3. Ceza Dairesi 2018/3289 E. , 2019/6095 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Bozma öncesi sanık ... hakkında müşteki ..."e karşı kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu, Dairemizin 21/10/2014 tarihli, 2014/1685 Esas, 2014/32876 Karar sayılı ilamı ile bozmanın hükmü süresinde temyiz etmeyen sanık ..."e sirayetine karar verilmesine rağmen, bozma sonrası sanık ... yönünden müşteki ..."e karşı yaralama eyleminden hüküm kurulması unutulmuşsa da dava zamanaşımı süresi içerisinde hüküm tesisi mümkün görülmüştür.
1) Sanık ... hakkında katılan ..."a karşı kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dairemizin 21/10/2014 tarihli, 2014/1685 Esas, 2014/32876 Karar sayılı ilamı ile sanıklar ... ve ... hakkında bozma kararı verilip, verilen bozma kararının mahkemesince, süresinde temyize gelmeyen sanık ..."e de sirayetine karar verildiği, bozma kararından sonra kurulan hükmün sanık ... tarafından temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.01.2017 tarihli ve 2016/982 Esas, 2017/29 Karar sayılı Dairemizce benimsenen kararı da dikkate alınarak daha önce süresinde kararı temyiz etmeyen ve sirayetten yararlanan sanığın bozmadan sonra yeniden kurulan hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
2) Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Dairemizin 21/10/2014 tarihli, 2014/1685 Esas, 2014/32876 Karar sayılı bozma ilamı ile sanıklar hakkında verilen adli para cezalarına ilişkin hükümlerin, 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesinde yazılı nesnel ve öznel koşullar değerlendirilip buna ilişkin gerekçeler gösterildikten sonra sanıklar lehine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağı yönünde bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulduğu, bozma sonrası yapılan yargılamada bozma ilamına uyulduğu belirtilmesine rağmen Ceza Genel Kurulunun 13.03.2012 tarih 2011/2-376 Esas ve 2012/90 sayılı kararı gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının cezanın erteleme veya seçenek yaptırımlara çevrilmeden önce değerlendirilmesi gerektiği de gözetilerek, "hükümlerin seçenek yaptırıma çevrildiği gerekçesiyle" sanıklar hakkında ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına şeklinde yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile hüküm kurulması,
Kabule göre de;
b) Tarafsız görgü tanığı bulunmayan olaya ilişkin olarak alınan adli raporda sanıklardan ..."ün de yaralanması, tarafların olayın başlangıcına ilişkin anlatımlarında farklılık bulunması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 - 238 Esas ve 367 Karar sayılı kararı ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, kavgada ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği durumlarda, sanıklar lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanıp uygulanmayacağı hususunun karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,
3) Sanık ... hakkında müşteki ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) 12.01.2018 tarihinde sanık ... müdafiisi tarafından sunulan dilekçe ve ekinde yer alan Denizli Servergazi Devlet Hastanesine tarafından düzenlenen 04.01.2018 tarihli kurul raporu incelendiğinde, sanık hakkında organik olmayan psikoz teşhisi konduğu ve akli melekelerinin yerinde olmadığının bildirildiği anlaşılmakla, sanığın suç tarihi itibariyle ve halen TCK"nin 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığının, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak sağlık kurulu raporu ile tespiti ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
b) Tarafsız görgü tanığı bulunmayan olaya ilişkin olarak alınan adli raporda sanıklardan ..."ün de yaralanması, tarafların olayın başlangıcına ilişkin anlatımlarında farklılık bulunması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 - 238 Esas ve 367 Karar sayılı kararı ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, kavgada ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği durumlarda, sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanıp uygulanmayacağı hususunun karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,
4) Sanıklar ... ve ... hakkında müşteki ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tarafsız görgü tanığı bulunmayan olaya ilişkin olarak alınan adli raporda sanıklardan ..."ün de yaralanması, tarafların olayın başlangıcına ilişkin anlatımlarında farklılık bulunması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 - 238 Esas ve 367 Karar sayılı kararı ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, kavgada ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği durumlarda, sanıklar lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanıp uygulanmayacağı hususunun karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ile sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 21.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.