22. Hukuk Dairesi 2016/11493 E. , 2019/8921 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının iş aktine 4-C li statüye geçirilmesi sebebi ile son verildiğini ,davacıya iş yerinde devam etme ve 4-C li statüye geçme tercihleri sunulmuş ise de davacının davalı tarafından 4-C li statüye geçme hususunda zorlandığını ve davacının statüsü değişirken her türlü tazminat hakkını saklı tuttuğunu belirterek ihbar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme tarafından yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmişitir.
Gerekçe:
Davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık konusudur.Genel olarak “fesih hakkı,” karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı sebeple iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Kanun"un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında kanunda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir. İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim süresi tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde, kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir. Şarta bağlı istifa ise kural olarak geçerli değildir. Uygulamada en çok karşılaşılan şekliyle, işçinin ihbar ve kıdem tazminatı haklarının ödenmesi şartıyla ayrılma talebi istifa olarak değil, ikale (bozma sözleşmesi) yapma yönünde bir icap olarak değerlendirilmelidir. İş Kanununda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklama (icap), ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Bozma sözleşmesinde icapta, iş ilişkisi karşı tarafın uygun irade beyanı ile anlaşmak suretiyle sona erdirmeye yönelmiştir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi akdetmeye yönelik icap, fesih olarak değerlendirilip, feshe tahvil edilemez. İş ilişkisi taraflardan her birinin bozucu yenilik doğuran bir beyanla sona erdirmeleri mümkün olduğu halde, bu yola gitmeyerek karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirmelerinin sebepleri üzerinde de durmak gerekir. Her şeyden önce bozma sözleşmesi yapma konusunda icapta bulunanın makul bir yararının olması gerekir. Ayrıca bozma sözleşmesi kurulması için icapta belirtilen şartların karşı tarafça aynı şekilde kabulü gerekir. Tarafların sona erme ve sonuçları yönünde iradelerinin birleşmemesi durumunda ikaleden sözedilemez. Keza bir tarafın sözleşme sona erdirilmesi yönünde irade açıklaması sonrası, diğer tarafın doğrudan sözleşmeyi fesih yoluna gitmesi icabı kabul ettiği anlamına gelmez.
Dosya içeriğine göre; davacının 04.03.2013 tarihli ihtarnamesi ile her ne kadar 4-C li statüye kıdem ve ihbar tazminatları dahil her türlü hakkının ödenmesi sureti ile geçeceğini belirttiği anlaşılmış ise de bu ihtara karşılık davalının 25.09.2013 tarihli cevabında ihbar tazminatı talebinin kabul edilmeyeceği belirtilmiş olup bu şekilde davacı 4-C li statüye geçmiştir. Bu durumda tarafların sona erme ve sonuçları yönünde iradelerinin uyuşmadığı ve usulüne uygun bir ikaleden bahsedilemeyeceği anlaşılmaktadır. Kaldı ki davacının da statü değişikliğini kabul ederek 4-C li statüye geçtiği hususu dosya kapsamında sabit olup davacının ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.04.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.