Esas No: 2021/1234
Karar No: 2021/3881
Karar Tarihi: 03.06.2021
Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık - Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2021/1234 Esas 2021/3881 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Suç :Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, Silahlı terör örgütüne üye olma
I-İTİRAZ KONUSU :
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının, 2009 ve 2010 yıllarında uygulanan sosyal destek projelerinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı dernek ve kişiler aracılığı ile haksız olarak örgüte ait dershanelere verildiğine dair iddialara yönelik olarak başlattığı soruşturma kapsamında özetle, saymanı olduğu iltisaklı dernek aracılığı ile hileli hareketlerle yüksek fiyat teklif eden örgütle iltisaklı dershaneden hizmet alımı yapılarak ve dershane tarafından karşılanması gerektiği halde içeriği itibariyle gerçeği yansıtmayan belgelerin tanzimi yoluyla ödeneklerden para alınması sureti ile nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği, ayrıca eşinin de bahse konu dernekte görev alması nedeni ile şüpheli olduğu soruşturma kapsamında Kahramanmaraş ilinde
bulunan ikametlerinde yapılan aramada ele geçen materyallerde yapılan inceleme neticesinde örgütle iltisaklı herkul.org sitesinin kullanıldığı ve örgüt liderinin konuşmalarını içeren kayıtlara rastlandığı, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hakkında kamu davası açılan ve diğer şüphelilerinde müdafii olan avukat tarafından süreçte savunulduğu ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/7586 sayılı soruşturma dosyasında ifadesi alınan ...in beyan ve teşhisine istinaden silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddiası ile Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/13152 soruşturma, 2017/3214 iddianame numaralı, 06.09.2017 tarihli iddianamesi ile suçtan zarar görenin, ... ... Müsteşarlığı, suç tarihlerinin örgütüne üye olma suçu yönünden 01.03.2016, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçu yönünden 10.11.2010 tarihleri ve suç yerinin ise Diyarbakır olduğu belirtilerek, 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 53,58/9, 3713 sayılı TMK"nın 5 ve 5237 sayılı TCK"nın 158/1-d-e, 53, 63 maddeleri uyarınca atılı suçlardan cezalandırılması istenilmiştir.
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesince, iddianamenin kabulüne karar verilmesine müteakip, mahkemenin 2017/297 esasına kayden, aralarında sanığında bulunduğu sanıklar hakkında kovuşturmaya başlanılmıştır. 28.09.2017 tarihli tensip zaptında, suçtan zarar görenler ... ve ... Müsteşarlığına duruşma gün ve saatini bildirir çağrı kağıdının çıkarılmasına karar verilmiştir.
13.12.2017 tarihli duruşma zaptında, suçtan zarar gördüğü iddia edilen ... ve Kalkınma Bakanlığı vekilinin duruşmada hazır bulunduğu, Kalkınma Bakanlığının davaya katılma talebini içerir dilekçesinin okunduğu, ... ve Kalkınma Bakanlığı vekilince şikayetçi olduklarını beyanla sanıkların cezalandırılmalarına ve davaya katılan sıfatıyla kabullerine karar verilmesini talep ettiği, bu kapsamda suçtan zarar görme ihtimaline binaen ... ve Kalkınma Bakanlığının dava ve duruşmalara katılan sıfatıyla kabulüne karar verilerek tefhimle açık duruşmaya devam olunduğu, 09.05.2018 tarihli duruşma zaptında ise Maliye Bakanlığı adına Hazine vekilince katılma talepli dilekçe gönderildiği, ... ve Kalkınma Bakanlığı vekilinin bu duruşmada da bulunduğunun belirtildiği görülmüştür.
09.05.2018 tarihli duruşmada, dosya kapsamında çok sayıda sanık hakkında dava açıldığı, bir kısım sanıklar hakkında başka mahkemelerde de silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından davaların ve bir kısım sanıklar hakkında da yakalama kararlarının bulunduğu, yargılamanın sağlıklı ve en ekonomik sürede halli için haklarında yakalama bulunan sanıklar Sercan Baltacı ve Mesut Baltacı hakkında açılan davanın bu dosya üzerinden yürütülmesi, diğer sanıklar ...,...,...,...,...,...,..,...,... ve ... hakkındaki davaların ise ayrı ayrı tefriki ile başka esaslara kayıt edilmesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine dosya mahkemenin 2018/357 esasına kaydedilmiştir. 18.06.2018 tarihli tensip zaptında, katılanların ..., ... ve ... ve vekilleri olarak ayrı ayrı belirtilerek, 15.10.2018 tarihli duruşma günü bildirir davetiyenin katılan vekillerine çıkartılmasına karar verilmiş ve 06.08.2018 tarihinde Diyarbakır Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğüne, 31.07.2018 tarihinde Diyarbakır Valiliğine, 31.07.2018 tarihinde ise ... vekillerine davetiyelerin tebliğ edildiği görülmüştür.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 03.05.2018 tarih, 2018/27306 soruşturma, 2018/8027 esas sayılı, suç tarihinin 2014 yılı, suç yerinin ise Diyarbakır olduğu belirtilen iddianamesi ile ise özetle; FETÖ/PYD silahlı terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu değerlendirilen Diyarbakır ilinde faaliyet gösteren dernekler ve üyelerinin tespitine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında, örgütle iltisaklı olduğu değerlendirilen Gelişim Eğitim Gönüllüleri Derneğinde yönetim kurulunda sayman olarak görev yaptığı, hakkında Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/16743 sayılı soruşturmasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma yürütüldüğü ve tutuklandığı, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/13152 sayılı soruşturma doyasında, ... tarafından derneğe verilen SODES projesiyle ilgili olarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği ve dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı, 675 sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edildiği, hattından bylock programı kullandığı, oğlunun 667 sayılı KHK kapsamında kapatılan örgütle iltisaklı okulda eğitim aldığı, tanzim edilen Masak raporu ve kayıtlardan 17-25 Aralık sürecinden sonra aktif olarak kullandığı ve örgüt liderinin talimatı doğrultusunda para yatırdığı Bank Asya hesabının bulunduğu, eşinin de bahse konu dernek bünyesinde görev aldığı, Sodes projeleri kapsamında Diyarbakır Valiliğinden aldığı bir projede usulsüzlük yapılması ile ilgili yürütülen soruşturma sonunda terör örgütü üyeliği, nitelikli dolandırıcılık suçlarından hakkında derdest kamu davasının bulunduğu, örgüt içerisinde faaliyet göstermek amacıyla soruşturma konusu derneğin kurulmasında ve çalışmasında görev yapmak suretiyle silahlı terör örgütü hiyerarşisi içerisinde bulunarak hareket ettiğinden, 5237 sayılı yasanın 314/2, 53, 58/9 ve 3713 sayılı TMK"nın 5. maddeleri uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması ve dosyanın aynı suçtan hakkında kovuşturma bulunması nedeni ile Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/297 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi istenilmiştir.
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulüne müteakip, mahkemenin 2018/400 esasına kaydedilen dava dosyasının, 29.05.2018 tarihli tensiple verilen 2018/397 sayılı karar ile 2018/357 esas sayılı dosyası ile aralarında bağlantı bulunması nedeni ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 26.05.2017 tarihli, 2017/10424 soruşturma sayılı, suç tarihinin 06.01.2017 ve öncesi, suç yerinin ise Kahramanmaraş olduğu belirtilen iddianamesi ile de, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün askeri yapılanmasına ilişkin yürütülen 2016/16743 nolu soruşturma dosyasında örgütle iltisaklı olduğu yönünde yapılan emniyet araştırması ve tanık beyanlarına istinaden
soruşturmaya dahil edildiği ve dosyasının tefrik edildiği belirtilen sanığın özetle; subay rütbesinde bulunan örgüt mensupları ile ilgilenen şahıslardan olduğu, öğretmen iken 15 Temmuz sürecinden sonra meslekten ihraç edildiği, Esat kod adını kullandığı, 2015 yılı başında Diyarbakır Cumhuriyet savcılığının Sodes projeleri kapsamında yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturmasında deşifre olduktan sonra görevden alındığı, bu kapsamda 2015 yılı başına kadar ast yapılanmasında yer alan ... kod adlı ..."ın bu tarihten sonra üst yapılanmada görev aldığı, adına kayıtlı hattından ByLock programını kullandığı, soruşturma kapsamında alınan ifadesinde de programı fiilen kullandığını beyan ettiği, 18.08.2006 tarihinde Bank Asya"da açılmış hesabının bulunduğu ve terör örgütünün talimatı doğrultusunda para yatırdığı, süreçte alınan savunmasında Esat kod adı ile örgütün askeri yapılanması içerisinde yer aldığını ve Sodes soruşturması sonrasında da görevini ..."a devrettiğini ve ByLock programını kullandığını etkin pişmanlıkta bulunarak ikrar ettiği, 2016/16743 sayılı soruşturma dosyası kapsamında ifadesi alınan ..."ın ifadesinde ise hakkında "2015 yılı Eylül ayında ..."in (...) kendisine artık Astsubaylarla görüşmeyeceksin sen artık Subay rütbesinde Askerlerle görüşeceksin dedi. 2016 yılı Ocak ayında evime kendilerini Esat (...) ve Emin ..gelerek artık Jandarma üst yapılanmasında yer alan Subay rütbesindeki askerlerle görüşeceğimi, bu şahısların Ast yapıya nazaran daha ehemniyetli olduklarını ve çok sık görüşmemem gerektiğini, beni bu şahıslarla tanıştıracağını, söylediler, Esat kod adlı şahıs bu görevi benden önce yapan kişiydi..." şeklinde ifadede bulunduğu tespit edildiğinden, FETÖ/PDY örgütü içerisinde Esad kod adı ile bilindiği ve örgüt içerisinde Jandarma üst yapılanmasında öğretmen konumunda yer alan subay rütbesindeki askerlerden sorumlu kişilerden olması nedeni ile silahlı terör örgütü kurma veya yönetme suçundan, TCK"nın 314/1,53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı TMK"nın 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istenilmiştir.
Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/40 esasına kaydolunan ve süreçte etkin pişmanlık içeren ifadelerinden vazgeçen sanık hakkında yapılan yargılama neticesinde, mahkemenin 01.02.2018 tarih ve 2018/40 karar sayılı ilamı ile, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/297 esas sayılı dosyasında yargılanmakta ise de sanığın bu dosyada nitelikli dolandırıcılık suçundan da yargılandığından birleşmesinin gerekmediği, muvafakatte verilmediği, gerekirse örgüt üyeliği suçundan verilen bu kararının esas alınabileceği belirtilerek sanığın özetle, her ne kadar TCK"nın 314/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, eylemleri bir bütün olarak silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğundan, TCK"nın 314/2 , 53/1-2-3, 58/9, 63 ve 3713 sayılı TMK"nın 5/1 maddeleri uyarınca 9 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine, hükmen tutukluluk halinin devamına ve tanık ... hakkında yalan tanıklık suçundan suç duyurusunda bulunulmasına oy birliği ile istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Kararın istinaf edilmesi üzerine yapılan inceleme neticesinde, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 11.05.2018 tarih, 2018/683 esas ve 2018/1275 karar sayılı ilamı ile UYAP kayıtlarının incelenmesinde, aynı suçtan hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/27306 sayılı soruşturma dosyası ve Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde 2017/297 esas sayılı dava dosyasının bulunduğu ve yargılamasının halen devam ettiği anlaşılan sanığa yüklenen silahlı terör örgütüne üye olma suçunun, temadi eden suçlardan olduğu gözetilip, olaylar arasında hukuki veya fiili kesinti bulunup bulunmadığı, aynı olayları kapsayıp kapsamadığının tespiti bakımından anılan soruşturma ve kovuşturma dosyalarının celp edilerek, öncelikle olaylar arasında hukuki veya fiili kesinti olup olmadığı tespit edildikten sonra mümkün olması halinde dosyaların birleştirilmesi, kesinleşmiş olmaları durumunda ise onaylı örnekleri dosya arasına alındıktan sonra bir bütün halinde değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, kabul ve uygulamaya göre ise ByLock programını kullandığı kabul olunan sanığın ByLock kullanımına ilişkin bilgi, konuşma, mesaj ve mail ayrıntılarını gösterir dokümanların istenilmesine dair yazı sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmediğinden, sanık müdafilerinin istinaf itirazları yerinde görülerek 5271 sayılı CMK"nın 280/1-d maddesi uyarınca hükmün bozulmasına, kesin olarak, oy birliği ile karar verilmiştir.
