Esas No: 2021/1466
Karar No: 2022/540
Karar Tarihi: 24.02.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1466 Esas 2022/540 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1466
KARAR NO: 2022/540
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2021
NUMARASI: 2018/126 E - 2021/107 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkil şirket aleyhine ... numaralı aboneliğe ilişkin 2015/8 dönemine ilişkin 14/09/2015 son ödeme tarihli 4.043,10-TL ve 2015/9 dönemine ilişkin 12/10/2015 tarihli 3.983,30-TL olmak üzere toplam 8.026,40-TL ödenmeyen gecikmiş kaçak elektrik bedeli gerekçesiyle İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline 28/08/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilin 15/10/2015 tarihinde ... Cad. ... San. Sitesi No:... ... Blok ... Beylikdüzü adresine taşındığını, borcun önceki dönem aboneye ait olduğunu, müvekkilin 01/08/2017 tarihinde davalı tarafa beyan ettiğini, icra takibi tehdit altında kalarak ... İcra Müdürlüğü'ne takip nedeniyle 12.926,37-TL ödemek zorunda kaldığını, takibe konu borcun müvekkilin davalı ile imzaladığı abonelik sözleşmesinden önceki dönem ait olduğunu, müvekkilin söz konusu aboneliğine ilişkin 02/09/2015 tarihinde 1.697,18-TL bedelli faturasını 14/09/2015 tarihinde, 02/10/2015 tarihli 1.515,49-TL tutarlı faturasını 12/10/2015 tarihinde ödeyip aboneliğini de 14/10/2015 tarihinde sonlandırdığını, müvekkilin aboneliğinden dolayı davalı kuruma borcu bulunmadığını, aboneliği sonlandırırken güvence bedelinin de kendisine iade edildiğini, icra takibine konu borcun davalı ile imzalamış olduğu abonelik sözleşmesinden önceki döneme ait olduğunu, müvekkilin 2015/8 ve 2015/9 dönemlerinde ... Cad. ... San. Sitesi No:... ... Blok ... Beylikdüzü taşınmamış olduğundan, ... nolu aboneliğe ilişkin kaçak kullanım bedelinden sorumlu olmadığını beyan ettiğini, icra takibine konu edilen kaçak elektrik kullanım bedelinden borçlu olmadığının tespiti ile müvekkilin icra takibinde ödemek zorunda kaldığı 12.926,37-TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte istirdatını ve davalı aleyhine %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ... abonelik tesisat numaralı mahalde ... Ltd. Şti ünvanına, 15/03/2013 tarihinde abonelik kaydı bulunduğunu, 04/08/2015 tarihinde aboneliğin fesih edildiğini, aynı mahlde ... A.Ş ünvanına, 15/1072015 tarihinde abonelik kaydı bulunduğunu, yazının hazırlandığı 20/04/2018 tarihine kadar abonelik durumunun devam ettiğini, mahalde 02/09/2015 okuma tarihli ... seri numaralı evrak ile 02/10/2015 okuma tarihli .... seri numaralı evrak ile sözleşmesi olarak kullanılan elektrik tüketimi, ... A.Ş ünvanı ile yürürlükte olan mevzuat hükümleri gereği kaçak elektrik elektrik tarifesinde tahakkuklandırıldığını beyan ettiğini, ... seri numaralı evrak ile ilk okuma tarihi 01/08/2015 son okuma tarihli 31/08/2015 aralığı 6.996 kWh elektrik tüketimi, ... seri numaralı evrak ile ilk okuma tarihi 01/09/2015 son okuma tarihi 31/09/2015 aralığı 6.895 kWh elektrik tüketiminin tahakkuklandırıldığı ve davacı şirketin kira kontratında da kira başlangıcının 01/08/2015 olarak yazdığını, dolayısıyla kira başlangıcı ile birlikte sözleşmesiz elektrik tüketimi yapıldığını, kaçak elektrik kullanım tahakkuk hesabının EPMHY 26 ve 27. Madde hükümlerine uygun olarak yapıldığı beyanında bulunduğunu, davacının sözleşmesiz kaçak elektrik kullandığından, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; " Menfi tespit davasında borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşmektedir. Dolayısıyla menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin varlığını kanıtlamak durumundadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/02/2015 tarih, 2013/19-1362 E-2015/826 K. sayılı, 20/04/2016 tarih, 2014/13-856 E-2016/523 K.) Somut olayda ise davacı, kaçak elektrik tahakkukuna dayalı olarak davalı kuruma borcunun bulunmadığını, anılı dönemde fiili kullanıcı olmadığını iddia ettiğine göre