11. Hukuk Dairesi 2018/1048 E. , 2019/2678 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 27/11/2017 tarih ve 2013/300-2017/656 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde vadeli mevduat hesabı bulunduğunu, hesabı kapatmak amacıyla bankaya gittiğinde davalı bankanın hesabın kapatıldığını bildirdiğini, ancak müvekkilince hesabın kapatılmadığını, hesaba ilişkin cüzdanın halen müvekkilinde bulunduğunu, davalı bankanın talebe rağmen hesapta bulunan parayı ödemeyi reddettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, hesapta bulunan 3.133,37 TL"nın hesap tarihinden itibaren mevduat faizi olan %75 faiz oranı ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının hesabını kapatma amacıyla hangi tarihte davalı bankaya müracaat ettiğini bildirmediği, davalı banka kayıtlarının da bu hususun anlaşılmadığı, bu nedenle temerrüt tarihinin dava tarihi olan 11.11.2003 tarihi olduğunun kabulü gerektiği, bozma ilamında belirtildiği şekilde, davalı banka tarafından uygulanan faiz oranlarına dayanılarak ve bileşik faiz uygulanması suretiyle yapılan hesaplama sonucunda davacı hesabında bulunan paranın temerrüt tarihi itibariyle 58.623,56-TL"ye ulaştığının belirlendiği, asıl alacak olarak kabul edilen bu tutara bu tarihten sonra basit faiz usulü ile davacı talebini aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava tarihi itibariyle 58.623,56-TL olarak belirlenen asıl alacağın dava tarihinden itibaren basit faiz usulüyle (faiz oranı % 75"i geçmemek kaydıyla) değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, usulsüz olarak çekildiği iddia edilen mevduatın iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, yazılı gerekçelerle 58.623,56 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinde (mülga HUMK"nın aynı doğrultuda hüküm içeren 74. maddesinde) “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı yanca, dava dilekçesiyle 3.133,37 TL alacağın davaya konu mevduat hesabının açıldığı tarihten itibaren işleyecek %75 faiz oranı ile davalıdan tahsili talep edilmiş olmasına ve yargılama sürecinde de bu miktarı artıracak şekilde bir ıslah yapılamamış olmasına rağmen mahkemece, taleple bağlılık ilkesini ihlal eder şekilde 58.623,56 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.