22. Hukuk Dairesi 2016/10984 E. , 2019/8909 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait ...’ da bulunan şantiyesinde çalıştığını, iş aktine fazla mesai, hafta sonu çalışması, genel tatil alacağı, primlerinin ödenmemesi sebebi ile ve bölgedeki saldırılara karşı şantiyedeki can güvenliğinin sağlanmaması sebebi ile son verdiğini belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil tatil ücreti, ikramiye alacağı ve iş sonu primi alacağı talebine bulunmuştur.
Davalıların Cevabının Özeti:
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar göre ve yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının üçüncü bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla mesai yapıp yapmadığı, fazla mesai ücretinin tespitinde davacıya gönderilen maillerin dikkate alınıp alınmayacağı hususu itilaflıdır.
Her ne kadar davalı ve davacı vekilleri tarafından ayrı ayrı sunulan temyiz dilekçelerinde dosyaya sunulan ve mesai saatleri hakkında davacıya gönderilen maillerin dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği belirtilse de davacıya gönderilen maillerde belirtilen mesai saatlerinin hangi tarih aralığında uygulandığının anlaşılamıyor olması sebebi ile fazla mesainin tespitinde dikkate alınabilecek iş veren kaydı niteliğinde olmadığı, tanık beyanlarına itibarla hazırlanan ve karara esas alınan bilirkişinin tespitlerinin yerinde olduğu anlaşılmış olup fazla mesai ücreti hakkında verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3-Kabule göre; davalı lehine vekalet ücretine hükmedilirken bir kısım alacaklarda taktiri indirim sebebi ile reddedilen miktarları da dahil etmek sureti ile davalı lehine vekalet ücretine hükmetmiş ise de bu hesaplama dosya kapsamına ve Dairenin yerleşik içtihatlarına uygun değildir. Davacı davasını ilk aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarında belirtilen indirimsiz miktarlara göre ıslah etmiş ve harcı da bu miktar üzerinden yatırmıştır. Hüküm kurulurken ise 19.10.2015 tarihli Bilirkişi Hilal Beşevli tarafından hazırlanan rapordaki değerler üzeriden taktiri indirim yapmak sureti ile hüküm kurmuştur. Bu durumda yapılaması gereken, itibar edilen bilirkişi raporunda tespit edilen indirimsiz miktarlar ile davacının ıslah ettiği miktarlar arasındaki 38.721,58 TL fark üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı lehine vekalet ücretine hükmetmektir.Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararda;
1-Hüküm fıkrasının 4. bendinin (a) fıkrasındaki “8.403,80 TL” rakam ve harflerin çıkartılarak“4.559.37 TL ”rakam ve harflerin yazılmasına hükmün;
“ 4.559.37 TL TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE, ”şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine, 17.04.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.