Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/526
Karar No: 2013/1078

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/526 Esas 2013/1078 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2012/526 E.  ,  2013/1078 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -KARAR-

    Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının müvekkilinin aracının kasko sigortacısı olduğunu, müvekkilinin 11.08.2009 tarihinde meydana gelen kazada yaralandığını ve aracının da hurdaya çıktığını, davalı yanın kaza anında alkollü olduğu gerekçesiyle zararlarını karşılamayı reddettiğini ileri sürerek 25.000 TL araç hasar bedeli, müvekkiline rücu edilen 7.850 TL, ve 1.485,93 TL tedavi giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, kazanın davacının aldığı alkolün neticesi olarak meydana geldiğini, ayrıca davacının tedavi gideri talebinin poliçe teminat kapsamında hiç bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 24.000 TL araç hasar bedeli ile davacıya iadesi gereken üçüncü kişiye ödenen 7.850 TL toplamı 31.850 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, sigortalı davacının araç hasar bedeli ve tedavi gideri ile davalı tarafça kendisine rücu edilen karşı araç zarar bedelinin davalıdan tahsili isteminden ibarettir.
    Davalı ..., davacının aracının hem zorunlu mali mesuliyet sigortacısı hem de kasko sigortacısıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kaza anında sürücünün alkollü olup olmadığı ve kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
    2918 sayılı KTK.nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
    Ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirir olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
    Öte yandan, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.5.5. maddesinde; Ayrıca Kara Taşıtları Kasko Sigorta Genel Şartlarının A.5.5 maddesinde taşıtın Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların kasko poliçesi teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
    Bununla birlikte Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesi, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.5.5. maddesi ve Kara Taşıtları Kasko Sigorta Genel Şartlarının A.5.5 maddesinin dayanağını teşkil eden KTK"nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
    O halde, zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer
    bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
    Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (Bkz.YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
    Somut olayda;
    Sürücü davacı ..."in alkolmetreye üfleme yoluyla veya kandan bakılmak suretiyle alkollü olup olmadığı tespiti yapılmamış, 11.08.2009 tarihli adli raporda şahısta yoğun alkol kokusu hissedildiği, ileri derecede alkollü olduğu tespiti yapılmıştır. Adli raporu tanzim eden Dr. İsmail Kaya 16.03.2010 tarihinde talimat mahkemesinde tanık olarak beyanında, olayı hatırladığını, davacının yoğun alkol koktuğunu, kokunun başka bir koku olmayıp kesinlikle alkol kokusu olduğunu, hareketlerinin uyumsuz olup sorulan sorulara cevap vermekte ve algılamada yavaşlama olduğunu, ayakta duramayacak kadar alkollü olduğunu beyan etmiştir.
    Mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden ayrı ayrı rapor alınmış ve alınan raporlara göre hüküm tesis edilmiştir. Oysa alınacak raporun, heyet halinde tanzimi zorunludur.
    Bu durumda mahkemece, nöroloji uzmanı ve trafik ve hasar konusunda uzman bilirkişi kurulundan, davacı ..."in alkollü olduğu kabul edilerek, kazanın oluş şekli, saati, olay yeri hava durumu gibi hususlar ve Dr. ... "nın beyanı birlikte değerlendirilerek kazanın münhasıran aldığı
    alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği, başka etkenlerin kazaya neden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Bozma kapsam ve nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma kapsam ve nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 05.02.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi