2. Ceza Dairesi 2020/28460 E. , 2020/13001 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarına konu edildiği üzere, kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünde değişiklik (Uyarlama) yargılaması, asıl ceza yargılamasının bütünüyle sonuçlanıp hükmün kesinleşmesinden sonra, sonradan yürürlüğe giren bir ceza yasasının, kesinleşmiş mahkûmiyet hükmüne, dolayısıyla infaza etkisi bulunup bulunmadığının saptanmasına ilişkin ve esas itibariyle infazı ilgilendiren ve etkileyen bir yargılama faaliyetidir. Buna göre, uyarlama yargılamasında, aslî ceza yargılaması sürecinde kesinleşmiş bulunan önceki hükmün dışına çıkılamayacak, oradaki suça konu sabit eyleme uygulanması olanağı bulunan yeni Yasadaki hükümler bütünüyle tatbik olunduktan sonra, lehe sonuç doğurduğunun saptanması halinde, hükümlünün bu sonuçtan faydalanması için, infaza konu olabilecek nitelikte bir hüküm kurulmasıyla yetinilecektir. Somut olayda yerel mahkemece 08/06/2004 tarihinde kesinleşen hüküm yeniden ele alınarak bir kısım hükümler bakımından 765 sayılı TCK uyarınca sanığın mahkumiyetine karar verilmesi ve bir kısım hükümler bakımından da 5237 sayılı TCK"nın lehe olduğu değerlendirilerek ve bu durumun karma uygulama yasağı kapsamında olmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
I) Hükümlü hakkında müştekiler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...ve kimliği tespit edilemeyen...çalışanına yönelik hırsızlık ve kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçlarından kurulan hükümler bakımından yapılan temyiz incelemesinde;
.../....
Lehe yasa değerlendirmesi kapsamında yapılan 5237 sayılı TCK uygulamasında hükümlünün eyleminin hırsızlık suçunun yanı sıra konut dokunulmazlığının ihlali suçunu da oluşturduğunun gözetilmemesi ve yapılan uyarlama yargılaması sonucunda 765 Sayılı TCK"nın lehe olduğunun belirlenmesi karşısında, önceki kararın aynen infazına karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken yeniden aynı hükmün kurulması, sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
II) Hükümlü hakkında müştekiler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."e yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümler bakımından yapılan temyiz incelemesinde;
İnfaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağı kabul edilerek yapılan incelemede;
1) 5237 sayılı TCK"nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK"nın 493/1. maddesinde tanımlanan suçun unsurlarının farklı olması nedeniyle, müştekiler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."e ait konutlara girilerek gerçekleştirilen eylemlerin, hırsızlık suçunun yanı sıra konut dokunulmazlığının ihlali suçunu ve ayrıca müşteki ... bakımından da mala zarar verme suçunu da oluşturduğu halde, bu suçlarla ilgili değerlendirme yapılmayıp, suç tarihi itibariyle bu suçlar bakımından şikayet ve uzlaşma hükümlerinin değerlendirilmediği, 765 sayılı ve 5237 sayılı TCK"nın ilgili tüm hükümlerinin olaya uygulanması ve her iki yasaya göre verilecek cezaların, denetime olanak sağlayacak şekilde ayrı ayrı saptanıp, sonuç cezaların karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması,
2) 5237 sayılı Kanun"un 145. maddesindeki “Malın değerinin azlığı” kavramının, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 522. maddesindeki “Hafif “ ve “Pek hafif” ölçütleri ile her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, “Değerin azlığı”nın 5237 sayılı Kanun"a özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, olayın özelliği ve sanığın kişiliği de değerlendirilerek, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, hükümlü hakkında müştekiler ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."e karşı işlediği hırsızlık suçlarında değer azlığı koşulları oluşmadığı halde 5237 sayılı Kanun"un 145. maddesi uyarınca cezada indirim yapılması,
3) 5237 sayılı TCK"da cezaların toplanması sistemine yer verilmeyip, 5275 sayılı Kanun"un 99. maddesine göre infaz aşamasında değerlendirilmesi olanağı bulunduğu halde, sanık hakkında verilen sonuç cezaların içtima olunarak (Toplanarak) hüküm kurulmasına yasal olanak bulunmadığı gözetilmeden hüküm kurulması,
4) Hükümlünün uyarlama yargılaması sırasında yapılan yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin; kesinleşmiş kararda yargılama giderine ilişkin hüküm bulunmasına rağmen, uyarlama yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince asıl yargılama esnasında bozma öncesi ve sonrasına dair yapılan yargılama giderlerinin hükümlüden tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 17/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.