13. Hukuk Dairesi 2017/5765 E. , 2018/1364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, pek çok dava ve işte davalıyı vekil olarak temsil etiiğini, davalının ücret hususunda kendisine % 180 akdi faiz uygulanmasını kabul eder taahhütname verdiğini ancak hakedilen ücretin ödemediğini ileri sürerek asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 4756,45 TL üzerinden yaptığı takibe vaki itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2004/9881 Esas sayılı takip dosyasındaki talebin kabulü ile asıl alacak 2378,22 TL ile 2378,22 TL faiz tutarına takip tarihinden itibaren asıl alacağa % 180 faizi ile birlikte takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, ödenmeyen ücret alacağı için başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmekle birlikte belirlenen asıl alacağa % 180 temerrüt faizinin uygulanacağına hükmedilmiştir.
Uyuşmazlığa ilişkin olarak; Gerek yargılama aşamasında gerekse temyiz incelemesine geldiği aşamada 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde, "Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır" denildikten sonra, görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlığını taşıyan 7. maddesinde aynen"Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır." düzenlemesi getirilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; 6098 sayılı TBK 88 ve 120. maddelerinin ve 6101 sayılı Yürürlük Kanununun somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının irdelenip değerlendirilmesi gerekmektedir.
TBK"nun 88 ve 120. maddelerinin düzenleniş amacı ve niteliği gözetildiğinde, emredici nitelik taşıdığı ve taraflar ileri sürmese de re"sen gözetileceğinin kabulü gerekir. O halde, faize ilişkin TBK"nun 88 ve 120. Maddelerinin uygulama şeklinin irdelenmesinde; TBK.nda "temerrüt faizi" başlıklı 120. maddedeki düzenlemeye göre, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"a göre belirlenecektir.
Buna göre, mahkemece hükmedilecek temerrüt faizinin TBK"nun 120. maddesine göre belirlenmesi gerekir. Aksi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
3-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Gerek davacının hakettiği vekalet ücreti gerekse uygulanacak faiz hususunda yukarıdaki bentte açıklanan ilkeleri kapsayan taraf ve yargı denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.