19. Hukuk Dairesi 2018/3335 E. , 2020/396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... ’nün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı tarafından davalı aleyhine faturalara dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, faturalara konu malın davalıya teslim edilmediğini, bu faturalar nedeni ile davacıya borcun bulunmadığını belirterek, davanın reddini ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2015/15880 esas ve 2016/6185 karar sayılı ve 11/04/2016 tarihli kararı ile; "Davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı mal bedeline ilişkin faturalar olup dava bu niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkindir. TBK"nun 89/1.(Eski BK m.73/1) hükmüne göre, “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edilir. Bu durumda anılan kanun hükmü uyarınca davacı alacaklının kendi yerleşim yerinde icra takibi ikame edebileceği gözetilerek, işin esasının incelenmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının almış olduğu iş kapsamında tedariki gereken cihazın davacıdan satın alındığı, sonrasında cihazda meydana gelen arızaya ilişkin olarak tarafların görüştüğü, davacının talep etmiş olduğu tamir masrafına ilişkin olarak gönderilen metnin davalı tarafça onaylandığı, davacının davalı tarafta kayıtlı olmayan 27.478,33 TL’lik tamir faturasını düzenleyerek kayıtlarına işlediği, davalının cari hesap ilişkisinden kaynaklı bakiye borç ile birlikte davacıya 30.375,21 TL bakiye borcunun bulunduğu, davalının ayıba ilişkin herhangi bir savunmada bulunmadığı, servis işlemine ve belirlenen ücrete onay veren davalının hizmeti aldıktan sonra yapılan işten davacının sorumlu olduğunu iddia etmesinin TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 11.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.