Esas No: 2019/3037
Karar No: 2021/2759
Karar Tarihi: 31.05.2021
Danıştay 3. Daire 2019/3037 Esas 2021/2759 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3037
Karar No : 2021/2759
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ :Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhe olan hüküm fıkrasına davacı tarafından yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu … Grup Demir Çelik Müteahhitlik İnşaat Taahhüt Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında verilen ihtiyati haciz kararında belirtilen vergi tutarı kadar vergi ziyaı cezasına iştirak edildiğinden bahisle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 9.maddesine göre teminat istenilmesine yönelik … tarih ve … sayılı işlem ile aynı Kanun'un 13 maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı alınmasına dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacıdan teminat istenilmesine yönelik işlemde hukuka uyarlık görülmediği, 6183 sayılı Kanun'un 9 ve 13. maddeleri uyarınca ihtiyati haczin uygulanması için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir kamu alacağının salınması yolunda gereken ön işlemlere başlanılmasının yeterli olduğu, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca asıl borçlu şirkete ait kamu alacaklarından sorumlu tutulabilecek olan ve aynı zamanda 6183 sayılı Kanun'un 3. maddesi gereğince amme borçlusu sıfatı bulunan davacı adına kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla vergi inceleme elemanınca yapılan ilk hesaplamalara göre belirlenen miktar dikkate alınarak alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurun kararına dayalı olarak tesis edilen dava konusu ihtiyati haciz işleminde ise hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacıdan teminat istenilmesine ilişkin işlem iptal edilmiş, dava konusu ihtiyati haciz işlemi yönünden ise dava rededilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının dava konusu ihtiyati haciz işlemi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :İhtiyati haciz ve tahakkuk şartlarının bulunmadığı, takdir yetkisinin sınırlarının aşıldığı, amme borçlusu sıfatının olmadığı, ihtiyati haczin Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin sahte fatura düzenleme organizasyonu içerisinde yer aldığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında elde edilen bilgi ve belgeler ile vergi inceleme elemanlarınca saptanan hususlar çerçevesinde ilk hesaplamalara göre belirlenen tutar üzerinden dava konusu ihtiyati haciz işleminin tesis edildiği, 6183 sayılı Kanun'un 9 ve 13. maddeleri uyarınca ihtiyati haczin uygulanması için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir kamu alacağının salınması yolunda gereken ön işlemlere başlanılmasının yeterli olduğu, davacının malvarlığı üzerine elektronik haciz uygulandığı, ancak satış veya tahsilat gibi bir durumun bulunmadığı, ticari faaliyeti kısıtlayan bir durum olmadığı, davacı tarafından teminat gösterilmediği dikkate alındığında dava konusu ihtiyati haciz işleminin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ:Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin sahte fatura düzenleme ve kullanma organizasyonu içinde yer aldığından bahisle yürütülen incelemede yapılan ilk hesaplamalara göre önerilecek vergi ve cezaların teminat altına alınması amacıyla dava konusu ihtiyati haciz işleminin tesis edildiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 9. maddesinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektirir haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplamalara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairesince teminat istenebileceği hükme bağlanmış, aynı Kanun'un 13. maddesinde, 9. madde gereğince teminat istenmesini mucip hallerin varlığı halinde, alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla ihtiyati haciz tatbik edilebileceği kuralına yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde de; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6183 sayılı Kanun'un "Amme Alacaklarının Korunması" başlıklı ikinci bölümünde yer alan teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemleri, icrai muamelelere başlamadan önce tahsile konu kamu alacağının tehlikeye girmesini engellemeye yönelik işlemlerdir. Kamu alacağının cebren tahsil ve takibiyle ilgili olmayıp korunmasına yönelik bu işlemlerin asıl muhatabı ise kamu alacağının gerçek borçlusu, diğer bir ifade ile verginin mükellefi veya sorumlularıdır.
Bu nedenle, esas kamu borçlusu olmayan tüzel kişiliğin kanuni temsilcileri adına teminat isteme ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz gibi kamu alacağının korunmasına yönelik tedbirlerin uygulanması söz konusu olmayacaktır.
Tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin ancak kesinleşen ve tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borçlarından dolayı sorumlu tutulabilecekleri ve haklarında şirket borçlarıyla ilgili olarak ancak bu aşamada ihtiyati haciz gibi kamu alacağının korunmasına ilişkin bir işlemin uygulanabileceği dikkate alındığında, dava konusu ihtiyati haciz işeminde hukuka uygunluk görülmediğinden yazılı gerekçeyle verilen yazılı gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararının değinilen hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
4.Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 31/05/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X).KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.