Esas No: 2017/3159
Karar No: 2021/2844
Karar Tarihi: 31.05.2021
Danıştay 4. Daire 2017/3159 Esas 2021/2844 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/3159
Karar No : 2021/2844
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... İnşaat Taahhüt Ticaret Turizm ve San. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına resen tarh eden 2010/5,6,7,8,9,11,12. dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararda; mükellefin 2010 yılı katma değer vergisi matrahının takdiri için 24/12/2015 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, ... tarih ve ... sayılı vergi tekniği raporunun zamanaşımı süresinin dolmasından sonra tamamlandığı, takdir komisyonunca matrahın belirlenmesi esnasında bir katkının sağlanmadığı, dolayısıyla da bulunan matrah farkının takdir komisyonu marifetiyle değil inceleme elemanınca ve inceleme raporu doğrultusunda yapıldığı takdir komisyonun kararına istinaden yapılan cezalı tarhiyatlarda zamanaşımı nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, tesis edilen işlemlerin yerinde olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, takdire sevk işleminin asıl amacının zamanaşımını kesmek olduğu, matrahın takdir komisyonu tarafından değil, vergi müfettişi tarafından hazırlanan rapora göre belirlendiği, alt firmalardan malların gerçekten alındığına dair irsaliyeli faturaların, ödeme çeklerinin ve ardiye ücret faturalarının dosyaya sunulduğu, varsayımlarla alt firmalardan alınan faturaların sahte kabul edildiği, ihbarnamelerin tebliğinin usulüne uygun olmadığı, şirket müdürü ...'ye tebliğ edilmesi gerekirken temsil yetkisi olmayan ...'a 01/07/2016'da tebliğ edildiği, gerçek temsilcinin ıttıla tarihinin ise 18/07/2016 olduğu, katma değer vergisi matrahının takdiri için 24/12/2015 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonu kararının Vergi Dairesi'ne tevdi tarihinden itibaren 7 gün içerisinde tebliğ edilmesi gerektiği, 7 günlük süre içerisinde usulüne uygun tebligat yapılamadığı hususunun açık olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesinin 1. fıkrasında, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmış, 6009 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 2. fıkrasında ise, ''Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz." hükmüne yer verilmiştir.
Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde sayılan re'sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re'sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de söz konusu işlem yapılabilmektedir. Kanunun 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonu takdir nedenleri ile ilgili herhangi bir belirleme yapma veya değiştirme hakkına sahip değildir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Takdir komisyonuna sevk edilme sebepleri ise mahkemece ayrıca değerlendirilmelidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin bu kapsamda yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 2010 yılına ilişkin katma değer vergisi matrahının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30/6. fıkrası uyarınca re'sen takdiri için 24/12/2015 tarihinde (zamanaşımı süresinin dolmasına 7 gün kala) takdir komisyonuna sevk edildiği, 09/06/2016 tarihli takdir komisyonu kararıyla matrah takdirinin yapıldığı ancak takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihinin belirli olmadığı ve ihbarnamenin davacı Şirketin eski ortağı ...'a 01/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şirket müdürü ...'nün ıttıla tarihinin 18/07/2016 olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 2010 yılına ilişkin olarak 31/12/2015 tarihinde dolacak olan tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce 26/12/2015 tarihinde yapılan takdire sevk işlemi, 213 sayılı Kanunun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durduracağından, takdir komisyonu kararlarının vergi dairesine tevdiinden itibaren de zamanaşımı süresi işlemeye devam edeceğinden, kalan zamanaşımı süresi içerisinde ihbarnamelerin davacıya tebliğ edilip edilmediği araştırılarak ve değerlendirilerek, zamanaşımı yoksa işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, takdire sevk işleminin zamanaşımını durdurmayacağı ve dava konusu vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle verilen temyize konu kararın kaldırılması istemini reddeden Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 31/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.