davalı yanın, kaçak kullanımı gerçekleştirenin davacı olduğunu ispatla yükümlü olduğu anlaşılmıştır. Anılı tespitler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı yanın ibraz ettiği kira sözleşmesi, ticaret sicil kayıtları, tesisata ait ekstreler ve tüketim değerlerinin teknik inceleme sonuçları kapsamında, her ne kadar davacıya ait kira sözleşmesinin başlangıç tarihi olarak 01/08/2015 tarihi belirtilmiş ise de dava dışı önceki abone ... Ltd. Şti'nin sicil kayıtları kapsamında tesisata konu taşınmazdaki imalathanenin 30/09/2015 tarihinde kapatıldığına dair bildirimde bulunduğu, bu durumun 12/10/2015 tarihinde ticaret siciline tescil edildiği ve 16/10/2015 tarihli sicil gazetesi ile ilan edildiği, tüketim değerlerinin de fiili kullanıcının dava dışı şirket olduğuna delalet ettiği, anılı resmi kayıtların davacının taşınmazdaki fiili kullanımının abonelik tarihi 15/10/2015 itibari ile başladığına yönelik iddiasını doğrular mahiyette olduğu, aksinin ispat yükü altında olan davalı tarafça tüm dosya kapsamında kanıtlanamadığı, bu hali ile davacının fiili kullanımının ispatlanamadığı döneme ait menfi tespit/istirdat istemine konu iki adet fatura yönünden sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla; davanın kabulü ile İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... e. sayılı takip dosyası kapsamında 2015/8 dönemine ait 14/09/2015 son ödeme tarihli 4.043,10-TL ve 2015/9 dönemine ait 12/10/2015 son ödeme tarihli 3.983,30-TL'lik kaçak elektrik tüketim tahakkukları yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasına ödenen 12.926,37-TL'nin ödeme tarihi olan 11/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan istirdadına, davalı yanın kötü niyetli olduğu hususu ispata muhtaç kalmakla, koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir." gerekçeleriyle 1-Davanın KABULÜ ile, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... e. sayılı takip dosyası kapsamında 2015/8 dönemine ait 14/09/2015 son ödeme tarihli 4.043,10-TL ve 2015/9 dönemine ait 12/10/2015 son ödeme tarihli 3.983,30-TL'lik kaçak elektrik tüketim tahakkukları yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasına ödenen 12.926,37-TL'nin ödeme tarihi olan 11/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan istirdatına, 2-Davacı yanın koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; alacaklı olduğunu iddia eden davalı şirketin kötü niyetli olduğunu, takip tarihinden önce bu borcun kendilerine ait olmadığı beyan ve itiraz edilmiş ve gerekli bilgi ve belgeler talep edilmiş olmasına rağmen davalı tarafından müvekkiline karşı kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını ve haksız olarak tahsil edildiğini, 2017 yılında ödenen 12.926,37-TL 'nin 2021 yılında karara çıkan dava dosyası ile müvekkiline geri iadesi müvekkilinin haksız ödemek zorunda kaldığı parasının eflasyonla erimesine sebebiyet verdiğini ve ayrıca müvekkilini zarar uğrattığını ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkili şirket tarafından söz konusu kaçak kullanıma ilişkin tüm evrakların dosyaya sunulduğunu, 6446 sayılı kanun kapsamında kamu hizmeti ifa edildiğini, tutulan tutanakların denetim altında olduğunu, bu sebeple mahkeme tarafından davacının kaçak kullandığı sabit olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından verilen karar usule aykırı olduğunu, aynı mahalde ... Anonim Şirketi unvanına 15.10.2015 tarihinde abonelik kaydı bulunmakta olup, yazımızın hazırlandığı 20.04.2018 tarihi ile durumun devam ettiğini, mahalde 02.09.2015 okuma tarihli ... seri numaralı evrak ile ve 02.10.2015 okuma tarihli ... seri numaralı evrak ile sözleşmesiz olarak kullanılan elektrik tüketimi ... Anonim Şirketi unvanına ile yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereği kaçak elektrik tarifesinden tahakkuklandırıldığını, ... seri numaralı evrakta, ilk okuma tarihi 01.08.2015 ile son okuma tarihi 31.08.2015 aralığı 6.996 kWh elektrik tüketimi