12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/12009 Karar No: 2010/24967 Karar Tarihi: 26.10.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/12009 Esas 2010/24967 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/12009 E. , 2010/24967 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 03/12/2009 NUMARASI : 2009/1693-2009/1769
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki her iki taraf vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı, borçlu vekilinin, diğer itirazlarının yanında, takip dayanağı senedin çek vasfında olmadığını belirterek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, ilk cironun lehtara ait olmadığı gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. TTK.nun 692/5. maddesine göre çekin, kambiyo senedi vasfını taşıyabilmesi için, keşide yeri unsurunu ihtiva etmesi gereklidir. Aynı kanunun 708. maddesi gereğince, ibraz süresi çekin keşide edildiği yere göre belirleneceğinden keşide yerinin, hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olarak gösterilmesi gerekir. Aksi takdirde senedin çek vasfında olduğunun kabulü yasal açıdan mümkün değildir. 14.12.1992 günlü ve 1991/1-1992/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere, kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin kabul edilebilmesi için bunun, belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gereklidir. Somut olayda, .... Şti. namına yazılı dayanak çekin, “Türkiye İş Bankası A.Ş. emrine ödeyiniz”şeklinde tam ciro ile anılan şirket tarafından ciro edildiği, diğer bir ifade ile ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı görülmektedir. Ancak, takibe konu çekte keşide yeri olarak yazılan “Ç.Kale” , yukarıda açıklanan ilkeye uygun bulunmadığından, takip dayanağı belge çek niteliğinde kabul edilemez. Bu durumda, mahkemece, açıklanan nedenle takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, sonuçta takip iptal edildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 17,15 onama harcı alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 26.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.