11. Hukuk Dairesi 2018/926 E. , 2019/2687 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/03/2017 tarih ve 2016/233 E. - 2017/115 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 15/12/2017 tarih ve 2017/1129-2017/1159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2012/02768 sayılı "VESTEL AKILLI TAHTA" ibareli markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "AKILLI TAHTA YAYINLARI" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2014/101338 kod numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazının, diğer davalı TPMK ..."nın 2016-M-3757 sayılı kararı ile kısmen reddedildiğini, oysa taraf markaları arasında iltibas oluşturacak derecede benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, davalı TPMK ..."nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, "akıllı tahta" ibaresinin dava konusu sınıflar açısından ayırt edici olmayan ve çok sayıda markada birebir kullanılan bir ibare olduğunu, anılan ibarenin kimsenin tekeline bırakılamayacağını, markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak birbirinde tamamen farklı olduklarını, davacı markasının tanınmış bir marka olmadığını, marka tescil sınıflarının farklı olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu 2014/101338 sayılı marka başvurusu ile davacı markasının 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, dava konusu 15.04.2016 tarih ve 2015-M-3757 sayılı sayılı ... kararının iptali koşullarının oluştuğu, dava konusu 2014/101338 sayılı markanın tescil edilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı TPMK ..."nın 2016-M-3757 sayılı kararının iptaline, diğer davalının 2014/101338 sayılı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, davalı şirketçe dava konusu marka tescil başvurusunun davacı markaları ile benzer bulunduğuna dair diğer davalı TPMK ... kararına itiraz edilmediğinden tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibarelerin birbirine benzer olduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlığın bulunmadığı, davalı şirketin marka tescil başvurusunda kalan tek emtia olan 16. sınıf malların satışına özgülenmiş 35/6. sınıf mağazacılık hizmetlerinin de davacının itirazında dayandığı markaların kapsamındaki 16. sınıf mallar ile 556 sayılı KHK."nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu, zira ticari bir malı üreten işletmenin, ürettiği malı satmasının, işin doğası gereği ve ticari faaliyetin zorunlu bir sonucu olduğu gerekçesiyle, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve tarafların marka olarak kullanmak istediği işaretlerin de 556 sayılı KHK’nın 8/-1-b maddesi anlamında benzer olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı şirket ve davalı kurum vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 08/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.