Esas No: 2009/66
Karar No: 2009/86
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2009/66 Esas 2009/86 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2009/66 E. , 2009/86 K.- 4925 SAYILI KARAYOLU TAŞIMA KANUNU UYARINCA VERILEN IDARI PARA CEZASINA KARŞI AÇILAN DAVANIN ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI
- KARAYOLU TAŞIMA KANUNU (4925) Madde 26
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : A.H.Ç. Davalı : Balıkesir 3. Jandarma Trafik Tim Komutanlığı O L A Y : Balıkesir 3. Jandarma Trafik Tim Komutanlığı’nın 17.12.2007 gün ve 541551 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu idari para cezası tutanağı ile, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 26. maddesi (a) bendi gereğince para cezası verilmiştir. Davacı, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur. BALIKESİR 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 18.2.2008 gün ve Değ. İş:2008/5, K:2008/23 sayı ile, başvuranın Mahkemelerine verdiği dilekçesinde, Balıkesir 3. Jandarma Trafik Tim Komutanlığı’nca düzenlenen Karayolu Taşıma Kanunu idari para cezası tutanağı başlıklı 17.12.2007 tarih, seri A, sıra no 541551 nolu tutanak ile Karayolları Taşıma Kanununun 26. maddesinin a bendi uyarınca yetki belgesiz yolcu taşımacılığı yaptığı iddiası ile tarafına 5.000.-YTL para cezası kesildiğini, hakkındaki cezanın iptaline karar verilmesini talep ettiğini belirttiği, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 28/2. maddesi gereğince itiraz dilekçesinin Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı"na tebliğ edildiği, Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı’nın Mahkemelerine gönderdiği yanıt yazısında özetle, idari yaptırım kararının 4925 sayılı Yasa’ya, ilgili Yönetmeliğe bağlı kalınarak verildiğinin, uygulamada her hangi bir hata olmadığının bildirildiği, öncelikle itiraz başvurusunun çözümleneceği yargı yerinin, adli yargı mı idari yargı mı olduğu sorusunun yanıtlanması gerektiği, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinden söz ederek, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre Kabahatler Kanunu’nun idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı, diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterildiği durumda ise uygulanmayacağının anlaşıldığı, davaya konu uyuşmazlıkta idari para cezasına ilişkin görevli mahkemeyi belirleyen yasa kuralının değiştirildiği ve yeni düzenleme 19.12.2006 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olduğuna göre idari yaptırım kararının tarihi ve başvuru tarihi daha sonraki bir tarih olduğu dikkate alındığında idari para cezasına karşı yapılan itirazın 4925 sayılı Yasa’nın 30. maddesi gereğince görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 2006/149 Esas, 2006/256 Karar sayılı, 25/12/2006 tarihli emsal nitelikteki yol gösterici kararında, aynı gerekçelerle Mahkemeleri ile Bursa 2. İdare Mahkemesi arasında çıkan görev uyuşmazlığında, idare mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği, bu nedenle, Mahkemelerinin başvuruyu çözümlemekte görevli olmadığı sonucuna varılarak 4925 sayılı Yasa’nın 30. maddesi ile 5326 sayılı Yasa’nın 28/1-b maddesi ve CMK 223/10. maddeleri gereğince görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir. Davacı, bu kez, söz konusu idari para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. BALIKESİR İDARE MAHKEMESİ; 30.4.2008 gün ve E:2008/581, K:2008/668 sayı ile, davanın, davacı adına 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu hükümleri uyarınca tanzim edilen 5.000,00YTL idari para cezasını içerir işlemin iptali istemiyle açıldığı, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu"nun 30. maddesinin 1. fıkrasında, bu kanuna göre verilen idari para cezalarına karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceği düzenlenmiş iken söz konusu kanun hükmünün 08.02.2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun"un 520. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 3. ve 27. maddelerinden söz ederek, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının.geçmişe de etkili olacağının, bilinen bir genel hukuk ilkesi olduğu, buna göre, davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği, nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 28.12.2005 günlü 26037 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 7.3.2005 gün ve E:2004/128, K:20051l2 sayılı kararının da bu yönde olduğu, bu durumda, 4925 sayılı Yasa uyarınca verilen idari para cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabileceğine ilişkin düzenleme 5728 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırıldığından 5326 sayılı Yasa’nın 3 ve 27. maddeleri gereğince idari para cezasına ilişkin bulunan uyuşmazlığın çözümünde sulh ceza mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, karara yapılan itirazın reddi suretiyle kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 2.3.2009 günlü toplantısında: l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre: Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği….”açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının adli yargı dosyası ile birlikte 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 4925 sayılı Kanun’un 26. maddesine göre verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 26. maddesinde, idari para cezaları düzenlenmiş; 30. maddesinde, para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceği, itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu öngörülmüşken, bu madde, 23.1.2008 gün ve 5728 sayılı Kanun’un 520. maddesiyle, “Bu Kanunda belirtilen idarî para cezasını gerektiren fiillerin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde aynı nitelikteki fiili üç defa işlediği tespit edilen gerçek ve tüzel kişilere, işlediği fiillerin cezalarının toplamının on katı idarî para cezası verilir ve taşıt şoförünün yurt içi ve yurt dışı taşımalarda sürücü mesleki yeterlilik belgesi ile varsa uluslararası sürücü sertifikası bir yıl süreyle askıya alınır” şeklinde değiştirilmiştir. 5728 sayılı Kanun hükümleri 8.2.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olayda, para cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmış olup; 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nda yapılan değişiklikle idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öte yandan; 30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, " (1) Bu Kanunun; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır"; Kanunun “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise "idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir" düzenlemeleri yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir. İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nda da idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Balıkesir 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce verilen 18.2.2008 gün ve Değ. İş:2008/5, K:2008/23 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 2.3.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.