Bozma üzerine Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/51 esasına kaydolan dosyada, bozmaya uyularak ve süreçte gönderilen ..."in teşhis ve beyanları da okunarak yapılan yargılama sonunda, 26.07.2018 tarih 2018/51 esas, 2018/241 karar sayılı ilamı ile dosyanın, süreçte muvafakat istemine cevap verilmediği belirtilen Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/297 esas sayılı dosyası ile CMK"nın 8 ve devamı maddeleri gereği birleştirilmesine karar verilmiştir.
Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin birleştirme kararına istinaden dosyanın gönderildiği Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesince, duruşma günü 15.10.2018 tarihine bırakılan 2018/357 esas sayılı dosyasında, 21.09.2018 tarihinde re"sen celse açılarak verilen 2018/578 karar sayılı ilamı ile sanığın davaya konu eylemlerinin Diyarbakır"da bulunduğu zaman zarfını kapsadığı, iddianame tarihinin 06.09.2017 tarihi olduğu, oysa birleştirme kararına konu eylemlerin 2012 yılında Kahramanmaraş"a taşınan sanığın, Kahramanmaraş ilinde bulunduğu süre zarfına yönelik olduğu, bu dönemde ByLock programını kullandığı, BankAsya hesabına talimat üzerine para yatırdığı, ... kod ismiyle Kahramanmaraş ilinde görev yapan örgüt üyesi asker şahısların mahrem imamı olduğunun iddia edildiği, iddianamenin tanzim tarihinin ise 26.05.2017 tarihi olduğu, davaya konu dolandırıcılık suçunun örgüt faaliyeti kapsamında örgüt üyeliği aracı kılınarak işlendiğinin iddia edildiği, bu durumda silahlı terör örgütü üyeliği iddiasının ana suçlamayı oluşturduğu, örgüt üyeliği suçundan temadinin kesildiği yer ve eylemsel yoğunluk açısından Kahramanmaraş Ağır Ceza Mahkemesinin yetkili olduğu ayrıca Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında delil yoğunluğu da bulunduğundan, dolandırıcılık ve üyelik suçlarından yargılama görevinin Kahramanmaraş Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu, Yargıtay kararları, teamüller ve yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesi de göze alındığında yargılamanın daha ileri aşamada olan ve önceden açılan Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasından yapılması gerektiği gerekçesi
ile dosyanın Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/51 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, birleştirme hususunda fiili uyuşmazlık çıktığından uyuşmazlığının çözümü için dosyanın, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, oy birliği ile karar verilmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin, 12.10.2018 tarih 2018/1925 esas ve 2018/1551 karar sayılı ilamı ile dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu ve birlikte yürütülmelerinde yarar görüldüğünden, dosyaların birleştirilmesine, Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçesine göre Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin birleştirme kararının kaldırılmasına ve davaların Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2018/357 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine, kesin olarak, oy birliği ile karar verilmiştir.
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/671 esasına kaydedilen dosyada tanzim edilen 24.10.2018 tarihli tensipte, ..., ... ve ... katılanlar olarak belirtilmiştir.
12.12.2018 tarihinde yapılan duruşmada, sanığa CMK’nın 191. maddesi uyarınca "asıl ve birleşen 2018/400 esas ve birleşen Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/51 sayılı dosyalardaki iddianamelerin" ayrı ayrı okunduğunun, iddiaların anlatıldığının, katılan kurumlara çıkartılan davetiyelerin usulüne uygun tebliğ edildiğinin, tanık ..."in talimatla alınan ifadesinin okunduğunun, katılan Hazine vekilinin duruşmada bulunduğunun ve "Şikayetimiz devam etmektedir, sanık savunmasını kabul etmiyoruz, tanık beyanlarına bir diyeceğimiz yoktur" şeklinde beyanda bulunduğunun belirtildiği görülmüştür.
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.12.2018 tarih 2018/852 esas 2018/913 sayılı kararı ile de sanık hakkında 2018/852 esas sayılı dava dosyasının 2018/671 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Kararda el yazısı ile tefrik edilirken unutulan suç nedeni ile yeni bir tefrik yapıldığına dair notun yazılı olduğu görülmüştür.
06.03.2019 tarihli duruşmada, Cumhuriyet savcısınca verilen mütalaada sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü yöneticisi olduğundan bahisle dava açılmış ise de hakkında bu suç yönünden her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ancak tespit edilen eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğundan 5237 sayılı TCK"nın 314/2 maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi ve TCK"nın 37/1, 53/1, 58/9 maddelerince tecziyesine gözaltı ve tevkifte geçirdiği sürelerin mahsubuna, tutukluluk halinin devamına ve sanıktan alınan dijitallerin dosyada delil olarak muhafazasına, proje kordinatörü olduğu Gelişim Eğitim Gönüllüleri Derneği vasıtasıyla 2009 yılında gerçekleştirilen SODES projesi için 18.030 TL, 2010 yılında gerçekleştirilen SODES projesi için 24.749 TL olmak üzere toplam 42.779 TL tutarında kamu kaynağının projeler kapsamında Pratik SBS tarafından karşılanması gerekir iken proje kapsamında ayrı bir harcama olarak gösterilmesi nedeniyle kamu kurumu zararına ve dernek tüzel kişiliğinin kullanılmış
olması nedeniyle kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık suçunu işlediği alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamından sabit olduğundan, haksız olarak kazanılan kamu kaynağını silahlı terör örgütüne aktardığı ve bu suretle kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık suçunu işlediğinden, TCK"nın 158/1-d-e, 53, 63 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi istenilmiştir.
03.04.2019 tarihli duruşmada tefhim olunan hükümle; sanığın "Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de eyleminin sabit olmaması nedeniyle CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince müsned suçtan beraatine, her ne kadar hakkında TCK"nın 314/1 maddesi gereğince cezalandırılması amacıyla kamu davası açılmış ise de eylemlerinin bir bütün olarak silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğundan, 3713 sayılı Kanunun 7/1 maddesi yollaması ile TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün tutukluluk halinin devamına, sanık ve müdafiinin yüzüne karşı, Cumhuriyet savcısının katılımı ile katılanların yokluğunda, istinaf kanun yolu açık olmak üzere, oybirliği ile karar verilmiştir.
Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.04.2019 tarih, 2018/671 esas ve 2019/199 karar sayılı ilamının, gerekçeli karar başlığında Hazine ve Maliye Bakanlığı, ... ve Kalkınma Bakanlığı katılanlar olarak belirtilmiştir.
