23. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1587 Karar No: 2019/3925 Karar Tarihi: 30.09.2019
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/1587 Esas 2019/3925 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2017/1587 E. , 2019/3925 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflasın açılması davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin kargo şirketi olduğunu ve yurt dışında mukim olduğunu, davalı şirketten hizmet bedellerinden kaynaklanan alacağını tahsil edemediğini, alacağın tahsili amacıyla genel iflas yoluyla takip başlatıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrine süresi içinde itiraz edilmiş ise de ileri sürülen sebeplerinin yerinde olmadığını, davalının yetki konusundaki itirazının İİK"nın 154. maddesinde düzenlendiğini, davalıdan takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının Euro mevduata uyguladıkları en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek döviz faizinin talep edildiğini ileri sürerek davalının itirazlarının kaldırılarak depo kararı çıkarılmasına, depo kararına rağmen borcun ödenmemesi durumunda davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında 05.04.2012 tarihinde İşbirliği Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede "işbu müşteri sözleşmesi Avusturya Cumhuriyeti Kanunlarına tabidir" hükmünün bulunduğunu, yetkili mahkemelerin Viyana Handelsgericht Mahkemeleri olduğunu, yetkiye itiraz ettiklerini, yapılan icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, davacının müvekkilinden kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığını ileri sürerek davanın yetki yönünden reddine, mahkemenin yetkili olduğuna karar vermesi halinde alacağın varlığı ve itirazın iptali davalarına Avusturya Cumhuriyeti Kanunlarının uygulanmasına, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 01.11.2016 tarih ve 2015/7322 E., 2016/4833 K. sayılı ilamıyla davacının öncelikle anılan yargı yerlerinde alacağının varlığını ispatlayacak bir karar alması ve bununla Türkiye’de borçlu aleyhine iflas yolu ile takip yapması ve iflas davası açması gerektiği gerekçesi bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacı şirketin tarafların sözleşme ile yetkili kıldığı Viyana Mahkemelerinden almış olduğu herhangi bir karar olmaksızın iflas yoluyla takip başlattığı, sözleşmeye göre dayanak mahkeme kararı olmaksızın açılan davanın özel dava şartının gerçekleşmemiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.