19. Hukuk Dairesi 2016/20537 E. , 2018/5258 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının davalıya sattığı malların faturasının davalının istemi üzerine davalının ortağı ve yetkilisi olduğu şirket adına tanzim edildiğini ve malların teslim edildiğini, davalının da karşılığında takip konusu çekleri verdiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine çeklerin tahsili amacıyla iki ayrı icra takibi başlattıklarını ancak davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazlarının iptaline ve %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının ortağı olduğu şirketin davacıdan sipariş verdiği mallar karşılığında davalının şahsi çek verdiğini, davacının sipariş edilen malları teslim etmemesi üzerine çeklerin ödenmediğini ve çeklerin karşılıksız bırakıldığını, davacının süresinde takip başlatmadığını, çeklerin zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddine ve %40 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının ortağı olduğu dava dışı şirketin ticari defterlerinde satım konusu faturaların ödenmiş olarak kaydedildiği, ancak yapılan bu ödemelere ilişkin dekontların sahte olduğunun anlaşıldığı, davacının talep edilen miktarda faturadan kaynaklı alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının icra takip dosyalarına haksız olarak yaptığı itirazların iptaline,koşulları oluşmayan davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup davacı iki adet icra takip dosyasından yapılan icra takibine itirazın iptalini istemiştir. Ancak dava dilekçesinde itirazın iptali istenen toplam alacak üzerinden harç yatırılmamıştır. Mahkemece davacıya dava dilekçesi açıklattırılarak eksik harcın tamamlanmasından sonra yargılamaya devam olunması gerekirken davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 25/10/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3/2 Maddesi gereğince; Bölge Adliye Mahkemeleri’nin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Buna göre; HUMK’nun 428. Maddesinde, temyiz sebepleri maddi hukuka ilişkin temyiz sebepleri ve usul hukukuna ilişkin temyiz sebepleri olarak gösterilmiştir.
Usul hukukuna ilişkin temyiz sebepleri ise mutlak bozma sebepleri ve nispi bozma sebepleri olarak ikiye ayrılır.
Bir kararın usul hukukuna ilişkin nispi bozma sebeplerine göre bozulabilmesi için usul hukukuna ilişkin bozma sebebinin kanundaki ifade ile “kusur ve hatanın lahik olan hükmü tağyir edecek derecede” bulunması gerekir. Yani, usul hukukuna ilişkin aykırılığın verilen hükmü etkileyecek nitelikte olması gerekir. (Bakınız: Özekes M., Pekcanıtez Usul, Medeni Usul Hukuku, 15. Baskı, 2017, s. 2346-2356)
Somut olayda; peşin harç eksik yatırılmış, bu durum davalının itirazına uğramamış ve hâkim tarafından da dikkatten kaçırılmış ancak nihai kararda nispi karar harcı hüküm altına alınmıştır.
Eksik harçla yargılamaya devam etmek usul hukukuna aykırı ise de bu durum verilen hükmü etkileyecek nitelikte olmadığından, usul hukukuna aykırı bu durum nispi bir bozma sebebidir ve bu haliyle tek başına bozma sebebi yapılamaz.
Bu itibarla; Dairemizce işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde bozma kararı verilmesini doğru bulmadığımdan saygıdeğer çoğunluğun bozma karına muhalifim. 25.10.2018