Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2013/8-198
Karar No: 2013/443

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/8-198 Esas 2013/443 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2013/8-198 E.  ,  2013/443 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname :2008/228115
    Yargıtay Dairesi         : 8. Ceza Dairesi
    Mahkemesi               : KIRIKHAN Asliye Ceza  
    Günü               : 22.05.2008
    Sayısı               : 232-367

    6136 sayılı Kanununa muhalefet suçundan sanık A. İ.’ın anılan kanunun 13/1 ve 5237 sayılı TCK’nun 62, 50/1-a, 52/2-4 ve 54. maddeleri uyarınca hapisten çevrilme 6.000 Lira ve doğrudan hükmünolunan 500 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, müsadereye ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin, Kırıkhan Asliye Ceza Mahkemesince verilen 22.05.2008 gün ve 232-367 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 19.03.2012 gün ve 9227-8667 sayı ile;
    “Hüküm fıkrasında 5607 sayılı Kanunun 3/5. maddesi yazılmış ise de, hükmün gerekçesinden ve mahkemenin düzeltme şerhinden yazımın maddi hatadan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
    Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak: 
    Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarına dayanılarak TCK"nun 62. maddesi uyarınca hakkında takdiri indirim yapılan ve sabıkası bulunmayan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünden sanığın kişilik özellikleri, duruşmadaki tutum ve davranışları ile yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işleyip işlemeyeceği konusunda değerlendirme yapılması gerekirken, "sanığın şahsi ve sosyal durumu ve ayrıca duruşmada edinilen izlenim itibariyle yeniden suç işlemeyeceği yönünde olumlu izlenim vermediğinden" denilerek yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle CMK"nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle çelişkiye düşülmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 05.05.2012 gün ve 228115   sayı ile;
    “Yerel mahkemece sanığın şahsi ve sosyal durumu ve ayrıca duruşmada edinilen izlenim itibariyle yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaate varılmadığından CMK"nun 231. maddesi gereği takdiren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemenin TCK"nun 62. maddesini uygularken gösterdiği takdir ile CMK"nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verirken gösterdiği takdir, izlenim farklı olup, bu farklılık kullanılan kelimelerle de hüküm yerinde gösterilmiştir. Buna rağmen sair yönleri usul ve yasalara uygun bulunan hükmün bu nedenle bozulması usul ve yasalara aykırı görülmüştür” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
     CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Dairesince 24.12.2012 gün ve 27217-39435 sayı ile; "TCK"nun 62, 50. maddelerinin uygulanmasına ilişkin gerekçe ile CMK"nun 231. maddesinin uygulanmamasına dair gerekçe, içerik itibariyle çelişkili olup Yargıtay C.Başsavcılığının itiraz istemi yerinde görülmediğinden" bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçenin takdiri indirim uygulanması ve hapis cezasının para cezasına çevrilmesi sırasında gösterilen gerekçeler ile çelişip çelişmediği ve buna bağlı olarak da yasal, yeterli ve dosya kapsamıyla uyumlu olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Hakkında ruhsatsız silah taşıdığı iddiasıyla kamu davası açılan sanığın, aşamalarda davaya konu silahı taşıdığını kabul ettiği ancak bu silahın tüfek olması nedeniyle taşımanın suç olduğunu bilmediğini savunduğu, beraatine karar verilmesini, aksi kanaat halinde ise lehine olan hükümlerin uygulanmasını talep ettiği, duruşmanın tek oturumda tamamlandığı, sanığın bu oturuma katıldığı, duruşma tutanağında duruşmadaki tutum ve davranışlarına ilişkin olumsuz herhangi bir gözlem ve tespite yer verilmediği, “suçun işleniş biçimi, sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu göz önüne alınarak” denilmek suretiyle temel ceza alt sınırdan tayin edildiği, “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları nedeniyle” denilerek cezasından takdiri indirim yapılıp, “suçun işleniş biçimi, sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu göz önüne alınarak” denilmek suretiyle de kısa süreli hapis cezası adli para cezasına çevrildiği, sanığın sonuç olarak hapisten çevrilme 6.000 Lira ve doğrudan hükmonulan 500 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, “sanığın şahsi ve sosyal durumu ve ayrıca duruşmada edinilen izlenim itibariyle yeniden suç işlemeyeceği yönünde olumlu izlenim vermediği” gerekçesiyle de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği, sanığın adli sicil kaydında herhangi bir geçmiş hükümlülüğün bulunmadığı,
    Anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşılması bakımından öncelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının niteliği ve uygulanma şartları üzerinde durulması gerekmektedir.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanunun 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkra ile büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı Kanunun 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tabi kılınmıştır.
    Başlangıçta yalnızca yetişkin sanıklar yönünden şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
    5560, 5728, 5739 ve 6008 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
    1) Suça ilişkin olarak;
    a- Yapılan yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
    b- Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
    2) Sanığa ilişkin olarak;
    a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
    b- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
    c- Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
    d- Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair beyanının olmaması,
    Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve onsekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacaktır.
    Görüldüğü üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi, suça ve sanığa ilişkin bütün objektif şartların gerçekleşmiş olması yeterli değildir. Ayrıca mahkemenin, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu bir kanaate varması da gerekmektedir. Böylece kanun koyucu  suça ve faile ilişkin tüm objektif şartları taşıyan herkes için otomatikman hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul etmemiş  mahkemeye belirli ölçüler içerisinde bir takdir hakkı tanımıştır.
    Mahkemenin bu hususta takdir hakkının bulunması keyfi davranabileceği anlamına gelmemektedir. Keyfiliği önlemenin en önemli güvencesi "gerekçe"dir. Anayasanın 141/3 ve CMK"nun 34/1. maddeleri gereğince mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olmak zorundadır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçenin yasal, yeterli, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olmasının yanında, aynı zamanda benzer ölçülerin esas alındığı hükmün diğer kısımlarındaki gerekçe ile de çelişmemesi gerekir.
    Bu itibarla, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının subjektif şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin olarak gösterilecek gerekçe, mutlaka olayla uyumlu olmalı, hakimin soyut kanaatlerine değil, sanığın kişiliğinde var olan somut nedenlere dayanmalı, sanığın kişiliği ve duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, gelecekteki yaşamı sezilmeli, sanığın yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat buna göre belirlenmelidir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Yerel mahkemece, geçmiş hükümlülüğü bulunmayan ve yargılama sürecine ilişkin olarak herhangi bir olumsuz davranışı da dosyaya yansımayan sanık hakkında temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi, takdiri indirim hükmünün uygulanması ve hapis cezasının para cezasına çevrilmesi sırasında "geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları" olumlu bulunarak lehine değerlendirilmiş iken, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sübjektif şartı bakımından ise olumsuz bulunarak aleyhine değerlendirilmesi suretiyle çelişkiye neden olunmuştur. Diğer taraftan, sanığın kişiliğindeki hangi somut olumsuzluk ve duruşmadaki hangi tutum ve davranışlarından ötürü hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması şeklindeki  subjektif şartının gerçekleşmediği hususu  yasal, yeterli, dosya kapsamıyla uyumlu ve denetime elverişli bir biçimde açıklanmamıştır.
    Bu itibarla, yerel mahkeme kararının, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken gösterilen gereçenin yasal, yeterli ve dosya kapsamıyla uyumlu olmadığından bahisle Özel Dairece bozulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.11.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

     

             

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi