MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra-inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin ödenmeyen kıdem tazminatı için Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2012/9525 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçlu davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, müvekkilinin 05.10.2001 tarihinden itibaren davalı şirkette çalıştığını, 24.04.2012 tarihinde verdiği dilekçeyle emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshettiğini, davalı şirketin ise 14.06.2012 tarihli ihtarname ile müvekkilinin sadakat yükümlülüklerini ihlal eden, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları olduğu gerekçesiyle iş sözleşmesini feshettiğini, müvekkilince iş sözleşmesi fesh edildikten sonra işveren tarafından konulan fesih iradesine geçerlilik tanınamayacağını beyan etmiştir.
Davalı şirket vekili; 18.06.2012 tarihinden itibaren iş sözleşmesini feshettiğini, davalı şirketin 10.05.2012 tarihli yazısı ile ihbar süresinin sonuna kadar çalışma yükümlülüğünden muaf tuttuğunu, bilgisayarın bağımsız şirket tarafından inceletildiğini, söz konusu inceleme sonunda 13.06.2012 tarihli rapor ile davacının sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiğinin tespit edildiğini, davacının iş akdinin sonlanmasından çok daha önce davalı şirketin rakibi olan Hindistan"da yerleşik Solar firmasının Türkiye yapılandırmasını oluşturmak üzere rakip firma yetkilileri ile birden fazla görüştüğünü, bu çerçevede rakip firmadan banka kanalı ile ücret ödemesi aldığının tespit edildiğini, bu sebeple 14.06.2012 tarihli ihtarnameyle iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini beyan etmiştir.
Dosya içeriğine göre, davalıya ait iş yerinde çalışan davacı içim iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle 24.04.2012 tarihinde veridiği dilekçe ile feshettiği anlaşılmaktadır. Davalı işverence her ne kadar 14.06.2012 tarihli ihrarname ile iş sözleşmesinin güveni kötüye kullanma sebebi ile haklı olarak feshettiğini belirtmişse de bu fesih bildirimi davacının fesih bildiriminden sonra olup, davacının kıdem tazminatını hak etmesine engel değildir. Davacının emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshetmesi haklı bir sebep olduğundan, yapılan icra takibi sonucunda açılan itirazın iptali davası ile takibe devam edilmesi gerekirken reddi kararı verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.