tahakkuklandırılmış olduğunu, ... seri numaralı evrakta, ilk okuma tarihi 01.09.2015 ile son okuma tarihi 31.09.2015 aralığı 6.895 kWh elektrik tüketimi tahakkuklandırıldığını, ... ve ... seri numaralı evraklar ile tahakkuk eden dönemde mahalin sorumluluğunun kendisinde olduğunu, sistem kayıtlarından ulaştıkları kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 01.08.2015 olduğunu, dolayısıyla kira sözleşmesi başlangıcı ile sözleşmesiz kullanılan dönem kullanıcısı hanesinde ... pazarlamanın unvanının geçtiğini, davacıya ait yapılar usul ve yasaya uygun tesis edilip edilmediğinin de tespiti gerektiğini ileri sürmüştür. Dava; kaçak elektrik tüketim tahakkukuna yönelik alacak istemi ile başlatılan icra takibine vaki menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; hükme esas bilirkişi raporunda bilirkişinin " ... tesisat nolu ... Mah. , ... Cad. ... San. Sitesi No:... Blok D:... Beylikdüzü/İstanbul adresinde ... Ltd. Şti 15/03/2013 tarihinde abonelik kaydı yaptığını ve 04/08/2015 tarihinde aboneliğini feshettikten sonra adresten 12/10/2015 tarihinde ayrıldığını, aynı adrese fiilen 15/10/2015 tarihinde taşınan ve faaliyete başlayan davacı ... Şti'nin kiraya veren ile yaptığı kontratın 01/08/2015 tarihli olması nedeniyle, davalı ... kurumu tarafından davacının faaliyete başladığı sanal tespitine dayanarak, ...'leri 14/09/2015 ve 12/10/2015 olan, tüketimleri ise 6996 kwh ve 6895 kwh olan, 4.043,10-TL ve 3.983,30-TL bedelli iki adet kaçak elektrik kullanımdan kaynaklanan fatura davacıya ödemesi için gönderildiğini, iki faturanın toplamı 8.026,40-TL olduğunu, ... davacı tarafa sözleşme yapmadan elektrik kullandığı iddiasıyla kaçak muamelesi uyguladığını, zira davacı taraf ... ile aboneliğini 15/10/2015 tarihinde yaptığını, hadisenin bu şekilde gelişmesine bakıldığında ... kurumunun haklı olduğunu, davacı ... A.Ş'ye yönelttiği Kaçak Elektrik kullanımı ile ilgili, davalı ... kurumunun gerçekleri yansıtmayan, sadece sanal ortamda kalan iddialarını ile EPTH yönetmeliğine aykırı bir şekilde düzenlenen kaçak tahakkuku sonrasında, ödemelerin zamanında yapılmadığı iddiası ile davacı şirketi borçlu gösterip, icraya verip, haksız yere 12.926,37-TL ödemesine neden olması olayında, ... kurumunun dosya içeriğine yeterli ve gerçekleri yansıtan deliller ortaya koyamadığını, davacının söz konusu bedeli hiç yoktan, boş yere ödemiş olduğunu...'' mütalaa ettiği, bilgisine başvurulan ilk bilirkişini takdiri mahkemeye bıraktığı, ikinci bilirkişi raporunda ise bilirkişinin kira sözleşmesine göre değerlendirme yapmış olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 15/10/2015 tarihli abonelik sözleşmesi imzalandığı, davaya konu, davacının tesisattaki abonelik öncesine ait gecikmiş kaçak elektrik bedeli tüketim tahakkukuna dayalı olarak 2015/8 dönemine ait 14/09/2015 son ödeme tarihli 4.043,10-TL ve 2015/9 dönemine ait 12/10/2015 son ödeme tarihli 3.983,30-TL'lik faturalara dayalı olduğu, davacıya ait 01/08/2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesi sunulmuş ise de önceki abone dava dışı ... Ltd. Şti'nin 30/09/2015 tarihinde taşınmazı tahliye ettiği, bu hususun 12/10/2015 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacının abonelik tarihinden önce dava konusu yeri fiili olarak kullandığının davalı-alacaklı tarafından ispat edilemediği, davalı-alacaklının kira sözleşmesi başlangıç tarihine göre takip başlatması ve davacı-borçlu tarafından takibe itiraz edilmemesi hususları bir arada değerlendirildiğinde kötü niyetin ispat edilemediği anlaşılmakla mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, tarafların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL'nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 883,00 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 221,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 662,00 TL'nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/02/2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.