14. Hukuk Dairesi 2016/16838 E. , 2019/3204 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.05.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yükleniciden temlik alınan şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili; davacı ve davalı yüklenici ... arasında yapılan harici sözleşme ile ... İli, ... İlçesi, 1716 ada, 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan mesken niteliğindeki 12 numaralı bağımsız bölümün satın alındığını, bedelinin ödendiğini, tapulu taşınmaza ilişkin satım sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davalıların ödenen bedeli iade ile yükümlü olduklarını belirterek, arsa sahibi ve yükleniciden tazminat isteminde bulunmuş, 29.04.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile öncelikle arsa sahibi davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 132.648,00TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı ... yönünden açılan davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 14.10.2014 günlü 2014/8522 Esas ve 2014/13229 Karar sayılı ilamıyla "her ne kadar davacı ile davalı arsa sahibi arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmasa da yüklenici ile yaptığı harici sözleşmeyle dava konusu daireyi satın alan davacının bu sözleşme uyarınca, “yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerini ifa ettiği andan itibaren”, alacağın temliki hükümleri uyarınca bu kişisel hakkını arsa sahibi ve yükleniciyi hasım göstermek suretiyle ileri sürüp o bağımsız bölümün kendisi adına tescilini isteme hakkına sahiptir.
Ne var ki mahkemece; davacı vekilinin 29.04.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile alacağın temliki hükümleri uyarınca, davaya konu dairenin davacı adına tescil talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden, sırf dayanak satış sözleşmesinin haricen düzenlendiği ve resmi biçimde yapılmamış olmakla hükümsüz olduğundan bahisle geçersiz sözleşme hükümleri uyarınca davacının davalı yükleniciye ödediği bedelin iadesine arsa sahibi ..."ün ise harici satış sözleşmesinin tarafı olmadığı gerekçesiyle arsa sahibi aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulması üzerine davalı ... vekilinin karar düzeltme istemi Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11.06.2015 günlü 2015/1931 Esas ve 2015/10759 Karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak; davanın kabulü ile ... İli, ... İlçesi, ... Mah. 1716 ada 3 parselde kayıtlı 2. Blok 12 No"lu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuda kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un;
1- “Amaç” kenarbaşlıklı 1. maddesinde, “(1) Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.”,
2- “Kapsam” kenar başlıklı 2. maddesinde, “(1) Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.”
3- “Tanımlar” kenar başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının;
a) “i” bendinde, “Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
b) “k” bendinde, “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,”,
c) “l” bendinde, “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”,
4- “Tüketici mahkemeleri” kenar başlıklı 73. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “(1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
(2) Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2014 tarihli ve 2013/13-2166 Esas, 2014/709 Karar, sayılı kararı da bu yönde değerlendirmeler içermektedir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 23. maddesi hükmüne göre, bu kanunun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü itilaflara Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekir. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesi (c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Kanunun kapsamına alınmıştır. Dava konusu taşınmaz konut niteliğindedir. Anılan yasanın (e) bendindeki tanıma göre tüketici: bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi, (f) bendindeki tanıma göre de satıcı: kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetler kapsamındaki tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder.
Somut olayda da; davacı tüketicinin yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle; BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.