiz tarafından 1993 yılında onaylanan, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün, Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı Sözleşmesi’nin 3/1. maddesine göre de “Çalışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek hakkına sahiptirler.”
    Niteliği gereği demokratik kuruluş olması gereken sendikaların, kendi iradeleri ile tüzüklerini belirleme hakkı da, özgür ve serbestçe faaliyet de bulunmalarının ön koşulu olan sendika içi demokrasi ilkesi ile sınırlıdır. Uluslararası sözleşmeler, hukukun genel ilkeleri ve demokratik hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayan düzenlemelerin, sendika içi demokrasiye zarar verecek olması nedeniyle, çağcıl hukuk düzenince korunması düşünülemez. Nitekim 87 sayılı ILO sözleşmesinin 3/2. maddesinde de, sendikaların tüzüklerini düzenleme hakkının, yasaya uygun şekilde kullanılması gerektiği ifade edilmiştir.
    07.11.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6356 sayılı Kanun"un 16. maddesinin ikinci fıkrasında, genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine karşı vaki itirazların mahkemece karara bağlanacağı açık olarak ifade edilmiştir. Bu cümleden olarak, sendika seçim yönetmeliğinin 13. maddesinin, kanunun emredici hükmüne aykırı olması sebebiyle uygulanamayacağı tartışmasızdır. Bu itibarla, mahkemece asıl davanın kabulüne karar verilmesi isabetli ise de, talep aşılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Yapılacak iş, taleple bağlı kalınarak, genel yönetim kurulunun 14.10.2014 tarih ve 518 sayılı kararının iptali ile 01.10.2014 tarihli delege seçim sonuçlarının geçerli olduğunun tespitine karar vermekten ibarettir. Bununla birlikte, 21.10.2014 tarihli delege seçiminin hukuki sonuçları şube genel kurulunu etkileyeceğinden, bu hususun da, birleşen dava da gözetilmesi gerekmektedir.
    Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde verilen karar isabetsizdir.
    3-İnceleme konusu uyuşmazlıkta, birleşen dava ise, şube genel kurulunun iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, kanuni süresinde açılmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de, karar, dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
    6356 sayılı Kanun"un 15. maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bakanlık veya kuruluş ya da şubesinin üye ve delegeleri; kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak genel kurul ve seçim yapılması veya seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüde bir usulsüzlük ya da kanuna aykırı uygulama iddiasıyla, bu işlemlerin veya genel kurulun iptali için genel kurul tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilir.”
    Somut olayda, birleşen davada iptali talep olunan şube genel kurulu 16.11.2014 tarihinde gerçekleştirilmiş, dava ise 27.11.2014 tarihinde açılmıştır. Bu itibarla, mahkemece kanuni süresinde açılan davada, işin esasının incelenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi