Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/18313
Karar No: 2020/1437
Karar Tarihi: 22.01.2020

Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/18313 Esas 2020/1437 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kasten yaralama suçu gerekçesiyle verilen hükümlerin açıklanması suretiyle mahkumiyet kararı temyiz edildi. Ancak kararın tebliği için yapılan işlemleri usule uygun olmadığı belirlendi. Ayrıca gerekçeli kararda mağdurların isim ve kimlik bilgilerine yer verilmediği, sanığın kasıtlı suç işlediği iddiası üzerine hüküm açıklanmasına karar verilirken, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği belirlenemediği ve TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Kararda, Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi, 21/1. maddesi, 21/2. maddesi, 23/1-8, ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi yer aldı. Hükümler 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi bozuldu.
3. Ceza Dairesi         2019/18313 E.  ,  2020/1437 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Kasten yaralama
    HÜKÜMLER: Hükümlerin açıklanması suretiyle mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, yokluğunda verilen kararın tebliği için sanığın adresine doğrudan “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan ve Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan gerekçeli karar tebliği işleminin usule aykırı olduğu anlaşılmakla, sanığın öğrenme üzerine sunduğu 17.09.2015 tarihli eski hale getirme ve temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    1) Gerekçeli karar başlığında mağdurlar ....,.....,...... ın isim ve kimlik bilgilerine yer verilmemesi, ...’in sıfatının ise “sanık” yerine “müşteki sanık” olarak gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 232/2-b maddesine aykırı davranılması,
    2) Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle ihbarda bulunulması üzerine, 5271 sayılı CMK"nin 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de ihbara konu ...3. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.12.2014 tarihli ve 2014/536 Esas- 2014/526 Karar sayılı ilamının 5237 sayılı TCK"nin 106/1. maddesi birinci fıkrasında düzenlenen tehdit suçuna ilişkin olduğu; denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan bu suçun, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK"nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, söz konusu suça ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak, uzlaşmanın sağlanması halinde sanığın güncel adli sicil kaydında ihbara konu olabilecek başkaca kasıtlı suçlardan mahkumiyet ilamlarının bulunup bulunmadığı da değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Kabule göre de;
    3) ...Devlet Hastanesince düzenlenen 05.12.2009 tarihli geçici raporlarda, mağdurlardan... hakkında "sağ parietal bölgede 3 cm kesi, ulna distalinde fraktür",...hakkında "sol frontal bölgede 2 cm kesi" ve...... hakkında "kafada 0.5 cm"lik kesi, alında sıyrık" olduğunun tespit edildiği, mağdurlar hakkında beyin ve sinir cerrahi uzmanınca düzenlenen 24.02.2010 tarihli raporlarda yaralanmaların yüzde sabit ize neden olmadığı belirtilmiş ise de düzenlenen raporların içeriklerinin Adli Tıp kriterlerine uygun olmadığı, ayrıca raporların plastik cerrahi uzmanı veya adli tıp uzmanı tarafından düzenlenmediği ve mağdur ...hakkında ortopedi uzmanınca düzenlenen 07.12.2009 tarihli raporda meydana gelen kemik kırığının hayati fonksiyonlara etki derecesinin belirtilmediği anlaşıldığından, mağdurların tüm tedavi evrakları, mevcut raporları, film ve grafileri ile birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevk edilerek her bir mağdurda tespit edilen yaralanmanın yüzde sabit ize neden olup olmadığı, mağdur ...e meydana gelen kemik kırığının hayati fonksiyonlara etkisinin kaçıncı derece olduğu ve her bir mağdur için 5237 sayılı TCK’nin 86 ve 87. maddelerinde belirtilen tüm ölçütlere göre yaralanmanın niteliği hususunda duraksamaya yer vermeyecek şekilde kesin rapor aldırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    4)Sanık ve kardeşleri ile mağdurların karşılıklı kavga ettikleri ve her iki tarafın da cezalandırılmasına karar verilen olayda, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi,
    5) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 22.01.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi