1. Hukuk Dairesi 2018/5131 E. , 2020/3782 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakanları Mehmet Akçure’nin maliki olduğu 5566 ada 9 parsel sayılı taşınmazı mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğullarına eşit paylarla satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek tapu kaydının payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, temlikin muvazaalı olmadığını, mirasbırakan adına tahsisli olan dava konusu taşınmaz için Belediye’ye bedelin kendileri tarafından ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, temlikin mal kaçırma amaçlı olarak yapılmadığı ve bedelsiz olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece “... mirasbırakan tarafından çekişme konusu taşınmazın satış suretiyle temlik edildiği, murisin emekli olup, temlik tarihinde mirasbırakanın dava konusu taşınmazın satışına ihtiyacı olduğunun kanıtlanamadığı gibi, davalıların alım güçlerinin de olmadığı, gerek resmi akitteki ve gerekse taşınmazın muris tarafından belediyeden iktisabı sırasında davalılar tarafından ödendiği belirtilen bedel ile gerçek değeri arasında fahiş fark olduğu, murisin belediyeden iktisap sırasında ödenen bedele davalılar tarafından katkıda bulunulmuş olması veya satış vaadi sözleşmesi yapılmasının muvazaalı temliki geçerli hâle getirmeyeceği hususları yukarıda açıklanan ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde çekişme konusu taşınmazın davalılara temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; taşınmazın bir kısım payının yargılama sırasında dava dışı kişiye temlik edildiği gözetilerek davalılar adına kayıtlı olan kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Diğer yandan, harç kamu düzenine ilişkin olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen payın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısım olup, davanın kabulü halinde bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, alınması gereken harç, mirasbırakan tarafından davalılara devredilen taşınmazların davacıların veraset ilamındaki paylarına (toplam 1/3) isabet eden kısmının dava tarihindeki değeri (toplam 69.307,99 TL) üzerinden hesaplanması gerekirken mahkemece davalılara devredilen taşınmaz paylarının tamamının değeri üzerinden ve dava tarihinde taşınmazın arsa niteliğinde olduğu dikkate alınmadan fazla karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün harca ilişkin 4. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 4. bent olarak “Dava değeri olan 69.307,99 TL üzerinden alınması gereken 4.734,43TL harçtan peşin alınan 3.689,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.044,93 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,” ibaresinin yazılmasına; davalıların temyizi ve re’sen yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.