13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/7139 Karar No: 2018/1375 Karar Tarihi: 07.02.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/7139 Esas 2018/1375 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/7139 E. , 2018/1375 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, dava dışı oğlu ...’a maruz kalınan korkutma ve ikrah nedeni ile 05/04/2005 tarihli genel vekkaletname vermek zorunda kaldığını, oğlunun bu kapsamda vekaleten dava konusu iki taşınmazını noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile davalıya satmayı vaadettiğini, bu durumun iradelerini sakatlamakla hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, bu sözleşmelerin geçersizliğinin tespitini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ikrah nedeni ile iradesi fesada uğrayan tarafın davacının oğlu olduğu anlaşıldığından aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, maruz kalınan ikrah ve korkutma nedenine dayalı iki ayrı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı, gerek oğluna vekalet vermesinde, gerekse oğlunun vekaleten yaptığı sözleşmelerde ikraha maruz kalındığını ileri sürmektedir. Mahkemece, yalnızca bu maddi vaka üzerinden ikraha kimin maruz kaldığı dikkate alınarak husumet yokluğu kanaatine varılmıştır. Ne var ki dava konusu husus sözleşmelerin feshi istemine dair olup, öncelikle sözleşmenin tarafları irdelenmelidir. İptali istenen 13.02.2007 ve 22/02/2007 tarihli Gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde satmayı vaadeden davacı asil ..., almayı vaadeden ise davalı ...’dır. Dava dışı ... yalnızca davacı babası adına vekaleten hareket etmiştir. İptali istenen sözleşmelerin tarafının davacı olduğu sabit olduğuna göre artık işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yan lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.