Örgüt üyesi olma suçu yönünden verilen hükmün, sanık müdafiince istinafı üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 22.05.2019 tarih, 2019/1090 esas ve 2019/771 karar sayılı ilamı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yapılan inceleme neticesinde, sanık müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine ve sanığın tutukluluk halinin devamına, temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verilmiştir. Karar, 04.06.2019 tarihinde sanık müdafiine tebliğ edilmiştir. 09.06.2019 tarihinde sanık müdafii kararı temyiz etmiştir.
Temyiz incelemesi yapılmak üzere 27.06.2019 tarihli kanun yolu düzenleme formu ile gönderilen dosya kapsamında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.09.2019 tarihli yazısı ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi Adalet Komisyonundan, hükmün katılan hazine vekilinin yokluğunda verilmiş olması nedeni ile CMK"nın 237, 238 ve 260/1 maddeleri uyarınca temyiz hakkı bulunduğundan, yokluğunda verilen hükmü adı geçen hazine vekiline tebliğ edilerek, buna ilişkin belgenin ve verildiği takdirde temyiz dilekçesinin eklendikten sonra dosyanın iadesi istenilmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin, 22.05.2019 tarih, 2019/771 karar sayılı gerekçeli kararını içerir tebligat, 30.09.2019 tarihinde Diyarbakır Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğü vekiline tebliğ edilmiştir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı vekili, 01.10.2019 tarihli, Yargıtay Ceza Dairesine gönderilmek üzere sunduğu dilekçesi ile "istinaf mahkemesi ilamının", yokluklarında tefhim olunan İlk Derece Mahkemesi kararını, gerekçeli kararın katılan olmalarına
rağmen taraflarına tebliğ edilmemesi nedeni ile istinaf edemediklerinden savunma ve adil yargılanma haklarının ihlal edilmesi nedeni ile dosyanın incelenmeksizin geri çevrilmesine karar verilmesi gerektiği, kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılık suçundan cezalandırılması gerekli iken beraatine karar verilen sanık hakkında delillerin değerlendirilmesinde hata yapılarak eksik araştırma ile hüküm tesis edildiği ve örgüt üyeliği suçundan ise eksik ceza tayin edilmesi nedenleri ile resen belirlenecek nedenler ile temyizen tetkik edilerek bozulmasına karar verilmesi talep etmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 14.10.2019 tarihli yazısı ile eksiklik giderilerek katılan vekilinin temyiz dilekçesi, dosyasına eklenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.10.2019 tarihli tebliğnamesi ile İlk Derece Mahkemesinin örgüt üyeliğine ve dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair ilamının, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma ve örgütsel faaliyetleri çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırma suçlarından açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine, dolandırıcılık suçundan beraatine karar verildiği, yokluğunda verilen kararın kovuşturma aşamasında usulüne uygun talebi doğrultusunda davaya katılmasına karar verilen Hazine vekiline tebliğ edilmediği, sanık müdafiince İlk Derece Mahkemesi kararına yapılan itiraz üzerine İstinaf Mahkemesince bu eksiklik giderilmeden ve usule uygun taraf teşkili sağlanmadan, yalnızca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi nedeni ile sanık müdafii ile katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün diğer yönleri incelenmeksizin CMK"nın 302/2. maddesi gereğince öncelikle bu sebeple bozulması istenilmiştir.
Dairenin, 09.12.2020 tarih, 2019/10505 esas ve 2020/6096 karar sayılı ilamı ile sanık ve katılan hazine vekilince yapılan temyiz başvurularına istinaden yapılan inceleme neticesinde, belirtildiği şekli ile;
"Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre yapılan temyiz incelemesi sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Hazine ve Maliye Bakanlığının sanık hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemi üzerine yapılan incelemede;
Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık suçundan verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, verilen cezanın tür ve süresine göre CMK"nın 286/2-g maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan;
ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanlığının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen kararı temyize yetkisi bulunmadığından, müdahil vekilinin temyiz isteminin CMK"nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün onanmasına,"
Karar verilmiştir.
II- İTİRAZ NEDENLERİ :
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.02.2021 tarih, 2021/4026 sayılı yazısı ile ilgili kısmında belirtildiği şekli ile;
"İtiraz konu edilen olayda Başsavcılığımız ile Yüksek 16. Ceza Dairesi arasındaki uyuşmazlık, sanık hakkındaki Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik inceleme yapılarak katılan vekilinin temyiz isteminin CMK"nın 286/2-g maddesi gereğince reddine karar verilmesinden oluşmaktadır.
Yargılamaya ve itiraza konu somut olay incelendiğinde; Sanık hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 06.09.2017 tarih ve 2017/10914 sayılı iddianamesiyle silahlı terör örgütüne üye olma ve örgütsel faaliyetleri çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırma suçlarından açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine, dolandırıcılık suçundan beraatine karar verildiği, yokluğunda verilen kararın kovuşturma aşamasında usulüne uygun talebi doğrultusunda davaya katılmasına karar verilen Hazine vekiline tebliğ edilmediği, sanık müdafii tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına yapılan itiraz üzerine İstinaf mahkemesince de bu eksiklik giderilmeden ve usule uygun taraf teşkili sağlanmadan, yalnızca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik inceleme ile istinaf başvurusunun eastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK"da İlk Derece Mahkemelerince verilen hükümlere karşı olağan kanun yolu olarak iki dereceli bir sistem benimsenmiştir. Bunlardan ilki "İstinaf", ikincisi ise "Temyiz"dir.
CMK"nın 272. maddesinde ilk derece mahkemelerince verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmiş, CMK"nın 286. maddesinde ise kural olarak, Bölge Adliye Mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümlerinin
temyiz edilebileceği hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla bu sistemde, İlk Derece Mahkemesi hükmüyle ilgili olarak Bölge Adliye Mahkemesi ceza dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda verilen ve kanunundaki istisnalar dışında kalan hükümler temyiz incelemesine konu edilebilecektir.
Somut dosyada İlk Derece Mahkemesi tarafından sanığın silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan mahkumiyetine ve Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık suçundan ise beraatine karar verilmiş, sanık müdafii tarafından yalnızca silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan mahkumiyete ilişkin hükme yönelik itiraz üzerine istinaf incelemesine konu edilmiş, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 22.05.2019 tarihli kararı ile de yalnızca bu suç yönünden inceleme yapılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Başsavcılığımızca katılan Maliye Hazinesine gerekçeli kararların tebliği konusundaki eksikliğin giderilmesinden sonra katılan vekili süresi içinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurmuşsa da, temyiz incelemesinin kapsamının Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile sınırlı olduğu kuralı gözetilerek temyiz incelemesinin bu doğrultuda yapılması gerekmektedir.
Yüksek 16. Ceza Dairesi"nin itirazımıza konu 09.12.2020 gün ve 2019/10505 Esas, 2020/6096 Karar sayılı ilamında ise; "...Hazine ve Maliye Bakanlığının sanık hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemi üzerine yapılan incelemede;
Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık suçundan verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, verilen cezanın tür ve süresine göre CMK"nın 286/2-g maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan; .... müdahil vekilinin temyiz isteminin CMK"nın 298. maddesi gereğince REDDİNE" denilmek suretiyle esasında temyiz incelemesine konu Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer almayan, bu haliyle de temyiz incelemesi kapsamında bulunmayan "Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık suçundan verilen beraat" hükmüne yönelik inceleme yapılarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Başsavcılığımızca düzenlenen 19.10.2019 tarihli tebliğnamede "... yokluğunda verilen kararın kovuşturma aşamasında usulüne uygun talebi doğrultusunda davaya katılmasına karar verilen Hazine vekiline tebliğ edilmediği, sanık müdafi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına yapılan itiraz üzerine istinaf mahkemesince bu eksiklik giderilmeden ve usule uygun taraf teşkili sağlanmadan, yalnızca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi" gerekçesiyle hükümlerin bozulması istenmişse de, olayda Yüksek 16. Ceza Dairesince; İlk Derece Mahkemesinin Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmünün, Başsavcılığımızca tebliğ edilmesinden sonra katılan Maliye Hazinesi tarafından süresi içinde dilekçe
verilerek itiraz edildiği de nazara alınarak, bu hususta temyiz incelemesi yapılmasına yer olmadığı belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf incelemesi yapılmak üzere incelenmeksizin iadesine karar verilmesi gerekmesi sebebiyle itiraz zorunluluğu doğmuştur.
Açıklanan nedenlerle
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 09/12/2020 gün ve 2019/10505 Esas, 2020/6096 Karar sayılı kararındaki Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmüne ilişkin CMK"nın 298. maddesi gereğince "temyiz isteminin reddine" dair kararın KALDIRILARAK, anılan suç yönünden istinaf incelemesi yapılmak üzere "İADE" kararı verilmesi"
Şeklindeki gerekçe ile itiraz isteminde bulunulmuştur.
III- İTİRAZ DEĞERLENDİRİLMESİ :
Aralarındaki irtibat (5271 sayılı CMK. madde 8) nedeniyle birlikte görülen her suça ilişkin hükümlerin bağımsızlığını koruduğunda kuşku bulunmamasına, İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlerin kanun yolunun, kural olarak temyiz değil istinaf olarak belirlenmesine (5271 sayılı CMK.madde 272/1), Yargıtaydan verilen bozma kararına uyulması halinde ilk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı sadece temyiz yoluna başvurulabileceğine ilişkin hükmün (20.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanunun 9. maddesiyle getirilen 5271 sayılı CMK"nın 307/3. fıkrası) birlikte görülseler dahi temyiz incelemesinden geçmeyen sanık ve/veya suçlara ilişkin davalara tesirinin bulunmamasına nazaran, kararı hem maddi hem de hukuki yönden denetlemekle görevli Bölge Adliye Mahkemesine etkin başvuru hakkının temini bakımından, İlk Derece Mahkemesince verilen her hükmün öncelikle bölge adliye mahkemesince denetlenmesi gerektiği gözetilerek;
Davasız yargılama ve hüküm olamayacağına ilişkin temel ilkenin dayanağını oluşturan 5271 sayılı CMK"nın 225. maddesi de nazara alındığında ayrıntılarına ilgili bölümde yer verilen safahatta sanığın beraatine, kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu yönünden usulune uygun ikame olunmuş bir temyiz davası bulunmadığından bu suç yönünden de temyiz davasına konu edilmeyen hükümlerin sehven onanmasına karar verildiği görüldüğünden itirazın kabulüne karar verilmiştir.
IV-SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
2-Dairenin 09.12.2020 tarih, 2020/10505 esas ve 2020/6096 karar sayılı ilamının, "I" numaralı, Hazine ve Maliye Bakanlığının sanık hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan hükümlerle ilgili temyiz istemi üzerine yapılan incelemeye dair, temyiz isteminin CMK"nın 298. maddesi gereğince reddine dair kararının, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık suçu yönünden KALDIRILMASINA,
3- İlamın diğer yönlerinin, AYNEN MUHAFAZASINA,
4-Yokluklarında tefhim olunan beraat hükmüne karşı istinaf kanun yoluna başvuru hakkı bulunan katılanlara İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının tebliğ edilmediğinin ve bu nedenle istinaf incelemesinin yapılmadığının görülmesi karşısında, İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının usule uygun şekilde katılanlara tebliğini müteakip, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına neden olacak şekilde dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün de öncelikle CMK"nın 272/1 maddesi kapsamında Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilip bir karar verilmesi akabinde istemde bulunulması halinde temyiz isteminin değerlendirilmesi gerektiğinden dosyanın İADESİ için mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.06.2021tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.