Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/7880
Karar No: 2020/8858

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2020/7880 Esas 2020/8858 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Salihli 5. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanıkların kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkum edildiği belirtilmiştir. Ancak, hükümde yer alan bazı ifadelerin sanıkları yanıltacak şekilde kullanıldığı ve temyiz taleplerinin süresinde olduğunun kabul edildiği belirtilmiştir. Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı ve eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı belirtilmiş, ancak bazı eksikliklerin bulunduğu kaydedilmiştir. Kararda, Temel Ceza Metni ve Ceza Yargılama Kanunu'nun ilgili maddelerine yer verilmemiştir.
10. Ceza Dairesi         2020/7880 E.  ,  2020/8858 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : SALİHLİ 5. Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :


    Sanıkların yüzüne karşı verilen hükümde yasa yolu süresinin “sanıkların yokluğunda 1 NOLU gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere herhangi bir Asliye Ceza Mahkemesi"ne verilecek bir dilekçe ile veya zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle CMK.nun 231/12 md.si gereğince Salihli Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi"ne itiraz yolu açık olmak üzere , 2 , 3 ve 4 NOLU gerekçeli kararın temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı” şeklinde yanlış anlamaya neden olacak ifadelere yer verilmek suretiyle tebliğden itibaren başlayacağı belirtilerek sanıkların yanıltıldığı anlaşıldığından, sanıkların temyiz taleplerinin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede:
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1) Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK"nın 191. maddesinde sanıklara isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı iptal kararı ile "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte ./..


    yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanıklar lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle sanıklar lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, "Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    2) Hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanıklar lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanıklar hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanıkların bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediklerinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanıkların infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararlarının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
    a) Sanıklar bu suçu, daha önce işledikleri aynı nitelikteki başka bir suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ,
    b) Sanıklar hakkında, bu suç tarihinden önce, aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanıklar bu suçu daha önce işledikleri suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilseler veya daha önce işledikleri suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise, daha önceki tarihlerde işledikleri aynı suçtan dolayı verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararları ve önceki hükümlülükleri dikkate alınmaksızın, bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanıklar hakkında, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası çerçevesinde suç tarihi itibarıyla, 5560 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesine göre ceza takdir edilip “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
    Karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    3) Suça konu uyuşturucu maddeden alınan şahit numunenin müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    ../...

    4) Sanıkların bulunduğu araçta ele geçirilen ve araçtan dışarı davet edildiklerinde yere atılan suça konu maddeleri kimin attığının ve kime ait olduğunun net olarak tespit edilemediği aşamada, sanık ...’ın maddeyi kendisinin attığı, sanık ...’in de kolluk ifadesinde maddeyi kullandığı yönündeki ikrarları ile suçlarının ortaya çıkmasına hizmet ve yardım ettikleri anlaşıldığından, sanıklar hakkında TCK"nın 192/3. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin BOZULMASINA, 10/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi